7 KABUSLAR VE KAPILAR

232 22 50
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın iyi okumalar <3

                           🏕️

Bir yanıt vermemi beklemeden beni karanlıkta tek başıma bırakıp gitmişti. Bir süre daha oturduktan sonra ben de çadırıma dönmüştüm. İçeri girdiğimde Kerem kim bilir kaçıncı rüyasını görüyordu. Sessizce uyku tulumumun içine girerek gözlerimi kapattım.

İçimde beni huzursuz eden ve uyumamı engelleyen bir his vardı. Gözlerim her ne kadar açık durmakta güçlük çekse de zihnim bir türlü susmuyor ve saçma sapan komplo teorileri üretiyordu. Bunların çoğu yarın olabileceklerle ilgiliydi. Bana Kerem'in başına bir şey geleceğinden bahsediyorlardı.

Daha ne kadar kafamı susturmaya çalıştım bilmiyorum ama sonunda galip gelip kendimi yeni bir kabusun kollarına bırakmıştım.

                                 🏕️

Nefes nefese uyandığımda kan ter içindeydim fakat bu umurumda değildi. Düşündüğüm tek şey geç kalıp kalmamış olmamdı.

Kafamı yanıma çevirdiğimde Kerem'in çadırda olmadığını gördüm. Aceleyle tulumumun içinden çıkarak üstümdeki sırılsıklam olmuş tişörtü bir kenara attım ve köşede duran kapüşonlumu kafamdan geçirdim. Hızla çadırın fermuarını indirip içinden çıktım. Ayakkabımı giymeyi unutmuştum ama bu da önemli değildi.  Daha fazla zaman kaybedemezdim.

Etrafıma bakındığımda sadece birkaç kişinin ayakta olduğunu gördüm. Geç mi kalmıştım?

Kalbim hızlı hızlı atarken deli gibi kafamı etrafa çeviriyordum. Yoktu. Gitmişlerdi.

''Lütfen, lütfen.'' dedim mırıldanarak ve kapıya doğru koşmaya başladım. Hava normalden biraz daha koyuydu yani daha erkendi, belki de hala çok uzaklaşmamışlardır?

''Uras!'' diye bağırdım bütün gücümle. Diğerlerinin uyanıp uyanmaması umurumda değildi. Giden kişi1erin arasında ben de olmak zorundaydım. Yoksa asla geri dönemeyebilirlerdi.

''Ne oluyor?!''  Meraklı ve korkmuş sesler çıkıyordu çadırlardan. Uyanmış olan kişiler ise peşimden gelip gelmemek arasında kalmışlardı.

''Uras!'' dedim yeninden. Kampın tahta kapısına ulaşmıştım. Açmak üzereyken birkaç el tarafından durduruldum. Bunların Uras'ın gözcü olarak seçtiği kişilerdi. Kimsenin izinsiz dışarı çıkmamasından ve kampın güvenliğinden sorumlulardı.

''Bırakın beni!'' dedim ellerini ittirerek.

''Ne oluyor Neva? Sorun ne?''

''Uras'a yetişmem lazım! Bensiz yapamazlar!''

Bir paranoyak gibi davrandığımın farkındaydım fakat elimde değildi. Korkuyordum. Bana ihtiyaçları vardı!

''Ne saçmaladığını bilmiyorum ama buradan çıkmana izin veremem.''

Gerçekten de izin vermeyeceklerini anladığımda birkaç adım geriledim ve kafamı tamam anlamında salladım. Büyük ihtimalle geri döneceğimi düşündükleri için onlarda yerlerine yönelmişlerdi. Bunu fırsat bilerek kapıya yöneldim ve ağır olan kapıyı sertçe ittirerek açtım.

''Kaçıyor!''

''Neva!''

''Üzgünüm ama onları bulmam lazım!'' dedim nefeslerimin arasından.

Nehrin karşısına doğru koşarken ayağıma küçük taşlar batıyordu ve bu da canımın yanmasına sebep oluyordu. Fakat bu da önemli değildi.

SEPTEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin