Beğenin lütfen 🔪
Yorum da yapsanız fena olmaz...
Tanrısal Anlatım/ Geçmiş:
"Sensei?" Midoriya odanın kapısını yaklaşık 3 kez tıklamıştı ama içeriden ses gelmiyordu.
Daha sonra da gelebilirdi ama merakına yenik düşerek odanın kapısını açtı. Aizawa sensei içerideydi.
Sırtı dönük şekilde sandalyesinde oturmuş bir şeye bakıyordu.
Midoriya yavaş adımlarla ona doğru yaklaşmaya başladı ve senseinin elindeki şeyin bir fotoğraf olduğunu fark etti.
Fotoğrafa çok kısa bir süre bakabilmişti. Aizawa sensei ortada, gülüyordu. Yanında üstünde UA forması olan kız bir öğrenci vardı, diğer tarafında da erkek bir öğrenci.
Yüzlere çok dikkat edememişti ama üçünün de güldüğünü görmüştü. Öğrenciler kollarını Aizawa senseinin omuzuna atmıştı.
Midoriya tam öğrencilerin yüzlerine dikkatle bakacağı sırada Aizawa sensei onu fark etti ve bir anda fotoğrafı ters çevirerek masaya koydu.
"Midoriya?"
Midoriya telaşla bir adım geri gitti, "Üzgünüm ben..."
"Kapıyı çalman gerekirdi."
"Çalmıştım ama siz duymadınız sanırım."
Aklı hâlâ gördüğü fotoğraftaydı. Muhtemelen Aizawa senseinin mezun olan öğrencileriydiler. Ama ondan daha çok dikkat ettiği şey Aizawa senseinin fotoğrafta gülüyor olmasıydı. Hem de gerçek bir gülüş gibiydi.
Etsuko'nun anlatımı/ Şimdiki Zaman:
Mezarlık yoluna girdiğimde sigaramı bir duvara bastırarak söndürdüm ve teneke çöp kovasına attım.
Birkaç adımda mezarlığa girdim ve yolunu ezberlediğim mezara doğru ilerledim.
Mezara ulaşınca taşın arka tarafına geçtim ve oturarak sırtımı mezar taşına yasladım. "Selam, Akiro."
"Geçen gün gece karşıma marul kafa çıktı." Sanki görücekmiş gibi elimi boşlukta salladım, "Marul kafa dediğim yani yeşil dalgalı saçları vardı."
"Bana ne dedi biliyor musun? UA'de okuyup okumadığımı sordu. Kimseye söylemesin diye hayır dedim ama... Beni bir fotoğraftaki kişiye benzettiğini söyledi."
Bir süre sustum, "Okulda fotoğrafımı gördüyse tek şansı Aizawa senseidir. Sence o gösterir mi ki? Hiç sanmıyorum. Bir de, beni gördüyse seni de görmüştür. Tüm fotoğraflarımda sen de vardın."
Dizlerimi kendime çektim ve ellerimi de dizlerime sardım, dakikalarca konuşmadan durdum. "Yıllar geçti..." başımı dizime yasladım, "Ama hâlâ ölümüne inanmak istemiyorum."
Cümlem bittiği an yağmur yağmaya başladı, hem de çok hızlı bir şekilde.
"Buradan gideyim diye yağmur falan mı yağdırdın sen? Eğer öyleyse hâlâ piçin tekisin."
Ayağa kalktım ve kapşonumu kapadım. Mezarın önüne geçerek Akiro'nun ismine dokundum, "Sonra tekrar gelirim."
Mezarlıktan çıktım ve sokaklarda yürümeye başladım.
Yaklaşık 10 dakika sonra rastgele bir sokağa girdiğimde biri ile çarpıştım, yana geçerek yürümeye devam ettim. "Üzgünüm."
"İntihar meyillisi?" tanıdık, hafif kalın sesi duyunca arkamı döndüm.
"Dikiş kafa?"
Neden bu salakla her zaman karşılaşıyorduk? Artık ciddi ciddi beni takip ettiğini düşünmeye başlamıştım.
"Sen beni mi takip ediyorsun?"
Ellerini cebine koydu, "Asıl sen beni mi takip ediyorsun?"
"Ben mi? Ben ne yapayım seni?"
"Ben seni ne yapayım?"
"Ben nereden bileyim? Belki fantazili bir öldürme şeklini üstümde denemek istiyorsundur ve bu yüzden beni takip ediyorsundur."
Dudağı yana kıvrılır gibi oldu ama saniyesinde normal hâline büründü. "Fantazili öldürme şeklim falan yok. Öldürürüm biter."
"Beni öldürmek istediğin doğru yani?"
Derin bir iç çekti, "Hayır, değil. Her zaman bu kadar boş mu yaparsın?"
"Kahve borcunu unutmadım, ona göre."
"Sikeceğim kahveni. Almıyorum sana kahve falan."
Kafamı iki yana sallayarak önüme döndüm, "O kahveyi bana alacaksın. Görüşürüz."
Adımlarımı hızlandırırken arkamdan bana bağırdı, "Bir daha görüşmeyiz umarım!"
Bu arada bölümler arasında gün farkı oluyor, zaten bence okurken anlıyorsunuzdur ama yine de söyleyeyim dedim. Tabii bazı bölümler aynı gün içinde de gerçekleşebiliyor, onu da okurken hikaye akışından anlarsınız zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dabi x Reader (Bnha x Reader)
FanficHayat dolu olan Etsuko, daha lise 2. sınıftayken en yakın arkadaşını kaybettiğinden dolayı hayata ve insanlara karşı nefret besler. Bu nefreti içinde git gide büyür ve en sonunda okul müdürü onun bu nefretinin ileride büyük sorunlara yol açacağını s...