|Tamamlandı|
"Sen ne diyorsun sevgilim? Lütfen beni affet, birlikte kurtulalım."
Ege'ye baktığımda yüzünde pişmanlık ifadesi vardı. Buradan kurtulmak için bile beni kullanıyordu. Bir günde nasıl bu kadar yüzsüz olmuştu bu?
"Biz de buradayız bu arada...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
...
BÖLÜM 10|Cemre Koralp
...
Bir aydınlığın içindeyken ölüm peşimden kovaladı. Çaresizlik, son zamanlarda çok tanıdık bir his haline geldi. Bir hiçliğin içinde amansızca koşarken gördüğüm kurtuluş gözümü kör ettiği için ayağımın altındaki uçurumu fark etmedim. Ve sonra düştüm ama düşüş acıtmadı. Kurtuluştan uzaklaşmak, tüm çabaların heba olması daha can yakıcıydı.
Telefonu babamın suratına kapattım. "Siz kimsiniz?" Bunu ben sormadım çünkü ben cevabımı almıştım. Kemal Gökay, avucunun içindeki bastonu daha çok sıktı.
"A-Aslı ben." dedim sesimin özgüvenli çıkmasına çabalarken. Yine de korkum deri ceketliler tarafından bile fark edilmişti ki gülmeye başladılar. Alaycıl bakışlarını gördükten sonra duruşumu dikleştirtim. "Aslı Yılmaz. Peki siz? İsminizi ya da simanızı tanıyamadım. Eve izinsiz girme sebebinizi açıklar mısınız?"
Adam güldü ve "Haklısınız." dedi. "Uygun olmadı. Evde genç bir bayanın olduğunu bilmiyordum. " dediğinde kibarlığına karşılık şaşırdım ama dalga geçtiğini anlamam uzun sürmedi.
"Burak Bey evde değiller mi?"
"Evde gibi miler?"
"Anlamadım."
"Evden çıkar mısınız?"
Kemal Gökay, ayağa kalktı. Dediğimi yapacağını düşünmemiştim. Hol tarafına dönüp ilerlemek için bir adım attı sonra kafasını tekrar bana çevirdi.
"İsterseniz bize eşlik edin. Kendinizi anlatmak için vaktiniz çok olmayacak."
"Anlamadım."
"Kızı alın." dedi çaprazındaki deri ceketliye.
"Ne? Hayır! Ordan oraya, burdan buraya. Yeter." Geriledim ve öfkeyle yakındım. Daha çok hayatıma söyleniyordum. Son günlerde olanlar bir kâbus gibiydi. Hâlâ kâbustaydım belki. O sabah hiç uyanmamıştım.
Deri ceketlilerden bir tanesi üzerime yürüdüğünde tekme atmaya çalıştım ama iri adama hiç etki etmedi. Duvara yanaştığımda duvardaki dev aynayı yerinden sökercesine alıp adamın kafasına fırlattım. Adamın başında kırılan cam parçaları yere dökülürken kan damlaları kapladı alnını. Şok içinde elimi ağzıma götürdüğüm sırada açık kalan dış kapıdan sesler geldi. Apartmandan bir kadın sesi geliyordu.
"Kimse yok diyorum. Bu evi kullanmazlar. O mafyatik tipler genelde ormanlık yerleri tercih eder... Aa kapı açık? Neden açık?" Konuşmanın devamı gelmedi. Kafamı çevirdiğimde kapıda genç bir kadın yanında da genç bir adam vardı. Kadın holden şaşkınlıkla bize bakarken Kemal'in pis sesi duyuldu.