Kara Aşk

23~

Yeni bölüm...

Umarım beğenirsiniz:)

         ************************

Tuana'dan;

Neden bilmiyorum ama şu an Berkay'ın beni bulmasını istiyordum. 'Gurursuz musun kızım?' demeyin, çaresizim ben. Oradan oraya sürüklenen, sözü geçmeyen biriyim ben. Nefes nefese durdum. Ağaçlardan birisine birazcık yaslanıp derin nefesler almaya başladım. Bayağı bir uzaklaşmıştım.

            **********************

Berkay'dan;

Evden hızlı çıkıp yola koyuldum. Ali p*zevengi Tuana'yı kaçırmış üstelik 6 tane adamımı öldürmüştü. Şu kızlarda bir şey anlamasın diye elimden geleni yapıyordum ama anlamaları an meselesiydi.

Arabayı sürerken ümit'i aradım. Açar açmaz "var mı bir haber?" dedim.
"Yok abi. Bilindik bir evi varmış, oraya da baktık. Her şeyi alt üst ettik ama yok"
"Lan geri zekalı! Bir kızı kaçırdığında herkesin bildiği bir eve götürür mü o kızı? Her yeri arayın, araştırın (!) didik didik bakın. O kızı bulacaksınız. Anladın mı?!" diye bağırdım.
"Anladım abi tamamdır" dedi ve telefonu kapattım.

Arabayı daha hızlı sürmeye başladım. Duyduğuma göre kardeşi yurt dışında okuyormuş. İlla beni yurt dışından iş çevirtmeye zorluyordu. Onu bir bulayım(!) Depoya sürmeye başladım. Bir haber gelene kadar birileriyle uğraşmam gerekiyordu. Telefon çalınca bunun Ümit olduğunu gördüm ve telefonu açtım.

"Söyle" dedim.
"Abi orman ortasında bir bağ evi varmış, uzun süre gitmiyormuş ama bu aralar yolun birçok kez kullandığını öğrendik. Oraya götürmüş olabilir yengeyi" dedi. "Neredeymiş bu bağ evi?" dedim. Daha açık bir şekilde tarif etti ve oraya sürmeye başladım.

"Yaklaşık 15-20 dakika sonra bizimkilere yetişmiştim. Işıkla sinyal verip önlerine geçtim. 5 dakika sonra ileride birçok araba ışığı olduğunu gördüm. Biraz daha yaklaştığımda Arabanın önünde Ali'nin Tuana'yı sürükleyerek götürmeye çalıştığını gördüm. Sonra durup birden tuana'ya tokat attı (!)

"Lan ben seni öldürmez miyim!" Arabadan hızla inip kapıyı kendime siper ederek ve Tuana'ya dikkat ederek vurmaya başladım. arkamdakiler de başlamıştı, onlar fark edene kadar yarısı vurulmuştu bile. Ali pezevenginin Tuana'yı bırakmasıyla Tuana ormana doğru koşmaya başladı. Ali arkasından gidecekken onu bacağından vurdum. Diğerlerinin işini halledince yanına gittim ve yakasına yapıştım.

"Sen kimsin lan?! Benim olana nasıl dokunursun p*ç?!" diyerek bir yumruk attım. Kahkaha atmaya başlamıştı, sinirlerimle oynuyordu. Çektim silahı ve 2-3 el ateş ettim. Geberdi şerefsiz. Direk ormana daldım ve koşmaya başladım. Nereye gitti? Aşağı doğru indiyse Bizim de o taraftan geldiğimizi gördü ve kaçış olarak orayı kullandı.

Sağa doğru koşmaya başladım. Bunu geçende benden kaçarken düşünememiştim. Hepsi böyle başlamıştı. Koştum, koştum. Yakınlardan hıçkıra hıçkıra ağlayan birini duydum. Bu tabii ki de Tuana'ydı. Yavaşça yanına yaklaştım. Fark etmiş olacak ki hızla kalktı. Koşacakken kolundan tutarak kendime çevirdim ve sarıldım.

"Benim, sakin ol" dedim sessiz bir şekilde. Ağlıyordu.
"Tamam" dedim saçını okşarken. Ağlamaya devam ediyordu. Onu kucağıma aldım ve yola doğru çıkmaya başladım Yola çıktığımızda Tuana'yı yere bıraktım ve Ümit'i aradım. 5 dakika sonra arabalarla geldiler. Kendi geldiğim arabaya Tuana'yı da koyup sürmeye başladım.