Beğenin lütfen 🔪
Uyandığımda gözlerimi aralamadan kolumu yana doğru uzattım. İstediğim şey Touya'ya sarılmaktı ama ona dokunamayınca kaşlarımı çattım ve yatağın her tarafına elimle dokundum.
Bir türlü ulaşamayınca gözlerimi araladım ve yatakta tek olduğumu görünce yavaşça doğrularak örtüyü de üzerimden attım.
Muhtemelen mutfakta veya duştaydı.
Kapıdan çıktım ve salona girdim, "Touya?"
Mutfak kısmına baktım, orada değildi.
Banyodan su sesi de gelmiyordu ama yine de banyoya ilerledim. "Touya?"
Yine ses gelmeyince kapıyı açtım, içeride kimse yoktu.
Kaşlarımı çatarak salona döndüm ve ortada durarak öylece etrafa baktım.
Saat sabah 10'du. Bu saatte nereye gitmişti? Hem de bana söylemeden.
Yüzümü yıkayıp bir balkona sigara içmeye çıktım.
Yaklaşık yarım saat geçmişti ama Touya hâlâ gelmemişti. Kapı açılma sesi ile hemen balkondaki koltuktan kalkarak içeri girdim.
"Touya?"
Touya elinde birkaç poşet ile mutfağa ilerledi, "Günaydın güzelim."
"Bu saatte markete mi gittin? Yarım saat oldu."
Market o kadar uzak değildi. Ayrıca Touya'nın aldığı şeyler evde zaten vardı. Ben istemesem markete bile gitmeyen biriydi.
"Evet, bir şeyler alayım dedim. İşim uzadı biraz."
Kaşlarımı çatarak masaya yaklaştım ve kahvelere baktım.
"Daha 3 kutu kahve vardı."
"Olsun, yedekte kalır."
İçimde yalan söylediğine dair bir his vardı. Kaşlarım istemsizce çatılırken ona döndüm. "Benden bir şey mi saklıyorsun?"
Birkaç saniye düz bir ifade ile yüzüme baktı ve bir adımda bana yaklaşarak ellerini belime sardı.
Şu an gerçekten içimde garip bir his vardı, onunla oynaşacak durumda değildim.
Dudaklarını boynuma yaklaştırdı. Yumuşak ve yavaş öpücüklerle boynumu öpmeye başladı. "Ne saçmalıyorsun bebeğim? Markete gittim işte."
Ellerini yavaşça belimden çektim. Tekrardan poşetlere baktım.
"Başına... Bela almıyorsun değil mi?"
Sessizlik olunca tırsarak ona döndüm. Başını yana yatırmış, bir elini masaya koymuş bana bakıyordu. "Güven bana."
İç çektim, "Peki."
Poşetlerdeki eşyaları yerlerine koymaya başladım.
~~~~~~~~~~~~~~~
"Dikiş kafasın."
"Metal bükücüsün. Aynı
Avatar'daki gibi. Hatta Toph'un kayıp ikizisin.""En azından katil değilim!"
"En azından bir arkadaşım öldü diye depresyona girip yıllarca kimseyle konuşmamazlık yapmıyorum!"
"En azından ailem özgünlüğüm yüzünden kahraman olmamı istemiyorken kendimi zorlayıp daha sonra herkesin beni öldü sanmasını sağlamıyorum!"
Boğazım kurumuştu, kahvemden bir yudum daha aldım ve Touya'ya uzattım.
O kadar sıkılmıştık ki saçma salak bir oyun bulmuştuk. Birbirimize her türlü lafı edebiliyorduk. Bu yüzden ikimiz de birbirimizi geçmişimizden vuruyorduk.
İlk başta zor gelse de sonra eğlenceli gelmeye başlamıştı.
Touya saniyeler içinde kahveyi bitirip boş şişeyi masaya bıraktı.
"Lan!"
"Ne?"
"Ne ara bitirdin kahveyi?!"
"Güzelim içtim bitirdim işte."
"Götümü kaldırıp yeni kahve alamam şu an."
"Daha yeni kahve içtin, biraz ara ver."
"Yarısını sen içtin ama."
Touya derin bir nefes alarak alnını ovaladı, "Bebeğim, bu kahveden önce bir kahve daha içtin."
"Ama-"
Koltuğundan kalkarak bir anda benim yanıma oturdu ve beni kucağına çekti. "Ne yapacağız senin bu kahve bağımlılığını?"
"Uzun zamandır böyleyim."
Gözleri dudaklarıma kaydı ve yavaşça yaklaşarak dudaklarını dudaklarıma değdirdi ve daha sonrasında ise alnını alnıma yasladı. "Fazla içiyorsun. Çok fazla."
"Ama iyiyim."
"Çok içtiğin gerçeğini değiştirmiyor bu."
Elimi yanağına koydum ve okşamaya başladım. "Eskiden siktirip gitmemi isteyen kişi değil miydin sen?"
"Evet, sen de beni tacizci ve takipçi sanan kişiydin."
"Çünkü hep karşıma çıkıyordun."
"Asıl sen benim karşıma çıkıyordun."
"Hayır. Nereye gitsem oradaydın."
"Takip etmiyordum. Tamamen şansa gerçekleşiyordu."
"Hadi ya..."
"Hmhm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dabi x Reader (Bnha x Reader)
FanficHayat dolu olan Etsuko, daha lise 2. sınıftayken en yakın arkadaşını kaybettiğinden dolayı hayata ve insanlara karşı nefret besler. Bu nefreti içinde git gide büyür ve en sonunda okul müdürü onun bu nefretinin ileride büyük sorunlara yol açacağını s...