Son

947 52 5
                                    

Multimedya Aidan
-SHAWN'DAN-
-3 Ay sonra-
"Yeter dedim Bea! Yeter dedim. Bana onu sileceğine söz vermiştin. Ve şuan bana onu unutamadığını söylüyorsun! Hani beni seviyordun. Düne kadar sarılarak uyuyorduk Bea! Bunu nasıl yaparsın. Sesimi sevdiğini ve her saniye bana daha çok bağlandığını söylüyordun. Ben seni şarkılara anlatırken sen onu şarkılarda buldun! Yeter Bea. Bitti. Şuan bitti. Ne bok yersen ye umrumda değilsin. O salağın yanına gidebilirsin umrumda bile değil."
Çok sert çıktığımın farkındaydım. Gözlerimden düşmek üzere olan gözyaşlarım yer çekimine meydan okurcasına orada duruyorlardı. Ağlamamalıydım üzüldüğümü belli etmemeliyim. Ama kesin olan bir şey vardı. Paramparçaydım. Bana tekrar Aidan ile görüştüklerini ve onu özlediğini söyledi. Sadece arkadaşız demişti. Ona inanıyordum. İnanmamalıydım. Hangi kız aşık değilse onu mahvedecek birinin yanına dönerdi ki?
"Shawn sana söyledim sadece arkadaşız."
Sana inanıyorum.
"Sana inanmıyorum Bea sana inanmıyorum!"
Çok kötüyüm
"Umrumda değilsin. Ve biliyor musun şuan gerçekten mutluyum.
Bea hıçkırıyordu. O an onu kendime çekip sarılmak isterdim. Yapamazdım. Artık biz... Biz diye birşey yoktu. Onu kırmıştım. İstesemde bana dönmezdi. Onu kaybettim. Bunu istemiyorum.
Bea arkasına koşarak gitti. Kapıyı yavaşça kapattı. Büyük ihtimalle odasına gitti ve kapının önünde çöktü ve ağlıyor olmalıydı. Odalarımız yan yanaydı ve ben hıçkırıklarını duyabiliyordum. Ben koskocaman bir salaktım. Sevdiğini bile bile kaybeden salağın tekiydim ben. Kendimi yatağa attım. Ve yer çekimine engel olmadım. Ağlamak istiyordum. Ve belkide gözyaşlarımda boğulmak, kesinlikle ölmek istiyordum. Gözlerimi kapattım. Ve herşeyi zamana bıraktım. Hiç birşey geçmeyecekti. Her şey bitmişti. Zaman durmuştu. Herşey anlamsızdı ve ben nefes alamıyordum. Bitmişti. Sanki "biz" değil nefesim bitmişti. Bir çığlıkla irkildim. Saate baktığımda kavgamızdan bu zamana 4 saat geçmişti. Saat öğleden sonra 5'ti. Bu çığlık yine tekrarlandı fakat bu sefer anlayabilmiştim. Bu Gilinsky'den başkası değildi. Ve ağzından dökülen sözcükler... "Bea!" Koşaran kapıdan çıktım Bea'nın odasına yöneldim. Nash Ve Cameron kaskatı kesilmiş Bea'nın yatağının başında dikiliyordu. Onlara bakmadan aralarından geçtim Gilinsky Bea'ya eğilmiş olmalıydı ki Bea'yı göremiyordum. Gilinsky ağlıyor muydu? Gilinsky arkasına hızla döndü. Nash bu arada telefonla bir numara çeviriyordu. Gilinsky yaşlı gözlerini bana dikerek bağırdı. "Şimdi mutlu musun! Senin yüzünden oldu bunlar. Gilinsky hızla ayağa kalkarken ince bir bilek gördüm. Kanka kaplıydı. Gözlerim kapanıyordu. Herşey benim suçumdu. Gözlerim kararırken iki ses karıştı. Biri bana doğru koşan Cameron birisi de bana korkuyla bakan ve telefonla konuşan Nash'ti. "Shawn dostum. İyi misin!"
"Memorial Hastanesi mi? Adresi veriyorum iki arkadaşım da iyi değil." Hıçkırarak devam etti. "Lütfen acele edin. Yalvarırım."
Ve gözlerim karardı. Bitmişti. Eğer ona birşey olduysa ilk biten ben olmalıydım. Bitmeliydim. Ve bu sondu. Benim sonumdu.

Never Be Alone // mendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin