Kusura bakmayın rahatsız olduğum için gecikti. Bu bölüm 19. bölümün devamı.
***
Oturduğun banktan hızla ayağa kalkarak, "Hahaha," diye yüksek sesli bir kahkaha attım. Gülmeye devam ediyordum. "Benim babam aslında benim babam değil, öyle mi? Komik olmaya mı çalışıyorsun? Ne bu küçük bir şaka filan mı?"
O da ayağa kalkarak karşıma geçti. "Aslı, bana inanman gerek yoksa daha çok üzüleceksin."
"Sen ne saçmaladığının farkında mısın? Söylediğin şeyleri aklın alıyor mu? Benden buna inanmamı nasıl beklersin? Ne bu, kore drama dizisi filan mı?"
Benim bu gülen kahkaha atan halime karşılık onun yüzünde tek bir mimik değişimi bile olmamıştı. Ciddiyetini sürdürüyordu. Gerçekten inandırıcıydı.
"Aslı, ben ciddiyim."
Onu omzundan sertçe iterek yolumu açtım ve ilerlemeye başladım. Ona aldırış bile etmiyordum. Kafenin kapısına doğru yürüyordum.
Arkamdan yüksek sesle, "Madem bana inanmıyorsun o zaman git teyzen sana her şeyi anlatsın," dedi.
Söylediği bu söz kulaklarıma ulaştığında olduğum yerde kaskatı kesilmiş bir şekilde durdum. Hareket edemiyordum. Ya ciddiyse... Bir süre olduğum yerde öylece bekledim. Aklımda bir sürü düşünce dolaşıyordu, beynimi ele geçirmişti. Aklımda dolaşan bu düşüncelerin, soruların hepsi cevapsız kalmıştı. Bu söyledikleri olamazdı. Ben başka birisinin kızı olamazdım. Ya öyleyse...
Kendime geldikten sonra hızla kafeye girdim ve şeften izin isteyerek çıktım. Koşuyordum. Murat'ın söylediklerinin doğru olma ihtimaline karşı hızlı adımlarla koşuyordum. Aldığım nefes göğüs kafesimde bir acıya dönüşmeye başladığında eve varabilmiştim. Titreyen ellerimle kapıyı açtım. Merdivenleri üçer dörder basamak atlaya atlaya çıkıyordum. Kapıya geldiğimde nefes nefeseydim. Anahtarla kapıyı açabilecek halim kalmamıştı. Sertçe zile bastım. Açılana kadar çekmemiştim parmağımı zilin üzerinden.
Kapıyı açan teyzemdi, şaşkınlıkla bana bakıyordu. "Aslı, hayırdır kızım, ne bu halin? Nefes nefese kalmışsın..."
"Teyze..." hızlı hızlı nefes alıp veriyordum. "Bana her şeyi anlat," diyerek ayakkabılarımı çıkarıp eve girdim. Kapıyı arkamdan kapattım.
Teyzem daha da şaşkındı. "Ne diyorsun Aslı? Neyi anlatayım?" diye sordu.
Kendimi salondaki koltuklardan birine attım. Teyzemden arakamdan salona girmişti.
"Teyze, bana babamla ilgili olan gerçeği anlat."
Sözüm bittiğinde, teyzem karşımda öylece bana bakıyordu, hiçbir şey söyleyememişti.
"Teyze seni dinliyorum," dedim. Teyzemin yüzündeki bu ifade beni korkutuyordu.
"Aslı..." diyerek yutkundu. "Bundan hep korkmuştum, sen bizim yanımıza geldiğinden bu yana hep bu korku vardı üzerimde."
"Teyze ne diyorsun hiçbir şey anlamıyorum."
"Bir gün karşıma geçipte gerçeği öğrenmek isteyeceğin bu zamanı hep korkuyla bekledim."
Teyzemin konuşmasının gidişatıyla gelirken aklımı yiyip bitiren o düşüncelerin gerçek olma ihtimali artıyordu. "Teyze korkutuyorsun beni." Murat'ın söyledikleri gerçek miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Dost (Tamamlandı)
General Fiction"Şey bir de daha ismini bile bilmiyorum söylemeyecek misin?" "Gizemli biri olarak kalsam daha iyi değil mi? Telefonun ardındaki gizemli bir ses olarak..." "Peki, madem öyle olsun. O zaman bundan sonra sana DOST diyeceğim." BİR DOST *** İnternette in...