Bölüm 15: Lale mi? Menekşe mi?

221 42 25
                                    

saat: 20.10

Akşam saatleri olduğun da Prens Donghyuck'un halk sokaklarında, Mark ile karşılaştığı vakit Prens Taeyong saraya dönmüştü. Süslü püslü at arabası sarayın geniş bahçesine girdiğinde bahçe de yalnız değildi. Bahçede bulunan bir tane at arabası daha vardı. Moon Krallığı'na ait olmayan bu at arabası; bir külçeyi andırıyor ve altın, kabarık varakları ile parlıyordu.

Bu at arabası Qian Krallığı'na aitti.

Prens Taeyong'un içinde bulunduğu araba atların durması ile yerinde saydı. Kapısı görevli tarafından açılan Taeyong arabadan sakince indi. İndiği gibi sarayında önünde kral babasını ve Prens Jaemin'i görmesi hayra alamet değildi.

Kaşları çatarak yanlarına ilerledi. Mermer üzerinde topuklu pabuçlarından çıkan tak tak sesi herkesin kulaklarına ulaştığında herkes aynı anda gelen sese döndü. Halk Teftişinden gelen Taeyong babasının karşısındaki dikilen ikiliyi görünce yalpaladı.

Kral Kun Qian ve I. Prens Xiao.

Taeyong karşılarına geldiği iki krala da eğildi. Oğlunu gören Kral Taeil gülümsediğinde Taeyong eğdiği sırtını dikleştirdi ve babasının yanında asık suratı ile dikilen Jaemin'in yanına ilişti.

"I. Prensim, halk teftişinden dönmektedir." Dediğinde gülümsemesi ile başını salladı Kral Kun.

"Majesteleri, sizi görmek büyük şereftir."

Başıyla yeniden gülümseyerek selam veren Taeyong'a karşı göğsünü dikleştirdi Kral Kun. Altın sarısı detaylar ile süslenmiş pelerini upuzundu. Kenar kısımlarında ise beyaz tüyler vardı, pofidik görünüyordu. Pelerini tutan omuzlarında altın vatkalar vardı.

Altın Kral elini kaldırıp yanında duran prensin sırtına hafifçe koydu: "I. Prensim ve ben..."

Sessizce sözlerine devam etmek için Jaemin'e çevirdi bakışlarını.
Prens Jaemin bakışları karşısında eziliyormuş gibi hissediyordu. Beyaz saçlının omuzları dikti ama yüzü düşüktü. Dudaklarının parıldaması eksilmiş ve mat görünüyordu. Alt dudağının üstü ara ara kan toplamıştı. Gerginlikten sertçe dişlemişe benziyordu.

Kral devam etti, "...Prens Jaemin'e hitaben gelmiş bulunmaktayız."

Prens Jaemin, Kralın sözlerini işitmesi ile yerde olan bakışlarını ağır ağır kaldırdı. Kaldırması ile Xiao ile buluşan bakışlarından soğukluk hissetmişti. Bir buz dağını andıran bakışlarını ve keskin kaşlarını korkunç bulmuştu Jaemin.

"Ne büyük bir şeref!" Dedi heyecanla Kral Taeil.

Jaemin ile babası birbirine hızla baktığında babası kaşlarını çattı. Jaemin sakince nefes verip Kral Kun'a döndü. Sakince eğilip kalktığında Kral Kun ona karşı cömert bir şekilde gülümsedi.

Prens Xiao boğazını temizlediğinde herkes ona döndü. "Umarım," diyerek lafına başladığında arkalarında duran bir hizmetli elinde bir buket ile yaklaştı. Prensin solunda durup eğildi ve çiçeği prense uzattı. Prens çiçek buketini hizmetliden alıp bakışlarını yeniden Jaemine çevirdi.

"Bu çiçekleri hediyem olarak kabul edebilirsiniz."

Sözünü bitirdiğinde Jaemin'e bir adım yaklaştı, hafifçe eğildi ve çiçek buketini uzattı.

Jaemin şaşkın yüz ifadesi ile önce sağındaki babasına ardından solundaki Prens Taeyong'a baktı. Prens Taeyong, kısık gözleri ile çiçeği işaret ettiğinde Jaemin sakince ona uzatılan buketi elleri arasına aldı. Prens Xiao sırtını yeniden dikleştirirken geri bir adım attı. Eski yerine kavuştu.

Three Kingdoms › nomin, markhyuck Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin