Beğenin lütfen 🔪
Tanrısal anlatım:
Tokoyami kapıyı çalarak Hawks'ın odasına girdi. Etrafa baktı ama yoktu. İçeride olabileceğini düşünerek içeri ilerlemeye başladı.
Hawks'ın, kendisine sırtını dönük, bir fotoğrafa baktığını gördü. Merakına yenik düşerek ona fark ettirmeden fotoğrafa bakmaya çalıştı.
Ortada gülen bir kız vardı. Kızın sağın da, kızın elini omzuna attığı başka bir çocuk vardı. Solunda ise kızın diğer kolunu omzuna attığı Hawks vardı.
Tokoyami hepsinin liseli olduğunu düşündü, genç duruyorlardı.
Hawks o an fotoğrafa o kadar odaklanmıştı ki, Tokoyami'yi hâlâ fark etmemişti. Normalde kulakları çok keskindi ve hemen duyardı.
Birkaç saniye daha fotoğrafa baktı ve birden ayağa kalktı.
Arkasını döndüğünde karşısında Tokoyami'yi görünce şoka uğradı ve elindeki fotoğrafı sıktı.
"Tokoyami-kun?"
"Geldiğimi duymadın."
"Seslenmen gerekirdi..."
Tokoya'mi bir kez daha Hawks'ın elindeki fotoğrafa baktı. Elinde iyice buruşturmuştu. Fotoğraftakilerin kim olduğunu merak ediyordu. Ama sormaya çekindi.
Etsuko'nun anlatımı/ Saatler sonra:
Saat gece yarısını geçmişti. Kendime yine bir kahve almış, sessiz bir sokakta yere çömelmiş oturuyordum.
Uzun yıllar sonra ilk kez canlı bir şekilde Keigo'yu görmüştüm, o da aynı şekilde beni.
Lise 2. sınıfın ortasına kadar onunla çok yakın arkadaş olduğumun aklıma gelmesi garip hissettiriyordu.
O zamanlar mutluyduk, hepimiz.
Gerçekten eğleniyorduk, üzülecek bir şeyimiz yoktu.
Kim düşünürdü ki... Aramızdan birinin ölüp, birinin hayattan nefret etmeye başlayıp, diğerinin bir anda 2 arkadaşını da kaybetmesini?
Karşımdaki duvardan gözümü ayırıp elimdeki teneke kahve şişesine baktığımda, elimde iyice sıkıp dümdüz hâle getirdiğimi fark ettim.
Elimdeki tenekeyi yere bıraktım. Sakince duvarı izlemeye devam edeceğim sırada bana 2-3 dakikalık uzaklıkta olan ana caddeden mavi alevler yükseldiğini gördüm.
"Yok artık ya... Gerçekten bu adamın götünde kurt var, başka açıklaması olamaz."
İç çekerek ayağa kalktım, bir baksam fena olmazdı. Belki ölümden falan kurtarırdım. Gerçi neden kurtacaktım ki?
2 dakika sonra caddenin başına ulaştığımda karşı tarafta birkaç çok ünlü olmayan kahraman ve polisler, bir diğer tarafta ise dikiş kafayı gördüm.
Vücuduna uzaktan dikkatli baktığında karın kısmında kanaması olduğunu gördüm, polislerden biri sıkmış olmalıydı.
O alevler mermileri eritmiyor muydu? Ya da daha alevleri çıkarmadan mı vurulmuştu.
Sakince caddeye doğru ilerlemeye başladım, polisler sıkmayı bıraktı. "ÇEKİLİN ORADAN! ORASI TEHLİKELİ!"
"HANIMEFENDİ!"
Dikiş kafa şaşkın ama aynı zamanda da rahatlamış gibi bir ifadeyle bana bakıyordu.
Onun yanına kadar ilerledim ve durarak polislere döndüm. "Gecenin köründe siktiğimin silah sesleri ile beni rahatsız ediyorsunuz."
Gözlerimi dikiş kafaya çevirdim, "Ve sen! Bir kez olsun geceleri götün yerinde dursun be adam!"
Dediğim şeyle afallamış gibi yüzüme bakıyordu. Ağzını araladı ama bir şey demedi.
"Hanımefendi! Tehlikeli diyoruz!"
Gülerek dikiş kafayı işaret ettim, "Bu adam mı tehlikeli? Bıraksak pileli etek giyip Barbie oynar bu."
Dikiş kafa iyice bana yaklaştı ve kulağıma doğru dişlerinin arasından tısladı. "Ne saçmalıyorsun yine, intihar meyillisi?"
"Seni kurtarıyorum, istemiyorsan gideyim." Hemen geldiğim sokağa döndüm. Adım atacağım sırada dikiş kafa kolumdan tuttu.
"Gitme."
"He şöyle, adam ol."
Polislere döndüm, "Silahlar için kusura bakmayın."
Özgünlüğümü kullanarak tüm silahları ellerinden çekerek havada topladım ve olabilecek en uzak yere gönderdim. Bu atış gücüyle şehrin öteki tarafına gitmeleri gerekti.
Polislerin yanında duran 2 kahraman tam bize doğru hareket edecekken ellerimi 2 yana açarak olabilecek tüm metalleri birleştirip bir duvar hâline getirerek önlerine koydum.
Onlar metalden duvarıma çarptığı sırada dikiş kafaya döndüm.
Büyülenmiş gibi metal duvara bakıyordu.
"Hey."
Kolunu sarstım, "Baksana lan."
Gözleri bana çevrildi, bana baktığı an eski ciddi ifadesine büründü.
Bileğini tuttum, bir saniyeliğine yarasına baktım. "Yarana bastır, kanamayı yavaşlat."
Onu da peşimden sürükleyerek geldiğim sokağa yürümeye başladım.
O sırada gördüğüm her kameraya da metalden olan bir şeyler sokarak etkisiz hâle getiriyordum.
Bu arada, silahlarda veya mermilerde metal var mı bilmiyorum. Götümden salladım, boşverin orayı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dabi x Reader (Bnha x Reader)
FanfictionHayat dolu olan Etsuko, daha lise 2. sınıftayken en yakın arkadaşını kaybettiğinden dolayı hayata ve insanlara karşı nefret besler. Bu nefreti içinde git gide büyür ve en sonunda okul müdürü onun bu nefretinin ileride büyük sorunlara yol açacağını s...