[1.5]: Carolina White

75 11 1
                                    

Dylan, Tyler'ın kapısını bile çalmadan içeri daldı ve Tyler'ın başına eğilip ilk üç düğmesini açmış ve neredeyse göğüsleri çocukluk katilinin ağzına girecek kadına baktı. Hızlıca çıkmak için döndüğünde ise Tyler'ın çaresiz sesini duydu.

"İçeri girin Bay O'Brien. Dosyaları bana gönderin bayan Clov"

Dylan yavaşça içeri girdi ve Clov dışarı çıktığında dosyaları masaya bıraktı. "Tanrım. Sen beni kurtardın Dylan. Sanırım seni bu yüzden seviyorum"

Dylan nazikçe gülümsedi ve dosyayı masanın diğer tarafından açıp imzalanacak yerleri işaret parmağıyla gösterdi. Yanına gitmesine bile gerek yoktu. Tyler ise o özene bözene oluşturulmuş imzayı her kağıda atıp Dylan'ın önüne dolandı. "Akşam yemeğini bende yemeye ne dersin?"

"Teşekkür ederim Bay Hoechlin" dedi Dylan kağıtları toplarken "size rahatsızlık vermek istemem"

Tyler Dylan'ın yanağında elini gezdirirken yavaşça kendine çekti ve yanağına masum bir öpücük bıraktı. "Beni rahatsız edeceğini nasıl düşünürsün?"

Dylan birkaç adım geri çekilip kafasını salladı. "Peki o zaman, akşam size gelirim"

"Seni biriyle tanıştırmak istiyorum"

"Ah öyle mi? Yalnız olacağımızı düşündüm bir an" Dylan kırılmıştı. Sadece ikisi olacak diye düşünmüştü.

Tyler kafasını iki yana salladığında Dylan zoraki bir gülümsemeyle dışarı çıktı. Kravatını gevşetip masasına oturdu ve dosyaları kopyalayıp diğer ortağa gönderdi.

Saatine baktığında çoktan altıyı geçtiğini gördü ve rahatlamış bir nefes vererek bilgisayarını kapadı. Hızlı adımlarla Tyler'ın odasına girdi ve karşısında durdu.

"Ben çıkıyorum. İstediğiniz bir şey var mı"

"Hayır çıkabilirsin"

Dylan kafasını sallayıp dışarı çıktı ve kapıyı kapadı. Karşısında bir şey arıyor gibi etrafına bakan kadını gördüğünde ona baktı. "Buyrun bir şey mi arıyorsunuz?"

"Ah, evet şey Tyler burada mı"

"Evet içeride kimdiniz? Haber vereyim"

Kadın Güneş gibi parlayan siyah saçlarını savurdu ve elini gerek yok demek istermişçesine havada salladı. "O zaten beni bekliyordu."

Dylan kadına daha dikkatli baktı. Kendisinden sadece bir kaç santim kısa olan bu kadın mankenlikten başka bir meslek yapıyor olamazdı.

Kapıya elini uzattığında ise Dylan gülümseyerek onu durdurdu. "Elbette sizi bekliyordur, ama izin verin ona haber vereyim. İsminiz nedir?"

"Carolina. Carolina White"

Dylan kafasını sallayıp kapıyı araladı ve başını içeri uzattı. "Bayan White geldi efendim"

Tyler daha cevap bile vermeden Carolina içeri büyük bir enerjiyle girdi ve Tyler'a sıkıca sarıldı. "Çalışanların daha beni tanımıyor sanırım hayatım"

Dylan'ın dudakları anında 'o' şeklini alırken yavaşça kapıyı kapadı. Şirketten çıktığında yürüyerek evine gitti ve önce ılık bir duş alıp üstünü giydi. Dolaptan bir elma alıp televizyonun karşısına oturdu ve kanalları gezmeye başladı.

"Sevgilisi mi" dedi kendi kendine. "Yok be" diye kendini reddetti sonra.

"Niye olmasın ki" diyip televizyonu kapattı ve elmasından bir ısırık alıp kafasını arkaya attı. "Kızda taş, adamda. Bulmuşlar işte birbirlerini"

"Bir tek sen sap kaldın Dylan!"

Kendi kendine konuşmaya devam ederken elmasından büyük bir ısırık daha aldı ve tam o sırada telefonu çaldı. Tyler arıyordu.
Tam zamanıydı cidden.

"Dylan?"

"Ofondom?"

"Yanlış zaman mı"

"Kosonlokle"

Tyler'ın kıkırtısını duyduğunda hızla ağzındakini bitirdi ve eliyle ensesini okşadı. "Affedersiniz. Ne istemiştiniz?"

"Akşam geleceğinden emin olmak istedim"

"B-ben...Sanırım hastayım Bay Hoechlin. Daha sonra gelsem olur mu?"

"Neyin var"

"Başım...Evet, başım ağrıyorda. Ondan yani"

Bir süre ikisi de sessiz kaldığında Dylan tekrar konuştu.

"Ama muhakkak bir ara size geleceğim"

"Pekala, sen dinlen o zaman"

"Teşekkür ederim iyi günler"

Telefonu kapattığında Dylan uzun bir nefes verdi. Acaba gitse miydi? Ya o kadınla bir şey yaparsa.

Kıyamam bir de kıskanıyor.

"Kes sesini. Kıskanmıyorum. Sadece... kıskanıyorum değil mi?"

Evet dedi iç sesi Çok kıskanıyorsun.
------

İki Cinayet Bir Masum ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin