Yazarın Anlatımından:
Bu garip eve geleli 30 dakikayı geçiyordu. O ekrandaki çocukların hepsi aynı yerdeydi; karşısındaydı. Babası Pogo isimli konuşabilen maymunla acil bir toplantıya gitmeden önce şu an ona garip ifadelerle bakan çocukların artık kardeşi olduğunu söylemişti. Garip olan hiçbirinin birbirine fiziksel olarak benzememesiydi. Derken kıvırcık saçlı kız söze başladı:
Allison: Merhaba kardeşim; ben Allison. Babamın söyleyişiyle Number Three, yani 3 Numara. Senin kendine bir ismin var mı?
Diego: N-n-nasıl olsun A-a-alison? Bize isimlerimizi a-a-a-annem koydu ve babamın söylediğine göre b-bu kız hiç dışarı çıkmamış. Bu a-a-arada ben Diego. 2 Numara.
Ben: Vay be ilk kez bu kadar iyi konuştun!
Zero: Ben sizi gördüm arkadaşlar, zihnimin içinde siyah odadaydım ve hepiniz 7 farklı ekrandaydınız. Galiba hepinizi numara sırasına gördüm. Mesela sen, çekik gözlü kardeşim-
Ben: İsmim Ben. Memnun oldum.
Zero: Mesela sen Ben, sen 6 numaradaydın yani 6 numarasın.
Ben: Hayret, işi çözmüşsün?!
Luther: Ben Luther. 1 Numara'yım. Akademinin lideriyim. İleride dünyayı biz kurtaracakmışız ve ben o kahraman takımının başında olacakmışım!
Vanya: Merhaba, ben Vanya. 7 Numara'yım. Güçlerime çalışmaya başlamadım.
Oh galiba yalan söylüyordu. Çünkü Zero onu çalışırken görmüştü ve büyük ihtimalle o arkada duran, yüzü görünmeyen adam babasıydı. Ama belki özel çalıştıklarındandır diye bir şey demedi.
Klaus: Kanka arıyorsan ben tam senin kafandayım. Ben Klaus, Numara şeyinden nefret ediyorum ama madem söyleyeyim; 4 Numara.
Zero: Memnun oldum Klaus.
Five: Ben Five, 5 Numara, ismim yok.
Zero: Takma kafana benim de yok.
Diego: Bu arada sen kaç numarasın? 8 falan mı?
Zero: Hayır, ben 0 Numara. Number Zero. İsmim de zaten Zero. Canım babacığım (!) bana isim koymamış.
****************
Yazarın Anlatımından:
Saat 14.00'da herkes koşar adım bahçeye çıktı. Zero ne olduğunu pek anlamasa da onları takip etti. Herkes Numara sırasına göre dizildi ve Luther söze başladı:
Luther: Evet Umbrella Academy, bugün artık sizi ben eğiteceğim. Kimse gücünün ne olduğunu bilmiyor, ama babam bana söyledi. Sizi ona göre eğiteceğim; akşam saat 18.00'a kadar.
Bu Zero'ya çok fazla gelmişti. Aralıksız 6 saat boyunca olmayan gücüne çalışacaktı. SAÇMALIK! Ama Luther duracak gibi değildi. Bu yüzden en başa geçmesiyle birlikte eğitimler başladı. Luther tam karşılarına geçtikten sonra "Bugün en sondan başlayacağız" dedi.
Evet, bu Zero'yu biraz olsun rahatlatmıştı. Ayrıca birkaç tane daha ekleme yapan takım lideri Vanya'nın eğitimlerde olmayacağını söyledi.
Ben ile başlamadan önce takım kaptanı herkese gözünü kısıp baktı. Ve sondan söylemeye başladı:
Luther: Öncelikle Ben; sana "Ahtapot" diye bir kitap vermiştim çok önce. İşte onu sana vermemin nedeni senin özel gücünün Ahtapot Kollarının olmasıydı. Five sen zamanda zıplama diye bir şey yapıyormuşsun. Klaus ölülerle konuşabiliyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Number Zero
أدب الهواة"Mankafa mı? İlla mankafalı biri görmek istiyorsan aynaya bakman yeterli!" "Oh, bu acıttı?!"