Louis
"Masaları biraz daha kenara yerleştirelim." üzerlerine beyaz örtüler serilmiş yuvarlak masalara baktım. Yanımdaki adam ağzımdan çıkan lafı duyar duymaz diğerlerine seslendi.
Akşam parti vardı ve hazırlıkları bitirmemize çok az kalmıştı. Sadece son dokunuşlara ihtiyaç vardı.
Salondan çıkıyordum ki müdür yardımcısı ile çarpıştım. Kadın endişeli bir ifadeyle baktı suratıma. "Bay Tomlinson size kötü bir haberim var, yemeklerle ilgili."
Kaşlarımı çattım. Her şeyin kusursuz olması için çok çabalamıştım. Gençlere güzel bir gece yaşatmak istiyordum. "Sizi dinliyorum."
"Yemeklerin gönderildiği restoranda bir sorun yaşanmış sanırım. Ara öğünü getirmeyi unutmuşlar." sinir yavaş yavaş vücuduma yayılmaya başladı.
"Aramadın mı?" sesim sert çıkmış olacak ki karşımdaki kadın irkildi. "E-Evet efendim. Gelip almamızı söylediler." hem hata yapıp hem de ayaklarına mı çağırıyorlardı? Bu nasıl bir küstahlıktır?
"Ben giderim yemekleri almaya." deyip önümde bana kocaman ve endişeli gözlerle bakan kadının yanından geçtim. Restoran şefini ve sahibini azarlamazsam sinirim geçmeyecekti. Sinirli bir şekilde de partiye katılıp gençlerin moralini bozmak istemiyorum.
Arabama binip yemeklerin bulunduğu yerden aldığım adres yazan karta baktım. Çok uzak değildi, bir saate işimi halletmiş olurum.
Kontağı çevirip yolun boş olmasından faydalanarak biraz hız yaptım. Utanmadan bir de gelip almamızı söylemişlerdi!
Restorana geldiğimde boş bulduğum bir alana arabamı park ettim. Arabadan indikten sonra ceketimi düzelttim.
Restorana girdim ve danışmanın olduğu yere adımladım. "Merhaba, hoşgeldiniz." dedi sarışın olan güzel bir kadın. Gözlerimi kıstım ve şimdilik öfkemi içimde tutmaya çalıştım. "Restoran sahibiyle konuşmak istiyorum."
Kadın ciddi bir şekilde suratıma baktı. "Bay Brown burada değil efendim. Bir sorun mu vardı?" öfkem biraz daha artmaya başladı. Ellerimi yumruk yapıp sesimi biraz daha sert çıkartmaya çalıştım. "Öyleyse şefinizle görüşmek istiyorum."
"Kendilerinin pek müsait olduğunu zannetm-" sözünü yarıda kestim. Biraz daha diretmeye devam ederse ona patlayacaktım çünkü. "Hemen!"
Ters ters bana baktı. Ardından pes edip mutfağın yerini söyledi. "Şuradaki koridordan sola dönerseniz mutfağa ulaşırsınız." parmağıyla işaret ettiği yere baktım. "Teşekkürler." neredeyse fısıldamıştım ama sorun değil. Kadının bana nasıl baktığı belliydi.
Koridordan sola dönüp iki kapılı olan kapıyı ittirdim. Yanımdan hızla elinde tabaklar olan, beyaz gömlekli bir garson fırladı.
İçeri girdiğimde kimsenin benden haberi bile olmamıştı. Harul hurul yaptıkları işle ilgileniyorlardı.
Önümden geçen bir garsonu kolundan yakaladım. "Şefinizle Konuşmam gerek." adam beni baştan aşağı süzdü. Biraz gerildiğimi itiraf etmeliyim.
"Şef!" diye bağırıp ilerlemeye devam etti. "Kapının önünde biri var, sizinle konuşmak istiyormuş!" sesi bütün mutfakta duyulmuştu. Hâliyle herkesin dikkati bana çekildi. Gergince gülümsedim çalışan işçilere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fiche A Hocht | LS
FanfictionBarda geçen güzel bir gecenin ardından iki adam tekrardan karşılaşırsa neler olur? • Smut ⭕ • Tomlinson bir lise müdürü 🥕 • Styles bir şef 🍌