8.~

124 11 0
                                    

Merhabaa...

O zaman... İyi okumalarr

Umarım beğenirsiniz.

***************************

Hatırlatma;

Beni yatağa bıraktı ve tam gidiyordu ki elini tuttum ve;
"Gitme" dedim kısık çıkan sesimle. Gözlerimin kararmasına engel olamıyordum. Berkay'ın elini sımsıkı tutmuştum ama vücudumdaki uyuşukluk bunu engelliyordu. Daha fazla dayanamayıp kendimi uykunun karanlık bölgesine bıraktım...

***************************

Berkay'dan;

Tuana'ya içecek bir şeyler almak için kafeterya ya indim. Babasının ölümüne bu kadar üzüldüyse, benim yüzümden düğünü duyarsa bana çok kızacaktı biliyorum.

İçecek bir şeyler alıp yukarıya çıktım. Fakat Tuana'nın olduğu odanın kapısı açıktı. Hemen içeriye girdim.

Serumunu çıkartmış, lavaboya gidip gitmediğini kontrol etmek için lavabonun kapısını çaldım. Ses gelmeyince açtım. Burada da yoktu.

Hemen aşağı kata indim. Koridorda göremeyince bir alt kata daha indim. Tuana'yı yarası kanamış bir halde bir hemşireyle konuştuğunu gördüm.

Yaklaşmaya başladım. Tam yanına geldiğimde düşüyordu ki tuttum ve mucağıma aldım. Hemşireye arkamdan gelmesi için işaret ettim.

Tuana beni görünce şaşırdı ve;
"S-sen" dedi. Kızmıştım çünkü kaçabilmek için beni oyalamıştı ve yaralı bir şekilde ayağa kalkmıştı.

"Sen niye çıkıyorsun. İki dakika bırakmaya gelmiyor!" Dedim. Sesim biraz yüksek çıkmıştı. Hemen onu odasına götürdüm ve yatağına bıraktım.

Tam çıkacaktım ki elimi sıkı bir şekilde tuttu ve;
"Gitme"dedi. Acı çektiğini anlıyordum. İki doktor ve hemşire girdi odaya. Tuana'nın gözleri kapanıyordu.

İçeriye önce Dolunay, sonra Özlem ve ardından Beste girdi. Öyle bir girmişlerdi ki kapı duvara çarpmış ve yüksek bir ses çıkartmıştı.

Tuana'yı önce bir süzdükten sonra dehşete düşmüşlerdi. Tuana'nın yanına geliyorlardı ki doktor;
"Lütfen çıkarmısınız?, hastanın hayatı söz konusu, işimizi zorlaştırmayın lütfen"diyerek kızları dışarı çıkartmaya çalışıyordu.

Diğer doktor bana döndü ve;
"Sizde beyefendi" dedi. Tuana elimi tutuyordu hâlâ.

Elini elimden ayırdım ve kapıya yöneldim. Kızlar hâlâ inat edip odada kalmak istiyorlardı.

Özlem söze girdi;
Tamam, kızlar daha fazla söylenmeyelim. Doktorlar müdahale etsinler" diyerek sakinleştirmeye çalışıyordu. Kızlar Özlem'i onaylayıp dışarı çıktılar.

2 saat sonra;

Bu böyle olmayacaktı. Tuana'ya böyle söyleyemezdim herşeyi. Bu yüzden onu sessiz ve sakin bir yere götürmem gerekiyordu.

Bir plan yaptım ve Tuana'yı dağ evine götürmeye karar verdim. Dağ evini temizletti. Bir kaç gün orada kalacaktık.

Tuana'yı uyutuyorlardı. Annesi olanları duyunca kahroldu. Kızlar teselli ediyordu. Tuana'yı odaya aldılar.

Tam üç saat olmuştu.Doktorla konuşup odaya girdim. Tuana'yı dağ evine götürme vakti gelmişti.

Görkem arabayı hazırlayacak, Ateş kızları oyalayacak, Baran da taburcu işlemlerini halledecekti. Benim görevim de bu güzel kızı kucağıma alıp aşağıya taşımak.

Doktorla konuştuğumuz gibi doktorun verdiği ilaçtan dolayı üç saat içerisinde uyanması imkamsızdı. Tuana'yı yavaşça kucağıma aldım ve kafasını göğsüme yatırdım.

Kimsenin görmemesi için yangın merdiveninden inecektim. Adımlarımı hızlandırdım ve çıkış kapısına geldim.

Bir doktor yanıma geldi ve;
"Beyefendi siz ne yapıyorsunuz" dedi. Kahretsin. Baran geldi ve;
"Doktor bey, az önce hastanın çıkışı yapıldı" dedi.

Doktor bizi onayladı ve arabaya doğru ilerledim. Görkem'le selamlaştık ve Tuana'yı arabanın arkasına yavaş bir şekilde yatırdım.

Görkem'den arabanın anahtarını aldım ve sürücü koltuğuna geçtim. Arabayı çalıştırdım ve gitmeye başladık. Yaklaşık iki saatlik aradan sonra eve gelmiştik.

Yirmi tane adam görevlendirdim. Malum, düşmalarım çok. Beni öldürmek ve ya canımı acıtmak için Tuana'yı kullanabilirler.

Tuana'yı onun için hazırlattığım odaya taşıdım ve yatağa yatırdım. Tabi bir de hemşire getirmiştim. Güveniyordum çünkü Görkem'in kardeşiydi. İkizlerdi yani.

(Ateş,Görkem,Baran ve Berkay okula geç başlarlar bu sebeple Görkem'in ikizi bir üst sınıfta olması gerekirken yaşadığı şeylerden dolayı iki yıl okulunu dondurmuş sonrasında sağlık üzerine okumuştur. İkizler birbirlerini 15 yıl geç bulmuşlardır.)

Öykü bana döndü ve;
"Neden bu kadar erken getirdin, daha yarası çok taze, kendine bir şey yapabilir" dedi. Ben;
"Biliyorum, ama daha fazla bekleyemezdim. Daha çok sorgulama ve görevini yap, tamam mı?" Dedim hafif sert bir şekilde.

Öykü;
"Benimle bu şekilde bağırarak konuşursan, inan bana bir saat bile burada durmam. O zaman sevgiline başka bir doktor bulmak zorunda kalırsın. O doktor da düşmanının tuttuğu birisi çıkar da anlarsın değerimi" dedi.

Bu kızla uğraşamazdım. Sert bir bakış attım ve konudan tutarak Tuana'nın odasına götürdüm. Öykü'ye;
Birazdan uyanır, onu sakinleştir ve doğru düzgün konuş. Eğer dediklerimi yapmazsan inan o eski hayatına kendi ellerimle götürürüm seni, Görkem de hiç bir şey yapamaz" dedim ve onu Tuana'nın odasına ittirdim ve kapıyı kilitledim.

Sert konuşmuştum çünkü eski zamanları pek iç açıcı değildi. Görkem son anda onu adamlardan kurtarmıştı.

Biraz dinlenmek için odama geçtim. Yaklaşık bir, bir buçuk saat sonra Tuana'nın bağırma seslerini duydum.

Duyduğum kadarıyla Tuana;
"Yaklaşma bana! Sen kimsin dedim!? Neredeyim ben?! Neden beni buraya getirdiniz?!benden ne istiyorsunuz!?CEVAP VER!!" Diyerek çığlık çığlığa bağırıyordu...

***************************

Eveett.

Bu bölüm nasıldı?

Umarım beğenmişsinizdirr...

Evet bu bölüm de kısa oldu. Nedeni de sürekli anlatan kişi değiştiği için anlatan kişi yarıda kalmasın diye diğer kişiden başlamıyorum.

Bu arada okuyucularımız ilk bölüme göre çok düşük ama umarım ilerleyen zamanlarda istediğim sonucu elde edebilirim.

Sizin fikrinizi öğrenmek istiyorum bu yüzden bol bol yorum yapmayı ve Vote atmayı unutmayın.

Görüşmek üzeree......

Kara AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin