4.Bölüm ξ Leyla ile Mecnun ξ

7.5K 650 58
                                    

Heyecandan ellerimdeki titremeye engel olamıyordum. Bu heyecanın sebebi neydi? Yabancı birisiyle konuşacak olmam mı? Yüzünü bile görmediğim bir kızla konuşacak olmam mı? Dün hayatını bana emanet eden birisiyle konuşacak olmam mı?...

Yatağın üzerindeki çalan telefonla karşılıklı birbirimize bakıyorduk. Israrla aç benidercesine çalan telefona titreyen ellerimi uzattım ve derin bir nefesin ardından göz kapaklarımı birbirlerine sımsıkı kapayarak telefonu açtım.

Karşıdan gelen tereddütlü ses tonunu kulağımda duyabiliyordum

"Alo!?!"

Ne yapmalıyım? Cevap vermem gerek ama kalbim bu denli atarken nasıl cevap verebilirim?Kerem sakin ol ve kendine gel, alt tarafı üç harfi yan yana getireceksin ve Alo...diyeceksin.

Tekrar derin bir nefes aldım ve sesimin titremesine engel olmadan cevap verdim.

"Alo?"

"Merhaba, şey tekrar rahatsız ediyorum ama dün için aramıştım. Hem teşekkür edecek hem de özür dileyecektim. Gerçekten sizi beklettiğim için çok özür dilerim..."

Bu akıcı ve berrak konuşma kalp atışlarımdaki hızlanmayı heyecan ve huzurla birlikte harmanlayarak arttırıyordu sanki. Sesindeki ton tüm bedenime rahatlık ve mutluluk hissi yaratmıştı bir anda... Çölde su bulmuşçasına mutlu bir insan gibi bedenimdeki her hücreme işlemişti bu ses. Başımı döndüren bu ses... Bu ses yüzünü bile görmediğim bir kadına aitti.

Sesimdeki titremeye hala engel olamıyordum.

"Hi- hiç ö-önem-li de-değil gerçekten... Ne zaman istersen arayabilirsin. Peki, şimdi nasılsın, yani düne göre."

"İyiyim," demişti ama sesi hiçte öyle gelmiyordu. İyiyim derken sanki geçiştirircesine bir cevap vermek istemişti.

"Emin misin?" diye sordum ve cevap vermesini bekledim. Bir süre hiç ses gelmemişti karşı taraftan daha sonra hıçkırıklarını duydum. Ağlıyordu... Onun için üzülmüştüm, onun hıçkırıkları ta kalbimin derinliklerine kadar işlemişti. Yüzümdeki acı ifadeyle ne söyleyeceğimi düşünüyordum. Benim konuşmama fırsat vermeden o ağlamaklı sesiyle söze girdi.

"Yalnızım, yapayalnız... İçim yanıyor, öyle yanıyor ki canımı acıtıyor, artık gözlerim ağlamaktan bıktı bende bıktım."

"Şşşt... Lütfen böyle söyleme, neden yalnız olasın ki? Hala yaşıyorsun ve hala yanında olan birçok insan var. Hikayende de yazdığın gibi teyzen var, eminim okulda da başka arkadaşların vardır ve artık bende varım..."

Bir süre yine cevap alamamıştım. Daha sonra karşıdaki ses derin bir nefes çekerek konuşmaya başladı.

"Bu kadar acıya dayanamıyorum... Hayatta olmak sadece acı veriyor bana. Her şey güzel olacak sanırken en çok sevdiğim kişi tarafından aşık olduğum kişi tarafından aldatıldım, ihanete uğradım... Daha annemi kaybetmenin verdiği acı bile dinmemişti... Bu kadar acıyla nasıl yaşayabilirim?" Cümlesini sonlandırırken hıçkırıklarla ağlamaya devam ediyordu.

Anlattığı her şeyde acı vardı, söylediği gibi derin yaralar bırakan acılar... Onun için ne yapabilirdim ki? Onun bu acıları az da olsa unutmasını nasıl sağlayabilirdim?

"Artık her şeyi unutup yepyeni bir sayfa açamaz mısın? Tüm acılarını silip at kafandan ve yepyeni, tertemiz, acıların olmadığı bir sayfa aç kendine..." diyerek bir öneride bulundum. Benim bu önerim çaresizliğimin çırpınışlarıydı sanırım. Ona yardımcı olmak istiyordum ama ne yapabileceğimi dahi bilmiyordum.

Bir Dost (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin