- Bu sahne çok güzel bak!
Araz: İzlediğin bir flimi neden bir daha izlemek istedin ki?
- Bir kere değil ki, 12'inci falan olabilir bu...
Bana "Sen nasıl bir manyaksın?" bakışını atarken gülüp telefonda oynayan filme geri döndüm. Etütten sonra -Araz sayesinde küçük bir torpille erken çıkarak- hemen sahile gelmiştik. Saat gece yarısına gelirken, sahilde kuma kilim sermiş Araz ile birlikte film izliyorduk. Omzumda ki battaniyeyi biraz daha çekerken Araz bunu fark edip bana yardımcı oldu. Beni düşünmesine çok mutlu oluyordum ama ona aldığım battaniyeye "Gerek yok." diyerek reddetmesi sinirimi de bozmuştu çünkü hava pekala rüzgarlı ve soğuktu.
- Araz?
Araz: Hm...
- Üşümüyor musun?
Araz: Çok mu soğuk oldu?
- Ne? Ben sana sordum, Allah Allah.
Araz: Ben iyi olduğumu söyledim.
- Tamam...
O filme geri dönerken ben ona bakmaya devam ettim. Çene hattı dümdüz giderken, elmacık kemiği fazla belirgindi. Yüzünde ki güzelliğe güzellik katıyordu. Ama en dikkat çeken tarafı yemyeşil gözleriydi tabi ki! Benim olan yeşillerin. Ne yaptığımı bilmeden yanağına doğru ilerleyip küçük bir öpücük kondurdum. Eski yerime geçerken iki çift yeşil bana doğru şaşkınlıkla döndü. Ben ise sırıtarak telefona bakmaya başlamıştım.
Araz: Naptın sen az önce?!
- Şhh film izliyorum!
...
^Zehra'dan dinliyorsunuz^
Yumuşacık bir yatakta, ince bir çarşafın içinde yattığımın farkındaydım. Ama burası her kimin odasıysa neden buram buram kömür parfümü koltuğu hakkında bir haberdim. Yastığa biraz daha sarılıp ağzımdan çıkan mırıltıya engel olamadım. Kirpiklerimi birbirinden ayrılmasına neden olan şey çıt çıkmayan odada çakmak sesinin gelmesi oldu. Gözlerimi açsam da etraf karanlık olduğu için bir şey göremiyordum. Çarşafın altında kalan elimle gözümü ovuşturdum, yatakta oturabilecek şekilde dikleşip sırtımı yatak başlığına yasladım ve tam olarak ayılmak için boş boş karşımda ki duvarı izlemeye başladım. Odanın içinde sessiz bir kahkaha duyunca önce sol sonra sağ tarafıma yavaş yavaş baktım. Tekli berjerde oturan birisini görünce çığlık atıp, yanımda ki yastığı ona doğru fırlattım.
Berkay: Kızım niye yastık fırlatıyorsun?!
- Senin ne işin var benim odamda?
Berkay: Burası benim odam yanlız.
- BENİM SENİN ODANDA NE İŞİM VAR!
Berkay: Kucağımda uyuya kaldın, sülük gibi yapıştığın için başka çare bulamadım.
- NERDE UYUYA KALMIŞIM?
Berkay: Kucağımda...
- SENİN?
Berkay: Herhalde benim kızım! Başka kimin kucağında mışıl mışıl uyuyacaksın zate- ah!
Yatağın üstüne çıkmış diğer yastığı da ona doğru firlatmıştım. Onun kucağında, odasında, yatağında yatmıştım ulan. Bunlar olurken ben yatıyordum yani!
Berkay: Bak sigara var elimde, oteli ateşe vereceğiz!
- Niye sigara var!
Berkay: Sigara gördüm... Canım çekti?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bela Mısınız Lan Siz?
Teen Fiction"Yapma..." Dedi. Dediğinden hiç bir şey anlamadığım için hala bulanık olan gözlerimi masmavi denizden çekip ona çevirdim. -Ne? : Ağlama -İyide bu seni ne alakadar eder? : Çirkin oluyorsun, zaten çirkinsin. Sinirden güldüm "çorkon oluyorsun bla bla...