23.Bölüm Özür Dilerim

2.8K 299 13
                                    

"Abi Aslı Ablam gitmedi."

Ne dediğini anlamaya çalışarak Ali'nin yüzüne bakıyordum. Aslı gitmedi mi?

"Abi annem sana Aslı Abla'mın gittiğini söylediğinde aslında Aslı ablam evdeydi. Ben eve girdiğimde kulak misafiri oldum. Normalde, Murat denen birisi var, onunla gidecekmiş ama otobüsü kaçırmış. Bir saat sonraki otobüsten bilet ayırtmış. Sen gittiğinde eşyalarını topluyordu. Bi beş dakika önce filan çıktı. Eğer çabuk olursan ona yetişirsin."

"Senin bu söylediklerin gerçek mi?" diye sordum çaresizce. Aslı'yı son bir kez daha görebilecek olma umuduyla. Kalbim hızla atıyordu.

"Evet abi. Saat 19:30'a İstanbul'a bilet aldı. Ama hangi otobüs firması bilmiyorum. Acele edersen ona otogarda yetişirsin."

Ne yapacağımı bilemez bir şekilde Ali'ye bakıyordum. Sırtımda bir el hissettim. Annemin eliydi.

"Oğlum ne bekliyorsun, acele etsene," diyordu tebessümle.

Alelacele ayakkabılarımı giymeye başladım.

"Ah!" diyerek hızla giymeye çalıştığım ayakkabılarımı ayağımdan çıkardım ve odama doğru koşmaya başladım.

Annem arkamdan sesleniyordu.

"Bir şey mi unuttun?"

Ben odamdan unuttuğum şeyi alarak çıktım.

"Evet anne bunu ona vermeliyim," diyerek anneme elimde tuttuğum Kerem ile Aslı kitabını gösterdim. Kapıdaki ayakkabılarımı hızla giydim. Tam merdivenlerden inecektim ki Ali'nin omzunu sıkarak "Teşekkür ederim," dedim ve hızla merdivenleri indim.

Merdivenleri ne ara indiğimi bile hatırlamıyordum. Kendimi sokağa attığımda hiç durmadan koşmaya başladım. Sokağın köşesindeki taksi durağına doğru koşuyordum.

"Abi acil taksi. Lütfen, acele olsun."

"Tamam delikanlı, şu öndekine atla."

Taksicinin işaret ettiği taksinin arka koltuğuna bindim ve sabırsızca taksicinin gelmesini bekledim. Birkaç saniye sonra taksicide gelmişti. Hemen arabayı çalıştırdı. Dikiz aynasından bana bakıyordu.

"Nereye-" diye soracaktı ki o sorusunu bitirmeden ben cevap vermiştim.

"Otogara abi, biraz acele eder misiniz?"

"Tamam, sen merak etme," dedi ve gaza basarak yola koyuldu. "Hayırdır ne bu acele?"

"Birisini görmem gerekiyor."

"Belli ki önemli birisi..."

"Hem de çok..."

"O zaman daha da hızlı gidelim," diyerek arabanın hızını arttırdı.

Araba hızla yola devam ederken bende elimde tuttuğum kitabın en arkadaki boş sayfasını açtım. Kitabın sert kapağına taktığım mürekkepli kalemi elime alarak Aslı'nın aşkıyla canlanan kelimeleri satırlara dökmeye başladım. Satırlar parmaklarımın ucundaki kalemden dökülen mürekkeple dolarken benimde gözyaşlarım göz torbalarımda dolmaya başlamıştı.

Her satırım da af diliyordum. Yaptığım adilik için Aslı'dan af diliyordum. Bencilliğimi affetmesini istiyordum. Sadece kendimi düşünerek yaptığım bu oyunu onu kaybetmek istemediğim için sürdürdüğümü anlatıyordum. Hissettiklerim kelimelerde can bulurken kalbimde aşk acısıyla yanıp kavruluyordu. Bu acı tüm bedenimi sardığında gözyaşlarım birer ikişer akmaya başlamıştı. Akan gözyaşlarım kağıt üzerindeki mavi mürekkeple birleşiyor mürekkebi dağıtıyordu. Mürekkebi daha fazla dağıtmamak için gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim. Kendimi tutamıyordum. Gözyaşlarım artık hıçkırıklara dönüşmüştü. Arabanın içinde yankılanan hıçkırıklarımı şoför duyduğunda dikiz aynasından bana baktı. Hiçbir şey söylemeden radyoda çalan şarkının sesini arttırdı.

Bir Dost (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin