Bölüm 24: Kraliyet Yaşamındaki Dram ve Olaylar

154 37 5
                                    

Yukarı da olan Donghyuck yattığı yataktan kalktı. Mark'ın dolabının yanında duran siyah ceketi gördü. Üstüne geçirdi ve kapıya ilerledi. Kapıdan çıktığı gibi geldikleri merdivenleri buldu gözleri. Aşağı inip barda oturmaktan zarar gelmeyeceğini düşünmüştü. Tek tek merdiven basamaklarını indi, bir yandan da esniyordu.
Son basamağa ulaştıktan sonra geldikleri tanıdık kapılardan geçti. Barın arka kapısından giriş yaptığı anda sızıltı şeklinde gelen sesler yükseldi. Kulağını delip geçen insan seslerine yüzünü ekşitti. Uykusu açılmıştı.

İnsanlarla göz teması kurmamaya çalışarak ilerledi bar tezgahının köşesinden etrafa baktı. Gözleri gülümseyen Mark'ı gördüğünde tebessüm yerleşti yüzüne. Mark'ın yandan gördüğü yüzünde bir şaşkınlık ifadesi vardı. Birkaç içecek karıştırırken karşısındaki kişi ile konuşuyordu. Konuşmadan eğleniyor gibi görüyordu çünkü yüz kaslı gülümsemeyi kesmiyordu. Prens Donghyuck kafasını konuştuğu kişilere çevirdi. Siyah saçlı ve çıkık yüz hatlı kişiyi görünce kaşlarını çattı. Tanıdık gelmişti. Siyah saçlarının ellerini takip etti ve izledi. Sürekli yanındaki siyah kişinin ellerine ve kollarına dokunuyor, kendi parmaklarını yanındaki kişinin parmaklarına geçiyor ve oynuyordu. Merakla yanındaki kişiye baktı. Kapüşonu takılı olan kişiyi seçemeyince gözlerini kıstı. Kapüşonlu kişi sanki Prens Donghyuck'un baktığını anlamış gibi kafasını o tarafa çevirdi.

Donghyuck kim olduğunu anladığında kaşlarını çattı. "Jaemin?"

Onun kadar şaşkın ve çatık bakışlı olan Prens Jaemin de şaşkındı. "Donghyuck?"

Barmen Mark, Jaemin'in ağzından çıkan isim ile elinde tuttuğu içki şişesini ve bardağını bıraktı. Kafasını Jaemin'e kaldırdığında prensin başka tarafa baktığını gördü. Arkasını dönüp Jaemin'in baktığı yere baktı. Jeno'da onlara eşlik ederken Jaemin ve Donghyuck kitlenmiş gibi birbirlerine bakıyorlardı. Bu sırada dikilen Donghyuck'a biri çarptı. Sarsılması ile soluna dönen prens halktan biri ile göz göze geldi. Çakırkeyif olan bu kişi ellerini kollarını kaldırıp yüksek ses ile özürler diledi. Gülerken konuşan kişiden yayılan alkol kokusu karşısında yüzünü ekşitti prens.
Halktan olan kişi şaşkınlık ile gözlerini kocaman açtığında Donghyuck panikle yüzünü kapamaya koyuldu. "Siz!" Diye bağırdı halktan kişi.

Olanları izleyen üçlü yerinden ayaklandı. Mark koşar adım Donghyuck'a gitti ve kolundan tuttuğu gibi çekiştirdi. Jaemin ve Jeno kendilerini ara sokağa attıklarında Barmen Mark ve Prens Donghyuck'da ardından geldiler. Nefes nefese olan Mark soluklanmaya koyulurken iki prens birbine bakıyordu. En sonunda "Burada ne yapıyorsun?" Diye sitem etti Jaemin.

Donghyuck kaşlarını çattı. "Asıl sen burada ne yapıyorsun?"

Jaemin'in sinir tüm vücudunu kaplamaya başlamıştı. "Balo bittikten sonra sen ortalıkta olmayınca babam askerleri seni aramaları için yolladı."

Donghyuck panikledi. "Ne?"

Sinirle solumaya başladı Jaemin. "Başına bi şey geldi sandılar ve sen buradan mı çıkyorsun?" Kolunu kaldırdı ve arka sokağında durdukları barı işaret etti. Donghyuck hemen olumsuzca kafasını salladı. "Dikkatini çekmek isterim, sende oradan çıktın."

Prens Jaemin nefes salıp gözlerini devirdi. Jeno sinirlenen Jaemin'i fark ettiğinde elini kavradı. Parmaklarında yüzükleri teker teker çıkarıp başka parmaklara takmaya başladığında Jaemin kafasını eline çevirdi. Eliyle ve yüzükleriyle oynayan Jeno'ya tebessümü etti. Ortamın gerginliğinden uzaklaştığında Donghyuck gözlerini deviren taraf olmuştu. Mark'a kafasını çevirdi. Mark elini kaldırıp siyah saçlı prensi işaret etti. "O, Jeno."

Donghyuck şaşkınlık ile gözlerini kırpıştırdı ve Jaemin'e döndü. "Dans ettiğin kişi mi bu?"

"Evet." Diye beklemeden Jaemin'in yerine yanıtladı Jeno.

Three Kingdoms › nomin, markhyuck Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin