PEMBE FULAR | Yarı Texting

Bölüm 3 'Sen Banasın'

Medya: Uras'ın söylediği o mükemmel şarkı
İyi okumalarrr🦋🦋

🧣🧣🧣🧣🧣

Limon neden buraya geldiklerini açıklarken, Tuna yatağa yan bir şekilde uzanmış hayran hayran onu izliyordu. Ferah ve Mehir'de kenarda boş duran sandalyelere oturmuşlardı. Poyraz, Mehir'in yanında; Barın, Ferah'ın yanında dikiliyordu.

Ben mi? Ben Çakıl'ın üstüne düştükten sonra beni itmesiyle yere sinek gibi yapıştım ve sırt üstü yere uzandım. Başımı kolumun üstüne koydum ve Limon'u dinlemeye çalıştım. Ama malım galiba. Hiçbir şey anlamadım. Gerçi Çakıl iki karış uzağımda aynı benim gibi yatarken nasıl dinleyebilirdim ama değil mi?

"Limon'u sözcü seçen aklımıza sıçayım. Bu ne biçim anlatma şekli lan?" dedi Çakıl.

"Oha, çok haklısın. Yuhhh, öküz gibi haklısın. Allah özene bezene yaratmış. Gel öpeyim." Öpmeye çalışınca ağzıma elinin tersiyle vurdu.

"Kızım niye beni dövüp duruyon. Söyle hadi sen de bana aşıksın demi?"

"Uras valla oksijen israfısın kardeşim." Çakıl'ın sözüyle yayvan yayvan gülmeye başladım.

"Kardeş deme lazım olur." diğerleri de gülüyordu saçma diyaloğumuza.

"Süzme salaksın Uras."

"Ailen hemen izin verir mi yoksa direk kaçırayım mı seni?" Çakıl gözlerini devirdi.

"Hızınız 1500 Uras Bey. Biraz yavaş mı gitseniz acaba? Her an bir kazaya kurban gidebilirsiniz." dedi Tuna.

"Ee yani? Burda mı kalmaya karar verdiniz?" Barın'ın sözüyle hepimiz kızlara bakmaya başladık. Aralarında tuhaf bir bakışma geçti ve aynı aynda hepsi kafasını sallamaya başladı.

"Tövbe bismillah! Napıyonuz lan siz? Nasıl bi varlıksınız oğlum? Gözleriyle anlaşmanın da bir sınırı vardır hani." dedi Tuna.

"Oldu o zamaaan, kalkalım biz. Hadi kızlar."

"HAYIRR!" Bu isyan tabi ki biz, erkeklerden gelmişti. Kızlar gülmeye başladılar.

Ferah, "Salaklar,  yataklarımızı buraya getirmek için kalkıyoruz." dedi. Hemen atladık tabi. Hava atacağız ya kızlara.

"Aaaaa burda kaslı, yakışıklı, çok tatlı olan biz varken ne münasebet. Biz taşırız. Hangi sınıfta yataklar?" 

Sınıfı söylediler ve gittik. Yatakları önce kaldırmaya çalıştık ama galiba üç eşek öldürüp içine tıkmışlar. Dört kişi bir yatağı anca kaldırabildik. Sonra rezil olmayalım şimdi diye herkes bir yatağı sürüklesin dedik.

"Tuna yapacağın işe sıçayım kanka. Söyleseydik ya bir görevliye, getirselerdi yatakları. Sen hava atacan diye belim koptu mal!" dedim.

"Dayanın  kankalar, kara göründü." diye sınıfı işaret etti Poyraz. Kendi sınıfımıza girdik ve yatakları rahatsız olmasınlar diye bizimkilerden uzağa koyduk.

Herkes yataklara geçti ve uyuduk. Gerçi ben bir türlü uyuyamadım. Çakıl taşım biraz uzağımda uyurken ben nasıl onu izlemeyeyim demi ama? Bütün gece onun yanına oturdum ve izledim.Sabaha karşı beni farketmesin diye kendi yatağıma gittim. Uyudum.

Sabah okul ziliyle uyandık, kahvaltımızı yaptık ve bugünlük okul olmadığını öğrendik. Herkes evine gitti. Biz de otobüs durağına gittik ama bir fark vardı. Kızlar da bizimle geldiler.

"Nasıl yaa, bu kadarı da tesadüf olamaz. Cidden aynı mahallede mi oturuyoruz şimdi hepimiz?" dedi Mehir.

Gülmeye başladık ve otobüs geldi. Tabi ki içerde oturacak yer yoktu. Herkes boş bulduğu yere gitti ve bir yerlere tutundular. Çakıl yanımdaydı ve kalabalıktan dolayı, tutunduğumuz direkte eliyle elim arasında az bir mesafe vardı. Heyecandan yüzüne bakamıyordum. Bir süre sonra kulaklığımı taktım ve tekini ona verdim.