"Kurabiye canavarı geliyoooor!"Sabah uyandığımda hala yukarıdaydım. Gözümü açtığımda öncelikle gülümsedim. Ama gözüme vuran güneşle kapadım. Yüzümdeki gülümseme de solmuştu. İnsan ilk hiçbir şey anlamıyor yeni bir güne başlayınca. Sonra hatırlıyor olanları.
Gözlerimi ovaladım ve yerimden istemeyerek kalktım çünkü aşağıda Sophie uyuyordu. Beni göremeyince telaşlanabilirdi. Merdivenden aşağı indim. Küçük pratik oda şimdi aydınlık görünüyordu. Açık bıraktığım bölmeden çıkıp tabloyu üstüne koydum.
Evin ana merdivenlerinden indikten sonra koltuktaki Sophie'nin yanına gittim.
Çok tatlı uyuyordu. Yüzüme bir gülümseme takınıp önüne düşmüş saçını kulağının arkasına ittim.
Ardından yerimde esnedim. Uzatmayacağım; yüzümü yıkadım ve yemek yapmaya başladım.
Galiba akademide tek eğlendiğim ders yemek dersiydi. Dikkate aldığım bir şey olduğundan yemek konusunda kendime güveniyordum. Kendime normal bir tabak hazırladım; Sophie'ye ise gülen yüzlü güzel bir şeyler yaptım. Evet doğru duydunuz; zeytinlerden göz, domateslerden bir gülen yüz oluşturdum. Aynı zamanda yüzümde buruk bir gülümseme vardı. Son yemek dersimizi hatırlayınca kalbim parçalanıyormuş gibi oluyordu.
FLASHBACK
—————
Yazardan:
Yıl 2002 idi. Çocuklar 13 yaşındaydı. Zero da 12. Evdeki derin sessizliği annelerinin sesi bozdu.
Grace: Çocuklar! Babanız bugün bir iş seyahatinde. Uzun zamandır yemek dersi yapmıyoruz. Kalkın bakalım söz bugün size bırakacağım bütün işleri!
Çocuklar bunu duyduğunda uyudukları kısa uykunun yorgunluğunu üstlerinden attılar. Hepsi gözünü ardına kadar açtı. Zero hariç.
5 dakikanın sonunda çocuklar kalkmıştı ve önlüklerini takmışlardı. Sohbet ederlerken Ben bir kişinin yokluğunu farketti.
Ben: Sahi Zero nerede?
Zero uykuyu severdi ve bunu kardeşleri de dahil olmak üzere herkes adı gibi bilirdi.
Allison: Gözlerini yeni açmıştır o.
Klaus: Ohooo gözlerini açmışsa şükredelim.
Five: Bırakın vızırtıyı, kahve saatim geçiyor. Gidin kaldırın.
Five'ın bu sözünün ardından herkes sustu. Kahve onun sakinleştiricisi gibiydi. Kahve içmeden rahat edemiyordu. Sessizliği Vanya bozdu.
Vanya: O zaman ben kaldırırım!
Vanya gülümseyerek giderken Klaus kolundan tuttu Vanya'nın.
Klaus: Oh tabi, onun kankası kaldırıyor rutini haline geldi.
Vanya: Yani ben?
Klaus: Şaka mı yapıyorsun canım?! Tabi ki ben!
Allison: O halde siz aranızda halledin tartışmanızı, ben kaldırıp geleyi-
Ben: Ben giderim.
Five: Ben burada kahve diyorum siz kim uyandıracak diyorsunuz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Number Zero
Fanfic"Mankafa mı? İlla mankafalı biri görmek istiyorsan aynaya bakman yeterli!" "Oh, bu acıttı?!"