Tyler Sabah, genç adamı almak için Carolina ile beraber Dylan'ın evine gitmişti. Carolina arabada otururken de Derek kapıyı çalmıştı. Birkaç saniye bile geçmeden çoktan giyinip dışarı çıkmak için hazırlanan Dylan dışarı çıktı.
"Bay Hoechlin?"
"Kahvaltı yapmaya gideceğiz sende gelmek ister misin miniğim?"
Dylan önce kendilerini bekleyen siyah arabaya bir bakış attı ve cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı kilitlemek için arkasını döndü.
"Bayan White'da burada sanırım?"
"Evet. Onu seninle tanıştırmak istiyorum"
"Şey... Aslında ben kahvaltı yaptım"
Tyler kafasını iki yana sallayıp kendisine dönen Dylan'ın saçından bir tüy aldı ve ardından elini tuttu. "Sabahları kahvaltı yapmayı sevmezsin"
"Ah, evet unutmuşum. Ben sabahları kahvaltı yapmaktan nefret ederim Bay Hoechlin. Başka zaman olur mu?"
Tyler ellerini ayırıp Stiles'ın beline elini koydu ve arabaya yöneltti. "Neden sürekli kaçmaya çalışıyorsun? Tamam geçmişte kötü şeyler yaşadık ama şimdi ikimizde aynı ikimiz değiliz. Bunu bilecek yaştasın artık miniğim"
"Hayır Bay Hoechlin alakası bile yok"
"O zaman neden benden kaçıyorsun"
"Utanç verici. O yüzden boşverin"
Tyler aniden genç adamı durdurdu ve şoföre gitmesini söyledi. Carolina her ne kadar bunu istemese de Tyler sorunun onda olduğunu anlamıştı. Yavaşça miniğinin yanaklarına ve gözlerine öpücükler bıraktı.
"Anlat bana Dylan. Sorun ne?"
"Dedim ya size..."
"'Sen' de bana"
"Tyler..."
"Evet bebeğim"
"Ben...Çok utanç verici olduğunu bilsem de, geçmişte senin yüzünden çok acı çeksemde...bunları unutmuyorum ama bilirsin bu yürek"
"Sen neden bahsediyorsun yavrum"
Dylan onun ağzından çıkan kelimeyle gülümserken beline sarılan kollarla kalp atışları hızlandı.
"B-ben sanırım senden hoşlanıyorum. Biliyorum fazla yanlış ama olmuyor Tyler"
Tyler yavaşça ondan ayrılırken önce parmakları teker teker miniğinin belinden koptu ve ardından gözleri birbirine bakmayı kesti.
"Dylan ben-"
"Biliyorum böyle şeyler hissedemezsin hatta bir sevgilin bile var. Sadece bu yük altında ezilmek beni çok yoruyor"
"Evet anladım. Sevgilim yok bu arada. Carolina benim kuzenim. Yeni evlendi. Tatil için buraya geldi. Malum mis gibi denizi var falan"
"Evet"
Tyler birkaç adım geri çıktı ve saatine baktı. "İstersen evde yapabilirsin kahvaltını. Şirkete geç girerim"
"Tamam. Ben evde kalayım o zaman. iyi günler"
"Teşekkür ederim sana da"
'Ne!?' diye çığlık attı Tyler içinden. Aralarında onlarca yaş farkı vardı ve onunla bir ilişki kurmak imkansızdı. İlk defa Dylan'ın gözlerinde o saf şüpheyi görmüştü. Kendisini iğrenç hissediyordu. Belki de onu yanından ayırmamalıydı. O da kendisini iğrenç hissediyor olmalıydı.
Carolina'yla konuştuğu kafeye girdiğinde cam kenarına oturan kadının karşısına oturup dalgın bir ifadeyle karışık tost söyledi.
"Kırdım ya. Kırıldı işte"
"Neden bahsediyorsun hayatım?"
Tyler kafasını masaya koyup ağlamaklı bir ses çıkardı. "Ona gerekli ilgiyi veremem"
Carolina kahvesini yudumlarken kaşlarını çattı ve zarif parmaklarını kupaya doladı. "Geçen gün gördüğüm yeni çocuğu falan mı diyorsun?"
"Evet, ne yapacağımı bilmiyorum"
"Cesaretini tebrik ettim. Nerden tanışıyorsunuz? Birkaç haftada hoşlanmaz değil mi?"
"O on yaşındayken tanıştık" deyiverdi Tyler. "Yurtta ki cinayetleri gördüğünü biliyorduk"
"O, o çocuk mu? Aman Tanrım" Carolina şaşkınca söylendi. Kuzeninin işi bırakmasının sebebi çocuk, büyüyüp ondan hoşlandığını mı söylemişti.
"Ne yapacağımı bilmiyorum"
"Pekala alt tarafı bir itiraf. Ona soğuk davranma, her zaman nasıl konuşuyorsan öyle konuş. İlişkinizi kesme"
Tyler anladığını belirtmek için kafasını salladı ve çayını ağzına yöneltti.
Soğuk yapma...
Onunla her zaman konuştuğun gibi konuş...
------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Cinayet Bir Masum Çocuk
FanfictionBeacon Hills: Acıların şehri, cinayetlerin merkezi... Acıların şehrinde cinayetleri engellemeye çalışan ve dedektif ünvanını tam olarak almak isteyen dedektif Hoechlin Beacon Hills yetiştirme yurdunda iki cinayet işlenir. Tyler yeni bir görevin dah...