Bölüm 5: Aşk Şarkısı Masalı

252 38 24
                                    

Moon Krallığı: cumartesi, 03.50

Karanlık gecenin hüküm sürdüğü o vakit, yatağında bir o yana bir bu yana dönen biri vardı. Karanlık gökyüzünde dans eden yıldızlar eşliğinde huzursuz görünüyordu. Evsizler hariç bütün krallığın uykuda olduğu bu vakitte, aklında dolanan düşünceler yüzünden aklı bir hayli dağılmıştı. Beyaz renkte ki saten kumaştan yapılma uyku bandı gözleri üstünde, pofuduk yatağında uyumaya çalışıyordu. Birkaç saat önce yıkanmış, kokulu ve temiz beyaz saçları karışmıştı. Giydiği gömlek pijamanın yakası başka bir yana kaymıştı.

Üstüne örttüğü ince pikeyi açtı sinirle. Oturur pozisyona geldi ve gözlerini kapatan uyku bandını bir çırpıda çıkardı. Fırlattığı gibi yeri boylayan bandı izledi birkaç saniye. Ardından, elleriyle saçlarını karıştırdı. Ay ışığı odayı az da olsa aydınlatıyor, beyaz ve buz mavisi mobilyaların dikkat çekmesine sebep oluyordu. Geniş yatağında otururken nefes saldı ve odanın içinde gezdirdi bakışlarını. Hemen sağında kalan cama döndü ve dışarıya baktı. Öylece ağaçlara, çiçeklere, az da olsa kadrajına sığan yıldızlara baktı.

Ayaklarını yatağından sarkıttı ve yumuşak terliklerini geçirdi ayaklarına. Yavaşça ayaklandığında masasına doğru ilerledi. Yarısı su dolu bardağı eline aldı ve dudakları arasına götürdü. Bardaktaki bütün su midesine indiğinde nefes salarak bardağı masaya bıraktı. Geri yatağına ilerledi ve daha sonra yere çömeldi. Elini yatak ile zemin boşluğuna attı. Katı bir şey eline geldiğinde hızla tuttu ve kendine çekti. Yatağının altından çıkardığı kitabı iki eli ile tuttu. Kopkoyu lacivert kapaklı kitabın kapağını inceledi. Toz olmuş kapağa doğru üfledi ve bu sayede tozlar uçuştu. Tozların üstünden gitmesiyle kitap kapağındaki renkler daha da canlandı. Üstünde yazan kırmızı yazıyı okudu.

"Aşk Şarkısı"

Elinde kitabı ile çömeldiği yerden kalktı ve geniş odası içinde adımladı. Masasında duran gaz lambasını bir çırpıda yaktı ve eline aldı. Kapıya ulaştığında sessizce açtı ve dışarı çıktı. Serinlik yüzüne çarptığında göz kırpıştırdı birkaç defa. Kendine geldiğin de büyük beyaz kolonların, boydan boya vernekli aynaların, kristal avizelerin, renkli mumların ve görkemli tabloların dolu olduğu koridorda ilerledi. Kısa sürede hedeflediği kapıya ulaştığında kapı önündeki askerler Prens Jaemin'e hafifçe eğilerek kapıyı sessizce araladılar. Kolunun altında tuttuğu kitabın düşmemesine özen göstererek içeri sızdı.

Odaya girdiğinde kapı ardından kapandı. Serin rüzgarın etkisiyle perdeler hareket ediyordu, kumaşının sürtünme sesi kulaklarını deldi. Gaz lambasını yere bıraktı ve pencereye koşar adım gitti. Hızla kapattığında arkasında hareketlenme oldu. Arkasını döndü ve yatakta yarı açık gözler ile ona bakan bedene gülümsedi. Geri gülümseme geldiğinde yere bıraktığı kitap ve gaz lambasına adımladı. İkisini de birer eline aldı. Yatağa ilerledi ve elindekileri komodinin üstüne bıraktı. Yatakta yatan bedenin yanına oturduğunda kıkırdadı yatakta yatan siyah saçlı.

"Hyung, burada ne yapıyorsun?"

Jaemin kitabı komodinin üstünden aldı ve gözleri önüne serdi. Siyah saçlı prensin gözleri hızla açıldı ve heyecanla eline aldı kitabı. Hayran kalmış bakışlarını kitaba atmaya devam ederken yanındaki tebessüm ederek onu izlemeye koyuldu.

"Uzun zaman oldu?" Diyerek siyah saçlıya baktı Prens Jaemin.

Gülerek başını salladı Prens Chenle. "Artık bunun için büyümedim mi?" Dedi.

Three Kingdoms › nomin, markhyuck Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin