...BÖLÜM 23|Dört Hayat, Bir Ölüm
Burak nereye gittiğini biliyor gibi yürüyordu. Karanlık koridorlara saparak ıssız bir köşenin dibindeki bir kapıdan içeri girdik. Karanlık odanın içinde kimseyi göremiyor, nefes alışveriş sesi işittiğim için ne olduğunu çözmeye çalışıyordum. Bir anda hemen önümde beliren flaş ve korkunç suratla korkuyla yerimden sıçradım.
"Selim, kalbim yerinden çıkacaktı!" Arkamdaki fayansa yaslanıp derince bir nefes aldım. Sonunda birkaç dakikalığına olsun sessiz bir ortamdaydım.
"Amacım da oydu zaten."
Selim'i taklit ederek dalga geçtim. Bir süre sonra arkada yere oturmuş, bizi seyreden Cüneyt'i fark ettim. Deniz hemen bitişiğinde elindeki silahla Cüneyt'in her hareketine hazırlıklı olarak bekliyordu. Burak, Cüneyt'in önüne çömeldi ve sakince sordu. "Buradan nasıl çıkabiliriz?"
Cüneyt ciddiyetle cevap verdi. "Buradan çıkamazsınız."
"Buradan çıkarız fakat iki yolla çıkarız. Ya sen söylersin hep beraber çıkarız ya da biz buluruz, bizimle beraber buradan cesedin çıkar."
Cüneyt gözlerini kaçırdı ve karşıya duvara baktı. "Tüm kapılar kilitli, pencereler kapalı. Çıkış falan yok."
Burak onun söylediğini umursamadı. "Ne var biliyor musun? Her iki yolda da senin cesedini çöpe atıyor olacağız."
Cüneyt, Burak'ın kışkırtıcı bakışlarına daha fazla dayanamadı. Zaten Kemal'e sıkı sıkıya bağlı gibi de değildi. "Üst katta yemekhanede çöplerin dışarıya atıldığı yerde bir çıkış var ama küçük bir yer. Siz sığamazsınız," bana baktı. "ama Aslı sığar."
"Başka çıkış yok mu?" diye sordu Selim. Başka bir çıkış yoktu. Olsa bile Cüneyt bilmiyor gibiydi.
Burak ayağa kalktı ve Selimle Deniz'in yanına gitti. Fısıldamaları duyuluyordu. Plan yemekhaneye gitmekti.
Oradan çıkarken ayak sesleri duyduk. Sert adımlar yakınlardan geliyordu.
"Üç ya da dört kişiler." dedi Selim.
Cüneyt ise "Beş." dedi. "Beşer beşer geziyorlar." Cüneyt, Deniz'in gözetimi altındaydı ve bizi yemekhaneye o götürecekti.
"Deniz onları oyalayacak."
"Neden ben oyalıyorum?" Deniz, sinirle Selim'e baktı.
"Az önce de ben oyalamıştım."
"Sırayla gidiyoruz yani, öyle mi? Küçük çocuk muyuz biz?"
Tartışma kısa sürdü ve Selim beş kişiyi başka tarafa çekmek için yanımızdan ayrıldı. Burak ve Deniz, beş kişiyi Selim'in tek başına halledeceğinden emindi. Az önce Burak'ın herkesin dikkatini dağıtmasıyla kendimi bir odaya kilitlemiştim. Peki onlar nasıl kurtulmuştu? Artık bu adamlar seni şaşırtmasın Aslı, diye mırıldandım kendi kendime. Merdivenler gözükmeye başlamıştı ama gidemezdik çünkü merdivenin ucunda bir adam vardı. Elindeki telefonun ekranına bakıp sinirle telefonun çekmiyor olmasıyla ilgili yakındı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK SİMALAR
Ação|Tamamlandı| "Sen ne diyorsun sevgilim? Lütfen beni affet, birlikte kurtulalım." Ege'ye baktığımda yüzünde pişmanlık ifadesi vardı. Buradan kurtulmak için bile beni kullanıyordu. Bir günde nasıl bu kadar yüzsüz olmuştu bu? "Biz de buradayız bu arada...