(Bölümde bazı yerlerde uyarı verilen kısım var eğer istemezseniz okumayın!)
Araz: Hadi.
- Ne hadi-
Arkama döndüğüm anda tişörtünü üstünden çıkaran bol baklavalı bir Araz görmek tahminlerim arasındaki değildi.
Nedenini bilmem ama yanaklarım yanmaya başlamış gene de Arazı incelemekten çekinmiyordum. Tişörtü kafasından kurtarınca yere kumlara attı. Saçlarını düzeltip benle göz teması kurdu. O zaman kendime gelirken bakışlarımı kaçırdım. Çocuğu gözlerinle yedin, sonra mı bakmamak aklına geldi? Sus amk.Araz: Üstünü çıkar, denize girelim.
- He. T-tamam. Dön arkanı.
Araz: Niye?
- Ne demek niye? Arkanı dön çıkarayım üstümü.
Araz: Dönsem ne değişecek, zaten göreceğim?
- Olabilir... Utanıyorum, dön işte.
Ona hala bakamıyorken güldüğünü duydum. Daha sonra hareketlilik hissedince arkasına döndüğünü anladım. Ona kısa bir bakış atıp yüzümde ki gülümsemeyi silemedim. Tişörtümün üstündeki gömleği çıkarıp yere koydum. Kısa küçük beyaz büstiyeri de çıkarıp yere koydum. Siyah spor sütyenime bir bakış attım. Acaba mayolarımı almak daha mantıklı olur muydu? Vakit kaybetmeden siyah şortumun düğmesine attım.
Araz: Hay sikeyim.
Araz yanaklarımı kızartacak küfüründen sonra hızlıca bana doğru döndü. Ben daha ne olduğunu anlamadan bana bakmayarak yerdeki havluyu hızlıca eline alıp önümde açarak bana küçük bir alan yarattı ve kafasını denize doğru çevirdi.
Araz: Sen giyin, bakmıyorum.
Niye böyle yaptığını anlamazken gözlerim arkadan gelen erkek grubuna ilişti. Baya baya onlar görmesin diye yaptığı şu şey... Gülmemek için kendimi zor tutarken şortumu da hemen çıkarıp yerde olan kıyafetlerimin yanına koydum. İç çamaşırlarım ile kalırken ayağımda ki ayakkabıyı çıkartırken utana sıkıla konuştum.
- Tamam bakabilirsin.
Araz'ın gözü bana dönerken ben ise sıcak kumlarla buluşmuş ayaklarıma bakmayı kesemiyordum. Utanacak bir şey yoktu evet ama... Ama ben utanıyordum.
Araz'ın eli belime yerleşince ona bakmaya karar verdim. Bir zahmet! Sus amk.
Araz: Hadi gel.
O beni denize doğru götürürken tedirgin olmaya başlamıştım. Denizde derinlere gidemezken, ayağıma yosun değerse kalpten gidebilirdim.
- Ama Araz, çok derine gitmeyeli- of soğukmuş ya!
Araz: Bir şey olmaz. Ben yanındayım.
O öyle diyince su dizlerime gelirken durdum. Durunca o devam ettiği için belimde ki eli çekilmiş oldu. Bana dönüp sorarcasına baktı.
- Olmaz, derine gidemem ben.
Araz: Bana güvenmiyor musun?
- Güveniyorum ama- ARAZ!
Beni bileğimden hızlıca çekip nerdeyse denize düşmemi sağlarken bacaklarımın arkasından ve sırtımdan tutup beni kucağıma aldı. Hiç ara vermeden derinlere doğru gitmeye devam etti. Kollarımı boynuna sararken aynı zamanda beni bırakması için çırpınıyordum. Su Araz'ın göğsüne gelmeye başlamışken hayliyle bende ıslanıyordum. Çırpınmayı bırakmış şimdi de soğuktan titreyen vücudumu ve dişlerim dursun diye Araz'a daha çok sokuluyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bela Mısınız Lan Siz?
Teen Fiction"Yapma..." Dedi. Dediğinden hiç bir şey anlamadığım için hala bulanık olan gözlerimi masmavi denizden çekip ona çevirdim. -Ne? : Ağlama -İyide bu seni ne alakadar eder? : Çirkin oluyorsun, zaten çirkinsin. Sinirden güldüm "çorkon oluyorsun bla bla...