*küçük boklar*
Espinosa sizi ekledi.
Sen: her neyse küçük boklar barıştım.
Little Shit: küsmüydün?
Sen: aw, hayes tatlım ne kadar salaksın.
Little Shit: sana bir şey söylemeliyim millr
Sen: söyle küçük bok?
Little Shit: sanırım özele gitmeliyiz.
Sen: geldim
^Little Shit^
çevrimiçi
Sen: evet hayes?
Little Shit: *görüntü* *multi*
Abim bunh instagrama attı ama sildi. Gilinsky Nash ve Shawn da orada ve senin ikgilenmeni istediğim kişi Shawn. Shawn sarhoş olunca çok salaklaşır ve...
Sen: öyle bir şey olmaz değil mi?
Little Shit: bilmiyorum ama etrafta Shawn'a salya akıtan kızlar var.
Sen: operasyonumuz var Hayes. Hazırlanıyorum ve bara gidiyoruz.
Little Shit: 15 dakikaya ordayım.
Hemen altıma siyah eteğimi ve üstüne beyaz salaş tişörtümü giydim. Normalde etek giymezdim ama yanımda Hayes olacağı için sorun olmayacaktı. Saçlarımı taradım. Zil çalınca aşağı indim. Ceketimi aldım ve kapıyı açtım. Küçük bir abla-kardeş sarılması yaptıktan sonra yola çıktık. Arabadan indiğimizde içimdeki endişe hala vardı ama sanki Shawn'a olan güvenim baskındı. Hayes kolunu omzuma attı ve içeri girdik. Gözlerim Gilinsky'i arıyordu ve onu kızıl bir kızla gördüm. Tanrım, kız çok fazla makyajlıydı. Makyaj kazanına girmiş gibiydi. Gilinsky'i çektim. İlk önce şaşırdı ama sonra bana sarıldı. Bende ona sarıldım. "O kız senin için fazla makyajlı Gilinsky."
"Sanırım haklısın Bea."
"Gilinsky... Shawn nerede?"
"Si- Tanrım. Onu yalnız bırakmamalıydık."
Hayes ve Nash bize doğru koşuyordu.
Nash konuştu. "Bea. Özür dileriz."
Gözlerim dolmuştu ama fark ettirmemeye çalışıyordum. Hayes, Gilinsky'e gözleriyle sağı işaret ettiğinde oraya baktım. Shawn ve... Claire mi?
Claire ona oldukça yakındı. Kollarını Shawn'ın boynuna dolamıştı. Shawn bana nasıl yapmıştı bunh. Gözlerimden akan yaşlara engel olmadım. Hızla onların yanına gittim. Ve Shawn'ın şaşkın bakışlarıyla karşılaştım. Shawn'a bağırdım. "Piçin tekisin!" Ve o an sonradan pişman olacağımı bilsemde elimi kontrol edemedim. Ve sertçe bir tokat attım. Shawn geri doğru düşecek gibi olmuştu. Bunu hak etmişti. Claire güldü ve konuştu. "Shawn beni hala unutamadı demiştim Bea. Ben kazandım."
En itici gülüşümü gösterdikten sonra yine itici bir sesle konuştum. "Sen hiç bir şey kazanmadın Claire, sen yeterince şey kaybettin ve bunu Shawn'ı aldattığında kaybettin." Ve Shawn'a tokat atan elimle Shawn'a attığımdan iki kat sert bir tokat attım makyajlı yüzüne. Yere düştü. "Kimle uğraştığının farkında değilsin."
Ne kadar sert davransamda paramparça olmuştum. Bir el kolumu tuttuve beni kendine çevirdi. Konuştu. "B-ben özür dilerim Bea." Shawn bunu hak etmişti. Bağırdım. "Bir daha sakın bana dokunma." Sonra arkadan Nash, Gilinsky ve Hayes geldi. Nash beni kollarının arasına aldığında Gilinsky ve Hayes, Shawn'ı uzaklaştırmıştı. Nash fısıldıyordu. "Her şey yoluna girecek Bea. Söz veriyorum."
Hıçkırıklarımın arasında zar zor konuştum. "Düzelecek hiç bir şey kalmadı Nash." Ve gözyaşlarımı Nash'in gömleğine bıraktım.
