Çok Koştum Çok Yoruldum ve Şimdi Bende Düştüm

148 20 18
                                    


Bitiyorum Her Nefeste Ne Halim Varsa Gördüm Çok Koştum Çok Yoruldum ve Şimdi Bende Düştüm

Saat 04.38

Hiçbir şey yapmadan sadece bir telefon araması daha bekliyorduk. Sus pus oturmuş, hepimiz birbirimize bakarken her an telefon çalabilirdi. Fakat asla çalmıyordu. Zaten Jeno'nun dediklerine göre de şu saatte ararız dememişlerdi ama bir umuttu bizimkisi.

Saat 06.15

Güneş yavaş yavaş doğmaya başlamıştı. Hala hiçbir şey yapmamıştık. Neden hala polise haber verememiştik anlamıyordum. Jeno ısrarla bir klişe olan "Eğer polise giderseniz kardeşine zarar veririz" lafını öne sürüyordu. Sadece evi biraz toparlayıp en azından Jeno'ya yetecek kadar yatma yeri açmıştım. Fakat dinlenmemek için direniyordu.

"Jeno, hadi hayatım en azından bir on dakika yat. Güçlü olmaya ihtiyacın var. Böyle yaparsan güçsüz düşersin ve elinden hiçbir şey gelmez."

"Şu an bir şey geliyor gibi mi duruyor sence Jaemin-ah?!"

Bana karşı böyle yükselmesi canımı sıkmıştı ve beni üzmüştü ama bu durumda ona tavır alacak değildim. Şu an onun da ne yaptığını bilmediğine, kelimelerin ağzından istemsizce çıktığına emindim.

Saat 08.01

Israrlarımız sayesinde Jeno'yu zar zor dinlenmeye ikna edebilmiştik. Yaklaşık yarım saattir uyuyordu ve arada sayıklıyordu. Ben de yanında oturmuş onun terini siliyor ve elini sımsıkı tutuyordum. Kunhang ise telefonda Yangyang ile konuşuyordu. Okula gelmediği için sevgilisini merak etmişti yüksek olasılıkla. Geçen gün beni kibar bir şekilde kovduktan sonra olanları o günün akşamında arayıp anlatmıştı. Onun için çok mutluydum.

"Hayır sevgilim şu anlık gelmenize gerek yok."

...

"Biz de o heriflerin tekrar aramasını beklemekten başka bir şey yapmıyoruz ki."

...

"Yangyang, güzel sevgilim gelmenize gerek yok diyorum, siz durun okulda. Bir şey olursa söz ilk size haber vereceğim."

...

"Tamam Yangyang, ne yaparsanız yapın madem dinlemiyorsun."

...

"Evet Jeno'nun evindeyiz. Görüşürüz."

Kunhang telefonu kapattıktan sonra bana dönüp "Açıklama yapmaya gerek olduğunu düşünmüyorum, anlamışsındır zaten buraya geliyorlar." Dedi. Ben de usulca kafamı sallayıp bir kez daha Jeno'nun yüzünü kaplayan terleri sildim. Küçük bir öpücük de kondurdum bu sefer.

Saat 10.09

Jeno uyanmış, diğerleri gelmişti. Artık bekleyemeyecek duruma gelmişti Jeno, bir şey yapmalıyız diyordu. Tam sinirle ayaklanıp eline gördüğü ilk bibloyu aldığında çalan telefon belki de büyük bir sinir krizini engellemişti. Jeno telefona yöneldiğinde ondan önce davranıp bu sefer açmış ve hoparlöre almıştım.

"Karar verdin mi ne yapacağına delikanlı? Ödeyecek misin borcu?"

"Ödeyeceğim Tanrı'nın belası, ödeyeceğim!"

"Güzel karar. Biraz üzülmedim değil ama! Sonuçta minik Jisung'la birlikte çok güzel şeyler yapabilirdik!"

İşte burada herkesin ipleri kopmuş, ayaklanmıştık sanki bir şey yapabilecekmişiz gibi.

"Bana bak Jisung'un saçının teline zarar gelirse ne parayı bulursun, ne can sağlığın kalır! Mahvederim seni anladın mı?!"

"Tabii, tabii. Jeno-ya bak kardeşin seninle konuşmak için çırpınıyor burada. Ona veriyorum telefonu." Kardeşinden bahsedilince Jeno'nun gözleri dolmuştu hemencecik.

"Alo abi!"

"Jisung, miniğim! Korkma ağabeyciğim, sakın korkma tamam mı? Kurtaracağım seni oradan tamam mı miniğim?"

"Korkmuyorum ki zaten abi, biliyorum beni kurtaracağını. Sadece biraz acele edebilir misin? İpler yüzünden bileklerim kesildi sanırım, acıyor. A-ama endişelenme çok acımıyor!" O cümlelerden sonra kendimde dahil herkesin, en çokta Jeno'nun yıkılışına şahit olmuştum.

"Tabii ağabeyciğim, sen dersin de ben acele etmez miyim? Elimden geldiğinden de daha fazlasını yapıp çabucak bulacağım seni korkma tamam mı?"

"Tamam abi, bekliyorum ben. A-abi telefonu alıyorlar, abi!"

"Korkma miniğim, sakın korkma tamam mı?! Jisung!"

Telefon bir anda kapanınca Jeno daha fazla dayanamamış ve yere çöküp hıçkırarak ağlamaya başlamıştı. Ben de yine yanına çöküp kollarımın arasına aldım onu.



Ne Kelebek son attığı bölümün üstünden bir gün bile geçmeden yeni bölüm mü atmış? Yok daha neler! 

Ve başlık aslında hikayenin başına yazdığım gibi olacaktı ama harf sayısından dolayı watty kabul etmedi ben de böyle bir çözüm buldum. Umarı bölümü sevmişsinizdirr!

Duvarların Sağlam, Yıkılmaz Sanıyorsun - NoMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin