19~

28 9 1
                                    

Yeni bölüm...

İyi okumalar:)


        **************************

Berkay "ne o dayı, beni mi vuracaksın?" dedi. Dolunay'ın surat ifadesi o an değişmişti. Kaşları çatık bir şekilde bakıyordu.

          *************************

Dolunay'dan;

Berkay'ın 'dayı' demesi beni şaşırtmıştı, hem de oldukça. Berkay ile kuzen olmamız mümkün müydü? Yanlış falan duymuş olabilirim diye düşündüm. Özlem'e baktım, endişeli bir şekilde bana bakıyordu.

5-10 saniye birbirimizin gözlerimize baktık. Düşüncelerimden ayıran şey babamın sesiydi.
"Söz konusu kızımsa kimseyi dinlemem" dedi.

Berkay "kızının keyfi yerinde burada" dedi. Ben söze girdim.
"Evet baba, ben kendi isteğimle buradayım. Neden geldin ki sen?" dedim.

Babam "Özlem öyle demiyordu ama, ayrıca surat ifadenden sözleri ezber yapmışsın hissini görüyorum" dedi. Özlem "Sarp amca, ben Dolunay'ı korumalardan birisi yanlışlıkla vurunca panik yaptım. O yüzden seni aradım" dedi.

Babam " ben kızımı alıp buradan gidiyorum, ne haliniz varsa görün" derken tüm gözler bana döndü. Berkay tek kaşını kaldırmış sorgular gözlerini bana döndürdüğünde "baba, ben burada kalıyorum"dedim.

"Dolunay düş önüme!"
"Bağırma bana baba!"
Berkay "kız 'gelmiyorum' diyor dayı, zorlama" dedi ve yine, yine o kelimeyi söylemişti.
Babam "şimdiye kadar neredeydin Berkay? Neden şimdi karşıma çıkıyorsun? ne yaptın kızıma!?"

Son cümlesini meydan okurcasına gözleri kısık bir şekilde söylemişti. Gözleri Özlem'i bulurken bir Özlem'e bir bana bakıyordu.
"Tehdit ettin değil mi? bu kızın hali ne?" dedi Özlem'i işaret ederek ve devam etti
"Dolunayı da yanlışlıkla vurmadı o uyduruk koruma, söylesene neyle tehdit ettin?! Ah unutmuşum, Tuana değil mi?" dedi.

Babamın yüzünde garip bir iman vardı. Berkay Tüana lafını duyunca sinirle baktı ve sessizlik. Sessizliği bozan babamın çalan telefonuydu. Babam telefonu açtı ve
"evet" dedi.

Karşı tarafı dinlerken Berkay'a gözlerini dikmiş sinirle bakıyordu. Babam
"tamam geliyorum" dedi. Telefonu kapattı ve
"şimdi beni iyi dinleyin" dedi. Özlem ve bana bakarak
Geliyor musunuz, gelmiyor musunuz? Biliyorum burada kendi isteğinizle durmuyorsunuz. Korkmayın ve düşün önüme" dedi.

Ben "baba bizim kimseden korkuluğumuz yok, senin de işin çıktı galiba geç kalmadan git" dedim. İçimde bir burukluk oluştu. Kalbim sıkıştı. Babama babama bu lafları söylemem doğru değildi biliyorum ama...

Of! Ne yaptığımı, ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Kafam karışık. Babam arkasını döndü ve kapıdan dışarı çıktı.
Bi anda herşeyi söylemek geldi içimden ama demedim.

Babam gittikten sonra berkay'a döndüm ve
"şimdi sıra sende. Tuana'yı buraya mı getireceksin biz mi onun yanına gideceğiz? Bir dakika sen Tuana'yı neden tek bıraktın? Nerede o?" dedim.

Berkay "güvende, şimdi yatın uyuyun. Yarın sabah o buraya gelecek" dedi. Ayağa kalkarak salondan ayrıldı. Tuana'yı tek bırakmış olamaz herhalde değil mi? Ateş koltuklardan birine oturmuşken Özlem de yukarı çıkmak için adamladı.

Berkay'ı takip ederek ben de salondan ayrıldım. Dışarıya doğru adımladım. Berkay telefonla konuşuyordu. Telefondaki kişiye
"tamam takip edin, gözünüzden kaçırmayın, o kıza bir şey olursa sizi bitiririm" diyordu.

Kara AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin