BÖLÜM 12|Planlar ve Yaşantılar

997 31 1
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

...

BÖLÜM 12| Planlar ve Yaşantılar

...

"Aslı." diye bir fısıltı. "Buraya gel." Gidiyorum ama istemeyerek. Beni zorlayan hiçbir şey yok. Durabilirim. Hatta kaçabilirim ama ben sese itaat ediyorum. İlerledikçe etraf daha da kararıyor. Ağaçlar yavaş yavaş kayboluyor, ayaklarımın altındaki çimenler karanlığın içinde görülmüyor.

Sesler duyuyorum. Kimin nerede olduğunu göremiyorum. Konuşma sesleri, fısıltılar var. Sonra silah sesleri geliyor kulağıma. Önümden arkamdan geçen kurşunlar her an vücuduma saplanabilir. Nereye adım atarsam atayım ölürmüşüm gibi, boşuna nefes alıyormuşum gibi. Her yolun sonunda ölüm var. Omzumda bir sızıyla yere çömeliyorum. Ellerimle kulaklarımı kapatıp her şeyin bir an önce bitmesini diliyorum. Sonra aklımda bir ses yankılanıyor. "Güçlü ol."

Bembeyaz bir ışık her yeri aydınlattığında gözlerimi açtım. Yüzüme vuran güneş ışığına sırtımı dönüp aklımda yankılanan sesleri duymamaya çalıştım. Kâbuslar korkutucuydu ve uyandıktan sonra yarattığı etki yüzünden kendimi daha da kötü hissediyordum.

Yatakta oturur hâle geldim. Saçlarımı karıştırdım. Tekrar yatağa uzandığımda alt kattan gelen havlama sesini duydum. Aniden yataktan fırlayıp odadan çıktım ve alt kata indim. Oturma odasına girdiğimde Lila koşarak yanıma geldi ve zıplamaya başladı. Ayak üstü onu biraz sevip şımarttıktan sonra bizi seyreden Burak'a baktım.

"Sen mi getirdin onu?"

Kafasını salladı. "Evet. Eve uğrama fırsatım oldu." Bir şey söylemek ister gibi bir hâli vardı. Hiç konuşmadan onun konuşmasını bekledim. "Dün olanlar yüzünden özür dilerim." Sesi gerçekten üzgün gibiydi ama kendini toparladı.

Tekrar konuşmasına izin vermeden konuştum. "Sorun yok. Ben de alıştım neticesinde." Yanına yaklaştım.

"Böyle bir şey bir daha olmayacak." Onu tanımaya başlamıştım yavaş yavaş. Kendinden emindi. Her şeyi kontrol edebilirmiş gibi konuşuyordu. Ses tonu öyle ikna ediciydi ki inanmıştım söylediğine.

"Aa Burak. Ne zaman geldin?" Kendimi toparlayıp odaya giren Cemre'ye döndüm. Lila'yı görünce yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu.

"Az önce."

"Tabii bir de sana anlatacağız her şeyi, değil mi?"

"Aynen öyle."

Cemre gözlerini devirip Lila'yı sevmeye başladı. Lila insanlara kolayca ısınan bir köpek olmadığı için uzaklaşmaya çalıştı ama Cemre izin vermeyerek biraz daha okşadı kafasını. En sonunda Lila, koşarak odadan çıktı.

Burak tekli koltuğa oturup öksürdü. Ona baktığımızda gözleriyle karşısındaki koltuğa oturmamızı işaret etti. Cemre, ona da olanları anlattı.

KARANLIK SİMALARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin