[0.8]: Problemlerin Çözümü Başka Problemler Açığa Çıkarırdı

121 16 0
                                    

Kelly Dylan'ın yanına gitmişti. Tyler'ın Dylan korkmasın diye doktor olduğunu söylemesini umursamadan bir dedektif olduğunu ve cinayeti görenin sadece Dylan olduğunu anlatmıştı. O çok sertti eğer Dylan bir şey söylemezse kaşlarını çatıyor ve ellerini sertçe masaya vuruyordu. Bay ve bayan Dawson ise çocuklarının böyle bir şeyi bildiğini yeni öğreniyordu.

Karakola gittiklerinde Dylan'ın eline bir kağıt verildi cinayeti sadece çizerek anlatmasını istediler. O da ağlayarak resmini çizdi. En iyi yaptığı şeyi ağlayarak yapmak onu o kadar kırmıştı ki.

Hızlıca çizip verdiğinde resimde ki çocukların ismini de sormuştu Kelly. Dylan'da her şeyi gözünde durmayan yaşlarıyla anlattı. Hiç bu kadar zorlandığını hatırlamıyordu.

Sonuç olarak cinayet iki sarhoş Çocuğun birbirini bıçaklamasıyla ortaya çıkmıştı. Kanlarında yüksek dozda olan alkol onlara kim olduklarını bile unutturmuş olmalıydı. Bunu anlaşılmaz kılan şey ise çocukların elinde herhangi bir eldiven olmamasına rağmen bıçaklarda parmak izinin olmamasıydı. Bunu da Lilith üsteleniyordu. Melek gibi görünen Lilith çocukları azarlıyordu ve birkaç tokat savuruyordu. Sonrası ise çocukların eline bir eldiven giydirip ellerine bıçak vermesinden ibaretti. Ne kadar acımasızca değil mi?

Eve döndüklerinde Dylan koşarak odasına çıktı ve büyük bir gürültüyle kapatıp iki kere kilitledi. Koşup ayısına sarıldı ve onun tüyleri sırılsıklam oluncaya kadar ağladı.

Bayan Dawson: Dylan

Dylan: Yalnız kalabilir miyim lütfen?

Bayan Dawson: Tabii ki ama senin suçunun olmadığını bil canım. Seninle alakalı değildi.

Dylan: Biliyorum efendim şimdi sadece uyumak istiyorum

Aşağı inen ayak seslerini duyduğunda sırt üstü döndü ve tavanına baktı. Bir ailesi vardı. Sevinmeli miydi? Tyler yoktu üzülmeli miydi? El yoktu üzülmeli miydi? Lilith hapse girmişti üzülmeli miydi? Kesinlikle üzülmeliydi kendini mutlu edecek hiçbir şey kalmamıştı. Aklına Tyler'ın okuduğu kitap geldi.

Uyuyalım. İnsan uyudu mu her şeyi unutur

Gözlerini kapattı ve kısa bir sürede uykuya daldı. Uykunun ona bir şeyler unutturması gerekirken Dylan rüyasında yine Tyler ve Lilith'i görmüştü.
***

Tyler ise kendini bir bara atıp sabaha kadar içmişti. O biliyordu, uyuyunca hiçbir şeyin unutulmayacağını. İyi bir dedektif değildi. Bu mesleği bırakmak istedi ama başka bir iş buluncaya kadar ayrılamazdı.

Yavaşça ayağa kalktı ve dönen başını tutup arabasına kadar gitti. Tam binerken ise birisi kolunu tuttu.

"Kaza yapacaksın bırak ben bırakayım seni"

Ses çok tanıdıktı ama kim olduğunu anlamamıştı. Kaşlarını çatıp arkasını döndüğünde ise kardeşini gördü. Joel...

Kafasını sallayıp arka koltuğa geçti ve Joel'in kendisini götürmesine izin verdi.

Joel: Sevgilinden falan mı ayrıldın bu ne hal?

Tyler kafasını iki yana salladı ve önündeki koltuğa koydu. "Onu bıraktım" dedi fısıldayan bir sesle "onu hayal kırıklığına uğrattım. Ben bir yalancıyım"

Joel: Kimden bahsediyorsun?

Ufak bir çocuk diyemedi. Hiçbir şey diyemedi. Sadece gözlerini kapattı ve kafasını iki yana salladı. Evine geldiklerinde Tyler odasına çıktı ve kapıyı kapattı.

Tyler: Ne istiyorsan yap

Gözlerini sıkıca kapattı ve uykunun kendisi için kollarını açmasını bekledi. Sonunda amacına ulaştığında pek rahat olmayan bir uykuya daldı.
***

Dylan sabah kalktığında hızlıca üstünü değiştirdi ve aşağı indi.

Dylan: Günaydın

Bayan Dawson: Günaydın tatlım hadi otur

Dylan: Canım pek bir şey istemiyor. Afiyet olsun

Dışarı çıktı ve hemen kapının önünde ki sandalyeye oturdu. Dizlerini kendine çekti ve kollarını da etrafına doladı. Hiçbir şey yapmak istemiyordu. Sadece boş boş oturmalıydı.
***

İki Cinayet Bir Masum ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin