Beğenin lütfen 🔪
1 gün geçmişti. Dabi'yi dün evimden kovmuştum ve düşündüğüm gibi geri gelmemişti.
Zaten mantıklı olanı gelmemesiydi.
Siktir git diyerek evinden kovan birinin evine geri döner miydiniz?
Hayır.
Yaptığımdan pişman değildim. Göt gibi davranmasaydı yavşak herif. Ben mi ona öyle davran dedim?
Kendine kendine atarlara girip bana laf atıyordu. Dünyadaki tüm metalleri götüne sokmadığım için şükür etse iyi olurdu.
Ama şu an ne yaptığını merak etmiyor değildim. Başına yine bela açtığına emindim.
Sigaramın dumanını yavaşça dışarı üfledim, "Bela mıknatısı..."
Lise zamanlarımın aklıma gelmesiyle güldüm. O zamanlar Aizawa sensei bana bela mıknatısı derdi.
Gerizekalı gibi her olaya el atıp daha sonra başıma bela açıyordum. Akiro ve Keigo'da genelde yanımda olduğu için onların da başı belaya giriyordu.
Her şey başımı belaya soktuğum için olmuştu.
Belki de bu yüzden artık biri yanımdayken bela açmasını istemiyordum. Ve ben de, biri yanımdayken bela açmamaya çalışıyordum.
Etsuko'nun anlatımı/ Geçmiş:
Keigo, Akiro ve ben polis merkezinde yan yana oturmuş sessizce duruyorduk. Hepimizin başı yere eğikti.
Birazdan Aizawa sensei gelecekti ve ne kadar kızacağını tahmin bile edemiyorduk.
Ormanlık bir alanda çakmakla oynarken yanlışlıkla çimenleri yakmıştım. Söndürelim derken de ateş daha da büyümüştü.
Yakında olan insanlar yetişmeseydi az kalsın tüm ormanı yakıyor olacaktık.
Binanın kapı açılma sesi ile üçümüzün de kafası kapıya döndü. Aizawa sensei sinirli gözlerle bize yaklaşıyordu.
Bir polis memuru onu durdurdu ve bir şeyler söylemeye başladı. Ne söylediğini bilmiyordum ama Aizawa sensei onu dinlerken hâlâ bize bakıyordu.
Yaklaşık 30 saniye sonra polis memuruna sadece kafasını salladı ve bize yaklaştı. Tam karşımızda durdu.
"Siz... Salaklar."
Durumu düzeltmeye çalışırcasına gülümsedim, "Senseii! Hoşgeldini-"
"Etsuko, bu şekilde sinirim gitmeyecek. Boşa uğraşma."
Gülüşüm hemen soldu ve önüme döndüm, "Peki efendim."
"Akiro, peki sen? Bir ateşi söndürmeyi beceremedin mi oğlum?!"
Kafamı Akiro'ya çevirdim. Ne diyeceğini düşünüyor gibiydi. En sonunda başını kaldırarak Aizawa senseiye baktı.
"Sensei! Biliyorsunuz ki Etsuko başımıza her zaman bela açıyor. Kendisi bela mıknatısı!"
"Ee?"
"Öyle olunca... Ne yapacağımı bilemedim! Bir şey yaparsak Etsuko yine yanlış bir şey yapar diye düşündüm."
Göt herif, bana suç atıyordu. Aslında haklıydı, Aizawa senseinin gazabından kurtulmanın tek yolu başkasına suç atmaktı.
Aizawa sensei Keigo'ya döndü. "Peki sen? Keigo! Senin ne işin var onlarla? Haftanın her günü ne bokuna görüşüyorsunuz siz?!"
"Eğlenelim demiştik... Ama pek eğlenemedik."
"Hadi ya! Çok şaşırdım! Neden acaba?"
Şimdiki Zaman:
Sigaramı küllüğe bastırıp söndürürken kapının çalması ile başımı içeri çevirdim. Saat gece yarısını biraz geçmişti.
Evimi bilen tek kişi... Yok, hayır. O olamazdı.
Ayağa kalktım ve kapıya doğru ilerledim. Sakince kapıyı açtığımda karşımda duran şey ile ağzım bir karış açık kaldı.
Dabi, elindeki kahve dolu 2 koli ile karşımda dikiliyordu.
Bir kolilere bir ona baktım. "Sen..."
Kolileri sertçe yere bıraktı. "Kahve borcum vardı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dabi x Reader (Bnha x Reader)
FanfictionHayat dolu olan Etsuko, daha lise 2. sınıftayken en yakın arkadaşını kaybettiğinden dolayı hayata ve insanlara karşı nefret besler. Bu nefreti içinde git gide büyür ve en sonunda okul müdürü onun bu nefretinin ileride büyük sorunlara yol açacağını s...