17.Bölüm

6.1K 270 133
                                    

Medyadakiler Afra ve Bars!

Keyifli okumalar. 🖤

.
.
.

"Önemli bir şey değil. Uyu artık istersen, dışarıya da baktın." dedi Bars. Neden düzgün cevap vermiyordu?

"Uyuyamıyorum, kabus görüyorum..." dedim. Gözlerim dolmuştu, ruhen yorgun hissediyordum.

"Sakın bir daha benim için bir şey yapma. Kim nefret ettiği adam için canını verir? Sana neler yaptığımı unuttun mu?" Daha çok yaklaştı. "Hatırlatmamı ister misin?" dedi. Gözlerini okuyamıyordum. Belkide benim onu kurtarmamı sindiremiyordu.

Unutmamıştım hiçbirini ama sürekli hatırlayıp da kendimi üzmüyordum.

Çenemi canımı acıtmadan tuttu ve gözlerimi gözlerine sabitledi. "Kim olduğumu, sana neler yaptığımı unutacak kadar saf olma. Sen kötü değilsin, evet. Ben kötülüğün ta kendisi oldum, Afra." dedi, çenemi bıraktı ve geri çekildi.

"İncinmiş ruhuna iyi geldiğimi söylemiştin," dedim. Anlamaya çalışarak gözlerine bakıyordum.

Güldü. "Alay ettim seninle ama sen o kadar safsın ki onu bile fark edememişsin." dedi. Bana neden böyle yapıyordu şimdi?

Alay ettiğini biliyordum, şimdi kesinleşmişti. Elimi yaramın üstüne koydum. Yara kanıyordu.

Her ne kadar canım yansa da Bars'ı ittirmeye çalıştım. "Bırak!" diye uyardım, gözlerinin içine öfkeyle bakarak.

Bu iki olmuştu. Bana hissettirdikleri, yaşattıkları çok ağır geliyordu. Düşünmüyordu hiç konuşurken, hissedebileceklerimi. Belki de kendi hiçbir şey hissetmediği içindi.

Acımasız, kalpsiz Bars.

Tek elimle Bars'ı ittirmem çok zordu. Birden kollarımdan sıkıca tuttu ve gözlerini gözlerime sabitledi. "Afra, abartma! Aklını başına topla. Çocuk gibi davranmayı kes. Ne bekliyordun? Seni sevdiğimi filan mı düşündün bir akşamda?" diye sordu. Söyledikleri bir bıçak edasıyla en derinlerime işliyordu.

Tokat attığımda çenesi belirginleşmişti. Benim de ani hareketle yaram acımıştı. "Bırak." diye uyardığımda, kollarımı tamamen serbest bırakmıştı.

Komodinin üstünde pansuman malzemeleri koymuşlardı. Komodine doğru baktım.

Bars odada daha fazla durmayıp, gitti.

Ben de yaraya pansuman yapacaktım ki içeri birden Tolga girdi.

"Afra, Bars nerede?!" diye sordu. Endişeli görünüyordu.

"Az önce çıktı." dediğimde Tolga bıkkınlığa karışık iç çekti.

"Sen iyi misin?" diye sorduğunda gülümsedim.

"İyiyim. Bi' sorun mu var Tolga?" diye sordum anlamaya çalışarak.

Kafasını iki yana, hayır anlamında salladı. "Yok ya ne sorunu? Şirketle ilgili. Sen dinlenmene bak. Kalkma çok ayağa, uyu." dedi.

Sürekli uyumam gerektiğini söylüyorlardı ve Tolga'nın doğruyu söylediğine pek inanmamıştım.

"Tamam." dedim.

Tolga odadan çıkınca bu sefer kapı çaldı ve Doruk abimin sesini duydum.

"Gelebilir miyim prensesim?" diye sormuştu.

"Evet." dediğimde Doruk abim içeri girmişti.

"Nasılsın abisinin güzeli?" diye sordu Doruk abim. O da endişeli görünüyordu.

KintakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin