Özel Bölüm

3.4K 358 43
                                    

Kerem ile Aslı'yı yazmayalı sizin içinde okumayalı uzun zaman olmuştu. Ben onları yeniden yazmayı özlediğim için kısa bir özel bölüm hazırladım sizin de özlediğinizi düşünerek :) umarım beğenirsiniz keyifli okumalar. Yorum bırakmayı unutmayın.

Aslı masallardaki bir prenses gibiydi. Üzerindeki beyaz dantelli ve sade gelinliğiyle öyle güzel görünüyordu ki, karşısına geçip te büyülenmemek elde değildi. Murat'ın koluna girmiş bana doğru yaklaşıyordu. Neden Murat'ın koluna girmişti ki, ah lanet kıskançlık duyguları... Sabret Kerem saniyeler sonra Aslı artık senin...

O gün kitap fuarındaki evlilik teklifimin ardından bir yıl geçmişti. O bir yıl öyle uzundu ki bitmek bilmemişti. Bu bir yılı Aslı okulundan ayrı kaldığı dönemi vermekle ve de yazarlık kariyerini geliştirmekle geçirmişti. Bende askerliğimi tamamlayıp eczacılık fakültemden aldığım diplomamla mahallemizin yakınlarında küçük bir eczacı dükkanı açarak geçirmiştim.

"Aşkım, koluma girmeyecek misin?" diyerek baş döndürücü gülümsemesiyle bana bakıyordu Aslı, bense onun büyüsünden kurtulup kendime geldiğimde hemen Murat'ın önüne geçerek Aslı'nın narin kolu arasında yerimi aldım. Büyük bir kır düğünü organize etmiştik. Düğünümüzün olduğu mekandaki küçük havuzun üzerinden sahneye doğru uzanan köprüye çıkarak ilerlemeye başladık. Bahçenin etrafında misafirler hayranlıkla ikimizi seyrediyor etrafta fotoğrafımızı çekenlerin flaşları patlıyordu. Çalan romantik müzik eşliğinde yavaş ve aynı ritimle ilerliyorduk Aslı'yla birlikte...

Sahneye, misafirlerin alkışları ve üzerimizden dökülen beyaz gül yaprakları eşliğinde girmiştik. Bu unutulmaz günün mucizeviliği heyecanlandırıyordu beni, kalbim hızla atarken yoğun bir mutluluk dalgası vücudumu ele geçiriyordu. Ben önden giderek nikah masasının arkasındaki sandalyelerden birini çektim ve Aslı'nın oturmasına yardımcı oldum. O oturduktan sonrada yanındaki sandalyeyi çekerek bende oturdum. Yanımızdaki şahit sandalyelerinden birisine Aslı'nın şahidi Murat diğerine ise benim şahidim Okan oturdu. Nikah memurunu beklerken tebessümle Aslı'ya döndüm. Heyecanını öyle çok ele veriyordu ki...

Nikah memuru geldikten sonra kısa bir konuşmadan sonra isimlerimizi soy isimlerimizi sordu, en son o hayati kararlarımızı dile getirmeye gelmişti sıra,

"Evet!"

"Evet..."

Öyle içten söylemiştim ki eveti, belki de hayatımda sorulan bir soruya karşı ilk kez bu kadar samimi içten ve delicesine isteyerek evet demiştim. Evet dedikten sonra gülümseyen misafirlerin alkışları yankılanıyordu bahçede. Birkaç gencinse ıslıkları... O sırada ayağımın üstündeki acıyla yüzümü buruşturdum, ah! Bunun ne olduğunu biliyordum. Gelenekler görenekler, kız alırken erkeklerin maruz kaldığı tatlı zulümler. Ayağımdaki acıyı hissederken Aslı'yı teyzesinden istemeye gittiğimde bana verdiği tuzlu türk kahvesinin yudumladığımdaki buruşan surat ifadem geldi aklıma. Az önce acıyla buruşan yüzümde bu tatlı anıyla birlikte kocaman bir gülümseme yayıldı.

Aslı imzayı atarken bende onun narin parmaklarını izliyordum. Heyecandan elinin titrediği ne kadarda belli oluyordu. Ardından gösterilen yere bir imzada ben attım sonrasında da şahitler...

"Bende sizleri karı koca ilan ediyorum."

Misafirlerin alkışları eşliğinde ikimizde ayağa kalktık. Nikah memuru evlilik cüzdanını Aslı'ya uzattıktan sonra Aslı bana döndü. Bende iki elimle onun duvağını kavrayarak yavaşça sıyırdım başından. Onun o masum güzelliği yine beni benden almıştı. Onu ilk gün gördüğümdeki heyecan hiç azalmamıştı, aynı o günkü gibi yine büyülemeyi başarıyordu beni. Gözlerimiz buluştuğunda o baş döndürücü gülümsemesi yayıldı yeniden yüzüne. Ben nazikçe uzanarak alnına küçük bir öpücük kondurdum. Bu öpücük bir mühürdü sanki onu bana ait kılan bir mühür gibi... Öpücüğün ardından sıkıca sarıldık birbirimize, bedenlerimizdeki enerjiler birbiriyle birleşirken tatlı bir mutluluk yeniden tüm yoğunluğuyla vücudumu sarmıştı. Her şey rüya gibiydi, her şey Aslı gibi güzeldi...

Dans müziğini duyduğumuzda sahnenin ortasına geldik ve hayranlıkla bizi izleyen gözlerin önünde vücutlarımızı birleştirerek dans ettik. Aslı'nın bedenime değen teni öyle heyecanlandırıyordu ki beni, hücrelerim havai fişek misali patlıyordu sanki içimde. Bulutların üstünde dans ederek uçuyorduk sanki, masal gibiydi her şey mükemmel kusursuz ve Aslı kadar güzel...

Aslının kulağına bir ömür boyu her gün ona söyleyeceğim cümleyi fısıldadım,

Seni Seviyorum...

***

16 yıl sonra...

Aslı'yla birlikte eşofmanlarımızı giymiş salondaki koltuklara uzanarak günün yorgunluğunu atıyorduk. Televizyonda yıllar önce ilk gittiğimiz sinema filmi başlayacaktı, jeneriği izlerken bizi o yıllara alıp götürmüştü film. Birimizle çekingen yakınlaşmalarımızı, aşk dolu bakışlarımızı, yabancılığımızdan dolayı duyduğumuz utangaçlığımızı, benim boynumda uyuyuşunu, ilk kez el ele tutuşumuzu kısaca o güzel güne dair her şeyi hatırlayarak birbirimize gülümsüyorduk. Aslı yanağıma koca bir öpücük kondurdu, bende onun yanağına bir öpücük kondurdum.

"Seni seviyorum."

"Seni seviyorum."

Film jeneriği bittiğinde reklamlar bitene kadar patlattığım mısırları mutfaktan alıp geldim. Aslı'da üst katta odasında ders çalışan oğlumuza seslendi.

"Taner hadi oğlum film başlıyor."

Üst kattan odasının kapısının açıldığını duyduk ve merdivenlerden hızlı hızlı inişini, bir anda yanımızda bitmişti. Taner on beş yaşındaydı, akrabalarımız onu bana çok benzetiyordu. O doğduğunda öyle mutluyduk ki ikimizde. Aslı istemeden ben teklif etmiştim ona oğlumuza babasının ismini koymayı. Buna öyle sevinmişti ki. Yıllarca uzak yaşadığı babasının isminin oğlumuzla yaşatacak olmamıza.

"Taner ne bu hız yavaş oğlum..." dedim. Şaşkınlıkla ona bakıyorduk ikimizde. Bir şey mi olmuştu ki...

"Baba, anne..." diyerek hızlı hızlı nefes aldı. Mutlu bir heyecan vardı üzerinde. "Ben Wattpad'den Aysel adında bir kızla tanıştım."

Aslı'yla aynı anda birbirimize bakmıştık. İlk önce küçük bir tebessüm olarak yüzümüze yayılan gülümsemeler ardından evde yankılanan kahkahalara dönüşmüştü...

Bir Dost'un kitap olarak basılması için uğraşıyorum umarım bir gün sayfalarına dokunabildiğimiz bir kitap olur mutlu kalın :)

Bir Dost (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin