11. FIRST KILL

198 13 70
                                    

En heyecanli ve aksiyonlu bolumlerden birine hosgeldiniz! Neva'nin Emre'ye olan hislerini daha iyi anlayacaksiniz. Bu bolum ikisine ozel gibi oldu, hepinize iyi okumalar asklarim! Oy vermeyi ve yorum yapmayi unutmayin <3

                                       🏕️

''Ne yapacağım ben şimdi?'' dedim kendi kendime mırıldanarak.

''Anlamadım, neyi ne yapacaksın?''

Başımı kaldırarak Basra'ya baktım. Onun burada olduğunu yeni fark ediyordum. Kafası karışmış bir halde bana bakıyordu. Büyük ihtimalle deli olduğumu düşünüyordu. Ya da keşif gezisinin olduğu gün bir rüya yüzünden ortalığı birbirine kattığımdan bu halime yabancılık çekmemişti.

''Emre de av ekibinde. Onu neden götürmediler ki?''

''Bilmiyorum. Belki bu seferlik kendisi gitmek istememiştir. ''

Bu seçenek mantıklı gelmiyordu. Emre neden kalmak istesin ki? Hasta gibi görünmüyordu. Sinirli olduğu için de gitmemezlik yapmazdı herhalde.

''Neva, seni arıyordum. ''

''Emre? Ne oldu?''

''Ne mi oldu?'' dedi kaşlarını kaldırıp bana sanki dünyanın en saçma sorusunu sormuşum gibi  bakarak. ''Asıl ne olduğunu sen söyle Neva. Çok önemli bir işim var deyip kaçan sendin hatırladın mı?''

''Ah!'' dedim ona biraz daha yaklaşarak. Bu sırada Basra da beni Emre ile baş başa bırakmıştı. ''Av ekibinin gittiğini biliyor muydun?''

Kaşlarını çatarak bana bakmayı sürdürdü. En sonunda pes ederek derin bir nefes verdi. ''Evet. Bu seferlik gelmeyeceğimi söyledim ve şaşırtıcıdır ki Uras itiraz etmedi.''

''Emre...''

''Ne oluyor Neva? Yeni bir kabus mu gördün?''

Bu söylediğini ironi olsun diye mi söylemişti yoksa gerçekten merak ettiği için mi anlamadım ama bozuntuya vermeden ''Onun gibi bir şey.'' dedim sessizce.

''Peki benden ne istiyorsun?''

''Hangi güzergah üzerinden gittiklerini biliyor musun?''

Bir anlığına durdu. Sonra ise kafasına iki yana sallamaya başladı. ''Hayır, hayır ve hayır Neva. Aklından geçeni unutuyorsun.''

''Emre, lütfen!''

''Hayır! Hayır Neva. Ne kadar tehlikeli olduğunun farkında mısın?''

''İkimiz birlikte gidersek birbirimizi koruruz. Uras'la konuşmak zorundayım.''

''O herifle her ne konuşman gerekiyorsa dönene kadar beklesin. Seni o ormana sürüklemeyeceğim.''

Gözlerimi kırpıştırarak Emre'nin neredeyse dibine girdim. Heyecandan ellerimin titrememesine dikkat ederek kolunu kavradım. ''Lütfen.''

                                          🏕️

''Bunu yaptığımıza inanamıyorum.'' dedi Emre kendi kendine mırıldanıyordu. ''Beni kandırmana izin verdiğime inanamıyorum!''

''Hey!'' dedim güzel kaslı koluna küçük bir cimcik atarak. ''Ben seni kandırmadım. Ayrıca şu an çok büyük bir sevaba girdiğine emin olabilirsin.''

''Öyle mi hanımefendi?''

''Öyle.'' dedim tatlı olduğunu düşündüğüm bir gülümseme yollarken ona.

SEPTEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin