8.Bölüm ξ Nedeeen! ξ

5.3K 482 17
                                    

Onu gördüğümde ufak bir şok geçirmiştim. Balköpüğü rengindeki saçlarını arkadan kuyruk yapmış, yüzünün tüm güzelliğini sergiliyordu. Onun bu muhteşem görüntüsüne bakarken yutkundum ve hemen gözlerimi ondan kaçırdım. Her gün telefonda kadife kadar yumuşak sesini dinlediğim platonik aşkım şimdi tam karşımdaydı...

Yüzümün şekilden şekle girerek bir anda farklı ifadeler aldığını tahmin edebiliyordum. Aslı, beni daha fark etmemişti, elinde tuttuğu adisyona bakıyordu.

Kekeleyerek, "Şe-şey arkadaşımı bekliyorum," dedim.

Artık onun koyu kahverengi gözleri benim üzerimdeydi. "Aa... Şey, Kerem'di değil mi?" diye sordu. Şaşkınlığını fazlasıyla belli ediyordu. Daha dün telefondaki gizemli dostuyla yani benimle, Kerem'i yani beni konuşmuşken şimdi tam karşısında duruyor olmam onu şaşırtmış olmalıydı. Aslında bu karşılaşmaya en az onun kadar bende şaşırmıştım, karşılaşacağımızı hiç tahmin etmezdim...

Zoraki bir gülümsemeyle, "Ne kadar çok karşılaşıyoruz," dedi. Yüzünden anlaşıldığına göre, bunu söylediğine pişman olmuştu. "Neyse, arkadaşınız geldiğinde sipariş almak için tekrar gelirim ," dedi aynı zoraki gülümsemeyle dudakları bir çizgi haline geldi ve hemen gözlerini benden kaçırarak masadan uzaklaştı.

Aslı masadan uzaklaştıktan birkaç dakika sonra masaya Okan geldi ve karşımdaki sandalyeyi çekerek oturdu. Şaşkınlıkla bana bakıyordu. Ben hala Aslı'yla olan karşılaşmamızın şokunu üzerimden atamamıştım.

"Ortak ne bu halin, hayalet görmüşe dönmüşsün?"

Kendimi toparlamaya çalışarak "Yoo..." dedim ve hemen gözlerimi Okan'dan kaçırdım.

Aslı tekrar masamıza gelmişti, yüzü ifadesizdi. "Ne alacağınıza karar verdiniz mi?" diye sordu. Bana ve ardından Okan'a bakarak. Okan onu hatırlamış olmalıydı, önce şaşkınlıkla Aslı'ya baktı ardından da bana bakmaya çalışıyordu. Ama Allah'tan onu hatırladığını belli etmedi.

"Ben sıcak çikolata alıyım," dedi Aslı'ya bakarak.

Benim sesim az da olsa titriyordu. "Ben de şeftalili Ice Tea alıyım," dedim.

Aslı elindeki adisyonu işaretleyip masamıza bıraktıktan sonra ikimize de bakmadan uzaklaştı.

Okan meraklı bir şekilde bana bakıyordu.

"Ortak bu kız kütüphanedeki kızdı değil mi?" diye sordu.

Ben de geçiştirmek istercesine "Hıhı," dedim. Aslı ile aramızda olanları fazla dillendirmemeliydim yoksa bu çenesi düşüklüğüyle ileride başıma bela açabilirdi...

Okan verdiğim cevapla fazla tatmin olmadı.

"Ortak bu kızla senin aranda bir şeyler olduğuna yemin edebilirim," dedi. Neyse ki bunu söylediğinde etrafta Aslı yoktu.

"Düşündüğün gibi bir şey yok, sadece aynı mahalledeniz," dedim. Ben ne kadar konuyu kapatmaya çalışsam da Okan dedektif edasıyla her şeyi öğrenmek için didikliyordu.

Aslı'nın elindeki tepsiyle bize doğru geldiğini gördüğümde Okan'a telaşla bakarak "Okan, o geliyor yanında bir şeyler söyleme sakın ayıp olabilir," dedim.

"Tamam, tamam merak etme."

Aslı elinde tuttuğu tepsideki sıcak çikolatayı ve Ice Tea'yi masamıza bıraktı. " Başka bir isteğiniz?" diye sordu ikimize de aynı anda bakmaya çalışarak.

Okan onu süzen gözleriyle "Teşekkürler," dedi. Aslı'nın yüzündeki ifadeyi anlamaya çalışıyordu.

Benim anladığım kadarıyla onun yüzündeki ifade rahatsızlıktı, benimle karşılaşmış olmaktan rahatsızlık duyuyordu. Bu durum beni üzmüştü. Telefonundaki gizemli dostu onu nasıl mutlu ediyorsa karşısında duran Kerem'inde aynı şekilde onu mutlu etmesini istiyordum. Ama bunu kafaya koydum ve başaracağım, onun hayatına Kerem olarak da girip onu mutlu edeceğim...

Bir Dost (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin