Yanımdan geçip gidecekken kolundan tuttum. Çektirmeye çalışıyordu ama ben kolunu her kendine çekişinde daha çok sıkıyordum.
Five: Seni seviyorum Zero. Sana aşığım...
_________________________________
"S-sen kapıyı ne zamandır dinliyorsun?"
Zero'nun Anlatımından:
Hayat Five bana bu 2 cümleyi ettikten sonra durdu. Hayata dair bütün olumsuz düşüncelerim birden yok oldu. Bu kadar kolaymış demek ki. Aşk bütün yaraları sarabilirmiş...
Five çok az eğildi. Aramızdaki büyük boy farkı 15 yaşındaki haline dönmesiyle neredeyse kapanmıştı. Kolumu çekiştirmeyi bırakmış, sadece yüzüne, gözlerine bakıyordum. Onun ise gözleri dudaklarımdaydı. Biraz daha yanaştı. O bunları yaparken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Yüzüne bakmayı kesmiştim. Şimdi o hariç her yere bakıyordum. Çalışma masama kadar yaslanmıştım, başka gidecek yerim kalmamıştı. Five ona bakmadığımı farketmiş olacak ki eliyle çenemi hafifçe tutup kendine çevirdi. Elini çekmeden aradaki küçük farkı kapattı.
Ne yapacağımı bilmiyordum. Bu anı hiç yaşamamıştım. Kalbimin atış sesinin duyulacağından korkuyordum. Gözlerimi ardına kadar açmıştım sadece. Onun ise gözleri kapalıydı dudakları dudaklarımdayken.
Birkaç saniye sonra geri çekildi. Üzüldüğü yüzünden belliydi. Yüzü düşmüştü. Onu sevmediğimi düşünüyordu. Sıçramak için geri çekilmişken kravatından tutup kendime çektim.
Bunları yaptığıma ben bile şaşırıyordum. Bu sefer ben onu öpmeye başladım. Sırıttığını duyabiliyordum. Geri çekilip çatık kaşlarla konuştum.
Zero: Sırıtma!
Five: Neden?
Zero: Utanıyorum...
Five: Yanaklarından belli.
Bunu demesiyle daha çok utanmıştım. Kendimi rahatlatmak için yatağıma yeniden oturdum. Five da yanıma oturmuştu. Yüzümü ona çevirdim ama o bana bakmıyordu. Sadece sırıtıyordu.
Sırıtmasıyla yanağındaki gamze belli oluyordu. Ne yapacağımı bilemez halde parmağımı gamzesinin tam ortasına soktum.
Göz ucuyla bana baktı. Bu sefer tebessüm etmeye başladı. Daha da belirginleşmişti.
Zero: Şu an ne diyeceğini çok iyi biliyorum.
Five: Ne diyecekmişim?
Zero: Çocuk gibi davranıyorsun Zero.
Five: Imh hayır.
Elimi yanağından çektim ve dizine yattım. Duvara bakmaya başladım. Saçımla oynadığını hissediyordum.
Zero: Ne diyecektin o zaman?
Five: Bu bücürük benim kız arkadaşım olabilir mi diyecektim?
Bunu demesiyle afalladım ve hem dizinden hem yataktan yere düştüm. Oh, cidden bende romantiklik sıfır. Yanıma çömelmesine aldırmadan yerden kalktım ve ona sarıldım. Bunları neden yapıyordum bilmiyordum. Kafamı çektiğimde gamzesine minik bir öpücük kondurdum.
Zero: Ben bu mankafanın kız arkadaşı olurum.
Bu sefer ben sırıtmaya başlamıştım. Aynı zamanda dokunsalar ağlayacaktım.
Klaus: O ZAMAN SİZİ KARI KOCA İLAN EDİYORUM!
Gözlerimi ardına kadar açtım, hemen geri çekildim ve kapıya doğru baktım. Five'la bir iki saniye göz göze geldik, ardından utanç içinde söze girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Number Zero
Fanfiction"Mankafa mı? İlla mankafalı biri görmek istiyorsan aynaya bakman yeterli!" "Oh, bu acıttı?!"