Poyraz'la Mehir'in kavga ettiklerini Poyraz'ı yerde bulduğumuzda öğrendik. Okul bitmişti zaten. Onu da alıp bizim eve gittik. Üç yıl önce dubleks eve taşınınca çocuklarla rahat edebileceğimiz bir oda yapmıştık çatı katına. Zaman zaman bizim eve gelirler ve takılırdık. Onu neşelendirmek için bize gidelim dedim, hepsi de kabul etti.
Annemle babam işten daha gelmemişlerdi. Eda evde mi diye seslendim ama ses gelmedi. Evde yalnızdık. Bu iyi oldu çünkü biraz dağıtmaya ihtiyacımız vardı.
Direkt odamıza gittik. Bir duvarın dibinde kare, siyah bir halı sermiştik. Üstüne de bir sürü yastık koymuştuk. Yanında da kitaplığımız vardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Odanın diğer tarafında da bir televizyon vardı. Onun tam karşısına siyah koltuk takımı koymuştuk. Bir de küçük bir dolabımız vardı. Bazen PlayStation oynardık, bazen film açardık. Bugün ikisini de yapmayacaktık ama. Dolabı açıp annemlerin varlığından haberlerinin olmadığı Tekila'yı ve aşağı inip dört tane shot bardağı aldım.
Hep beraber halının üstüne oturduk. Barın hepimize içki koydu. Tuna kısık sesli bir müzik açtı.
Poyraz bardağı eline aldı. "Kafama sıçayım." dedi ve kafasına dikti. O dikince bizde aynı anda shot attık.
Barın tekrar doldurdu bardaklarımızı. "Ne oldu ki Poyraz? Ne dedin sen kıza da ağlatmayı başardın?" dedim. Furkan yüzünden kıskançlık yapıp kavga ettiklerini biliyorduk. Ama niye Mehir'in Poyraz'a tokat atıp ağladığını bilmiyorduk.
Poyraz shot attı ve bana döndü. Gözleri kızarmış bi şekilde "Sen zaten herkesle fingirdeşiyorsun, dedim." dedi fısıldayarak.
Tuna içti ve "O tokadı haketmişsin kanka." dedi. Bizde içtik ve Barın tekrar doldurdu bardakları.
"Hakettim."
Bir daha shot attık ve kapı açıldı. İçeri Eda girdi. "Annemler şehir dışına iş yemeğine gitmişler ve bugün gelemeyeceklermiş abi." dedi. Sonra kapıya yaslandı ve elimizdekilere gülümseyerek baktı. "Bana da var mı?"
"En fazla üç bardak Eda! En fazla üç..." dedim ve ona yer açtık. Hemen kendine bardak alıp geldi. Yanımıza oturdu. Barın hepimize içki koydu. Hafiften sarhoş olmaya başlamıştık.
