Üçüncü şahıs
Sabah uyandığında gözlerinin ışığa alışmasını bekledi. Burnuna doluşan artık yabancı, doğal ama bir o kadar da hasret duyduğu koku onu kendisine getirdi. Gözlerini birkaç defa kırptıktan sonra dün gece olanları, buraya nasıl geldiğini hatırlamaya çalıştı.
Az buçuk anılar beynini doldurmaya başladı. Bu sırada odada bulunan banyoya doğru ilerliyordu.
"Oh, gözlerin ne kadar da güzel."
İçmeye başladığı zaman yanına gelen adamın sesi beyninde yankılandı. Musluğu açtı.
"Harry mi? O da kim?"
Harry... yüzünü yıkamaya başladı. İçmeye başladığı andan itibaren tek söylediği şey sevdiği adamın adıydı.
"Lanet olsun! Sana asılmaya çalışıyorum burada."
Adamın iğrenç tavırları midesinin kasılmasına neden oldu. Bir kez daha su çarptı yüzüne.
"Kimmiş bu Harry görelim... Dur, dur! Arıyorum."
Daha sonrasını pek net hatırlayamıyordu. Sadece silik birkaç sahne vardı. Arabada ve yataktayken.
Ayıldığına kanaat getirince musluğu kapattı. Kafasını kaldırınca kendi yansımasıyla karşılaştı. Göz altları morarmış, saçları darmadağın olmuştu. Başına sanki çekiçle vuruluyormuş gibi hissediyordu.
Banyodan çıktı. Odayı da geçtikten sonra merdivenlerden inmeye başladı. Harry'e yeteri kadar yük olmuştu, gitmesi gerekiyordu.
Aşağı indiğinde mutfak tarafından takırtılar geliyordu. Önce ona haber vermemeyi düşündü ancak en azından bir teşekkür etmesi gerekirdi. Bu kadar kaba olmaya gerek yoktu, özellikle onun kendisi için yaptıklarını hesaba katınca.
Tedirgin adımlarla mutfağa ilerledi. Gergin hissediyordu, kafasında söyleyeceği şeyleri toparlamaya çalışıyordu.
Kapıya geldiğinde sahte bir öksürükle Harry'nin dikkatini kendisine geçti. Yeşil gözler ona döner dönmez kalbindeki acıyı hissetti. Eğer o gün, o hatayı yapmasaydı şu an Harry ona gülücükler saçıyor olabilirdi.
"Uyandın mı?" gözleri hemen masaya döndü uzun olanın. "E-Evet." ellerini arkaya götürerek birbirine bağladı. Ne demesi gerektiğini hâlâ tam bilmiyordu. "Dün gece için teşekkür ederim." deyiverdi gözlerini sıkı sıkı kapayıp.
"Önemli değil." dedi Harry. Ardından hazırladığı kahvaltı masasına oturdu. Louis'nin hâlâ kapıda, gözlerini yummuş bir şekilde beklediğini görünce dudaklarını bir kez daha araladı. "Neyi bekliyorsun? Gelsene."
Louis, duyduğu cümleyle gözlerini açarak irileştirdi. Onu evinden kovmamıştı, bu güzel bir gelişmeydi, değil mi? "Oh, ben rahatsızlık vermeyeyim." geriye doğru birkaç adım attı.
"Saçmalam Louis. Rahatsızlık verdiğini düşünseydim seni evime getirmezdim. Kahvaltı yap da ağrı kesici iç." çatık kaşlarıyla yüz kasları gevşeyen kısa adamı seyretti.
Louis, gerginliğin yerini alan heyecanla Harry'nin karşısına, sandalyeye, oturdu. Ona bakmadan ağzına zeytin atan karşısındaki adamı seyretti bir süre. Ardından uzun zamandır doğru dürüst bir şey girmeyen midesini doldurmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fiche A Hocht | LS
FanfictionBarda geçen güzel bir gecenin ardından iki adam tekrardan karşılaşırsa neler olur? • Smut ⭕ • Tomlinson bir lise müdürü 🥕 • Styles bir şef 🍌