Sırtım Araz'ın göğsüne yaslıyken kafamı boyun girintisine sokmuştum. O benim saçımla oynarken bende deniz manzarasını izliyordum. Az önce beni öpmüştü! Ben şaşkınlıktan, utangaçlıktan ve heyacandan hareket edemezken o benden ayrılmış "Sen varya sen." demiş sonra tekrar öpmüştü. Bunların hepsi 30 saniye içerisinde gerçekleşmişti!
Araz: Üşümediğine emin misin?
- İyiyim.
Kafamı yukarı kaldırıp ona baktım. Solgun yeşilleri gülümseyerek beni izliyordu. Utanarak kafamı geri kucağıma çevirdiğimde gülerek yanağıma yanağını sürttü.
Araz: Sen nasıl geldin buraya?
- Babana biraz yalvarmış olabilirim ama çok zor olmadı. Taksiyle geldim ama parayı baban ödemiş. Yani kimse hayır kurumu değil bu devirde, hem adam Ahmet Bey'in ikramı dedi. Büyük ihtimalle baban ödedi işte. O yüzden sinirliyim.
Araz: Babama?
-...Yani böyle düşününce olmadı. Babanı dövemem ya.
Bana gülüp yanağıma öpücük bıraktı. Belime sarılı ellerinin üstüne ellerimi koyup daha çok yaklaştım ona.
Araz: Yanlız kalmayı sevdiğimi kim söyledi?
- Arkadaşların.
Araz:...Bana sormadılar.
- Nasıl yani?
Araz: Yanlızlığı sevdiğim falan yok. Aksine üzgün olduğumda yanımda birisinin hep olmasını istedim ama bana hiç sormadılar.
- Araz-
Araz: Onların suçu yok. Başından beri kaçıp giden benim. Onlar bunu bilemezler çünkü sormadılar.
- Arkadaşların seni çok seviyor.
Araz: Bende onları ama bazı gerçeklerde var. Ve istesen de istemesen de bunu değiştiremezsin.
- Ben artık hep yanındayım.
Araz: En başından beri değil misin?
- En başından beri yanındayım.
Kulağıma yaklaşıp nefesini oraya verdi. Gözlerimi yumup bana yaptığı tatlı işkencenin bitmesini bekledim.
Araz: Ben seni neden sevdiğimi daha çok anlıyorum.
- Neden?
Kısık çıkan sesime karşılık vermeyip kulağımdan saçıma çıkıp orayı öpmeye başladı.
...
Araz'ın yatağının üstünde oturmuş odasını inceliyordum. Çalışma masasının yanında ki kitaplıkta gerçekten bir sürü minik oyuncak arabalar vardı. Odanın geneli gri, koyu gri ve beyaz rengi hakimdi. Yatağın arkasında ki duvar kiremit duvardı ama gerçek mi duvar kağıdı mı bilmiyordum. İstiyorsan dokun öğren Mine! Sus.
Araz: Ne bakıyorsun öyle odaya kedi gibi?
- Hiiç. Güzelmiş odan.
Araz: Teşekkürler... Bunlar olur gibi.
Dolabından arayıp bulduğu kıyafetlere emin olamayarak bakarken bana döndüğünde ona gülümsedim.
- Ben valizimden alırdım-
Araz: Uğraşma boşuna. Benden giyin işte.
Kıyafetleri yatağa yanıma koyarken her hareketini sakin sakin izliyordum. Bana dönüp bir elini yanağıma koyup eğildi.
Araz: Utandıracak bir şey yapmadım?
- Utanmıyorum... Sadece- ben salonda yatabilirdim. Gerçekte-

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bela Mısınız Lan Siz?
Genç Kurgu"Yapma..." Dedi. Dediğinden hiç bir şey anlamadığım için hala bulanık olan gözlerimi masmavi denizden çekip ona çevirdim. -Ne? : Ağlama -İyide bu seni ne alakadar eder? : Çirkin oluyorsun, zaten çirkinsin. Sinirden güldüm "çorkon oluyorsun bla bla...