18~

48 9 1
                                    

Yeni bölüm:)

Umarım beğenirsiniz...

🍷~Okuduğunuz tarihi buraya bırakabilirsiniz.~🍷

************************

Ateş'ten;

Biz kapıya yöneldiğimizde "Özlem'e bunu kim yaptı dedim?!" dedi daha yüksek çıkan sesiyle. Görkem "Yeter be! Yaptığı şeyin cezasını çekti o, bir daha böyle bir şey yapmaması gerektiğini öğrendi. Sen de çok konuşma geç otur şuraya!" dedi. Dolunay hızla görkemin karşısına geçti ve sert bir tokat attı. Fısıldayarak "Şerefsiz" dediğini duydum.
Biz kapıya yöneldiğimizde "Özlem'e bunu kim yaptı dedim?!" dedi daha yüksek çıkan sesiyle.

************************

Özlem arkadan şaşkınlıkla dolunayı izlerken Görkem iki yumruğunu sıkmış alnındaki damarı çıkmış bir vaziyette Dolunay'a sert sert bakıyordu. Dolunay geri çekilirken Görkem Dolmay'a yürüyerek "lan öldürürüm seni! Öldürürüm!" Diye bağırdı.

Berkay Görkem'i sertçe çekerek odadan çıkardı. Görkem "ben gidiyorum, ne halleri varsa görsünler" dedi, ardından Berkay'a 'sen de şu kız kuzenin diye hiç bir b*k yaptırmıyorsun, bıraksaydın da hak ettiği gibi karşılık verseydim" dedi.

Berkay "lan a*ına koyduğumun salağı, bağırma duyacak. Ayrıca Özlem'e yaptığın şeye daha önce yetişseydim ona da engel olurdum, ona özel bir şey değil. Şimdi git ne yapacaksan yap" dedi.

Görkem "lan geçmişinde çok kötü şeyler yaşayan bir kıza 'seni kendi ellerimle tekrar geçmişinde yaşadığın yere götürürüm' diyerek tehdit etmişsin, iki günlük tanıdığın kız için 'ona da yapmana engel olurdum, diyorsun. Benim kardeşim hak etmediği şeyler yaşadı ama bunlar birçok şeyi hak ediyor. Boş boşu boşuna koruma onları, korunacak birisi varsa o da benim kardeşim ama sen tehdit et, git o içerideki iki gerizekalıyı koru. Ulaşamayacağın Aşkın peşinden koş!" dedi.

Ne diyor bu? Sinirleri iyice bozulmuş anlaşılan. Berkay kendini zor tutuyordu."Görkem s*kt*r git!" dedi. Dişlerini sıkarak tısladı adeta. Görkem hızla merdivenlerden indi ve kapıyı hızlı kapatarak evden ayrıldı. Bilmiyordu, hiçbir şey bilmiyordu ama kendi bildiğine inanıyordu, bilinçsiz konuşuyordu.

O arada Berkay'la aşağıya indik ve koltuklara oturduk. Şimdi tek yapmamız gereken Sarp korkmazın gelmesini beklemekti.

Özlem'den;

'Korku insana grip hisler uyandıran değişik bir duygudur'

Korku vücudumun her zerresini ele geçirmiş yatağın kenarında öylece oturuyordum. Ben sadece bu lanet yerden kurtulmak istemiştim, bu kadar sinirleneceklerini bilsem yine de yapardım evet. Korktuğum söylene bilir ama korku beni durduramaz.

Canım acıyacaksa acısın, ağlıyor muyum? Ağlıyorum her bir gözyaşım nefretimi bir kat daha arttırıyor sadece.

Dolunay ile birlikte yatağın bir kenarına oturmuştuk. O bana bakıyor bense dışarıya. İçindeki soruyu tutamayarak "acıyor mu?" dedi. Ona döndüm ve "hayır, acımıyor" dedim. Dolunay "neden yaptın bunu? Neden aradın? Tamam telefon elinde, babamı aramasaydın polisi arasaydın. Biliyorsun-" derken sözünü kestim.

"Biliyorum, biliyorum babanla aran bozuk. Sen de biliyorsun ki bunlar tehlikeli adamlar ve bunlarla sadece baban başa çıkabilir" dedim. Dolunay "başka yolunu bulabilirdik" dedi hafif sert sesiyle. Ben "bul o zaman Dolunay! daha iyi bir fikir bul! Benim aklım ona yattı, sen daha iyi bir fikir bu ki hem Tuana'yı hem bizi buradan kurtar" dedim onun gibi hafif sert sesim ile ama daha yüksek bir sesle.

Dolunay "bağırma bana!" dedi. Kaşlarımı çatarak ona baktım. Dolunay derin bir nefes verdi ve "tamam, biliyorsun bana bağırılmasından hoşlanmıyorum. Ben bir elimi yüzümü yıkayayım" diyerek odadaki lavaboya girdi.

Odadan hiç ses gelmiyordu, lavabodan gelen su sesi dışında. Kapı ardından gelen sesleri duyduğumda kapıya yaklaştım ver sesleri dinlemeye başladım. Ateşin sesi geliyordu.

Diyordu ki "sen nereden duydun Dolunay'ın senin kuzenin olduğunu? Yani öyle bir şey olsa başından söylerdin Sarp Korkmaz'ın dayın olduğunu" dedi.

Ne? Sarp amca berkay'ın dayısı mı? Berkay "başından beri biliyorum annem söylemişti. Dolunay'ı bilmiyordum ama sonradan öğrendim. Tuana ile birlikte olduğumuz zamanlarda da bilmiyordum. Soy soyadının Korkmaz olduğunu öğrendiğimde araştırdım kızı. Sarp Korkmaz iyi saklamış kızı, hiçbir şey bulamadım. Bir daha takip ettir şunu bunu yap öyle yani" dedi.

Ateş "anladım, peki neden buradan kaçma gibi bir şansımız varken onu bekliyoruz?" dedi. Berkay "kaçarsak peşimize düşer, onun yerine hepten peşimizi bıraksın diye yüzleşiyoruz. Sarp Korkmaz güçlü, çok güçlü biliyorsun" dedi.

Ateş "biliyorum ama bizim gücümüze yetişmesi imkansız gibi bir şey" dedi.

Berkay "hayır, sandığımızdan da güçlü. İstese Bizim gücümüze yeter" dedi. Kapıdan ayrıldım ve boydan olan cama ilerledim. Dolunay lavabodan çıkmış bana bakıyordu.

"Ne zaman çıktın sen?" diye sordum. Dolunay "şimdi çıktım da senin neden yüzün bembeyaz olmuş? Bir şey mi oldu?" dedi.

"Yok, hayır bir şey olmadı. Sadece bilmediğimiz bir yerde, gecenin köründe. Ev mükemmel. Dekorasyonlar, düzen, ama dışarısı. Göz gözü görmüyor ne bir ışık" dedim.

Dolunay "evet aslında arada Tuana olmasa babamla aram açık olsa bile hazır çağırmışsın, giderdim. Tuana kaç gündür yalnız başına onu özledim" dedi. "Ben de" dedim ve aradan bir buçuk iki saat sonra dışarıdan gelen 6-7 araba farının ışığını gördük.

Dışarıdaki o büyük sürgülü kapı açıldı. Dolunay bana döndü ve "ona ne diyeceğiz?" dedi. Been de "onu ben çağırdım, ben gönderirim merak etme. Sen sadece kendi isteğimizle burada olduğumuzu söyle, gerisini bana bırak" dedim.

Dolunay "sen ne diyeceksin?" dediği anda kapı açıldı. İçeri giren Ateş "kapı açık olacak. Sarp korkmaz'ın sesini duyduğunuzda aşağıya inin, unutmayın tek şansınız bu Tuana'yı görebilmeniz için. Eğer-" derken Dolunay "tamam anladık" dedi. Ateş "kolundaki bandajı çıkartalım önce" diyerek Dolunay'a yaklaşıyordu ki "tamam biz hallederiz" dedim bir adım yaklaşarak.

Ateş "tamam" deyip dışarı çıktı. Dolunay tam bandajı çıkarıyordu ki "dur çıkartma, böyle ineceksin aşağıya" dedim. Dolunay "ne, neden?" dedi. Cevap vermedim.

Dolunay "Özlem bak biz kurtaracağız diye Tuana'yı tehlikede bırakamayız" dedi. Ben "biz de Tuana da kurtulacağız. Babana senin vurulduğunu da söylemiştim. Sen vuruldun, ben panik yaptım ve babanı aradım, olay bu" dedim ve aşağıdan Sarp amcanın sesi "kızım nerede Berkay?!"

Sesi duyar duymaz hemen odadan çıkıp merdivenleri indik. Sarp amcanın görüş alanına girdiğimizde elindeki silah ve arkadaki sürü adamları gördük. Bizi gördüklerinde silahlarını indirdiler.

Berkay "ne o dayı, beni mi vuracaksın?" dedi. Dolunay'ın surat ifadesi o an değişmişti. Kaşları çatık bir şekilde bakıyordu.

*********************

Bölüm sonu~


Kara AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin