Zayn
"Hey, sakin ol Harry." Harry'nin arada bir gelen ağlama krizi tam da alışveriş merkezinde tutmuştu. Ağzı yüzü gözyaşları içinde kalmış arkadaşıma su şişesini uzattım.
Bebek mağazasındaki oturaklardan birine oturmuştuk. Belli ki bulunduğumuz konum onu daha çok ağlatıyordu. Su şişesinden bir yudum aldı. "Bana söz vermişti." burnunu çekti. "Tam burada bana sarılıp bebeğimiz olacağına dair söz vermişti. Şimdiyse yanımda bile değil." deyip şiddetli bir şekilde ağlamaya devam etti.
"Ah be Harry." Louis ve Harry ayrılalı neredeyse 6 ay olmuştu ancak hâlâ onun yokluğuna alışamamıştı. Her onu hatırlatan şeyde ağlama krizlerine giriyordu.
Bu ikisinin durumunu Liam ile konuşsam iyi olacak gibi görünüyor.
─━★
"Hey!" dış kapıyı kapatıp ceketimi çıkardım. "Selam güzelim." Liam yanıma gelip yanağıma sulu bir öpücük kondurdu. "Nasılsın?" diye sorarken gözlerindeki parıltıyı gördüm.
"İyiyim. Sen nasılsın?" ceketimi portmantoya astım. "İyi sayılırım, biraz başım ağrıyor." kaşlarım çatılırken salona doğru adımlayan sevgilimin peşinden gittim. "Bir şey mi oldu? İlaç içtin mi?" koltuğa otururken tebessüm etti. "İçtim, merak etme." yanındaki boş alanı eliyle pat patlayınca hemencecik oturdum.
"Ee, Harry ile neler yaptınız?" sıkıntılı bir nefes verdim. Onu eve götürüp yatağına yatırırken bile derin hıçkırıklarla ağlıyordu. "Aslında seninle bu konu hakkında konuşmak istiyordum." kıpırdanarak ona döndüm.
"Harry hakkında mı? Neler oluyor?" o da benim gibi döndü. "Harry ve... ve Louis hakkında." kaşları çatıldı. Kolunun birini koltuk başlığına doğru uzattı. "Anlat bakalım."
İlk birkaç saniye cümleleri kafamda toparlamaya çalıştım. "Harry Louis'siz yapamıyor." deyiverdim bir çıpıda. Ardından devam ettim. "Sürekli onun hakkında konuşuyor ve en ufak şeyde ağlıyor. Ne yapacağımı bilmiyorum Liam."
Bana yaklaşarak koltuk başlığındaki kolunu sırtıma sardı ve beni kendisine çekti. Saçlarıma birkaç öpücük kondurdu. "Endişelenme. Eminim her şey yoluna girecektir. Biliyorum Harry'nin üzülmesine dayanamıyorsun ama onların tek ilacı zaman. Louis de her gün içmeye gidiyor, araba yarışlarına katılıyor, müdürlük görevini yerine getiremiyor. Ben de üzülüyorum birtanem, ama bizim elimizden artık bir şey gelmez."
Gözlerimi kapattım. Yanağım sevdiğim adamın göğsüne konmuşken ve bana biraz da olsa rahatlamamı sağlayacak birkaç söz söylemişken mayışmaya başlamıştım. Zaten Harry'e endişelenmekten kaç gündür doğru dürüst uyuyamıyordum, dinlenmeye ihtiyacım vardı. Burnuma gelen hoş kokuyu içime çekerek uykuya teslim olmaya karar verdim.
─━★
U
yandığımda üzerimde kalın bir battaniye vardı. Burnuma güzel kokular geliyordu. Yattığım yerden kalkarak önce elimi yüzümü yıkamak adına banyoya uğradım. Ardından güzel kokunun kaynağına adımladım.
Mutfağa girdiğimde gördüğüm manzara gülümsememe neden oldu. Liam, kulağındaki pembe tepe kulaklığıyla başını sağa sola ritimli bir şekilde sallayarak müzik dinliyordu. Bir yandan da fırından yeni çıktığı belli olan kurabiyeleri tabağa düzenli bir şekilde yerleştiriyordu.
İçeri doğru ilerledim. Ellerimi yavaşça müzik dinleyen adamın beline sardım. İrkilerek arkaya doğru bakmaya çalıştı. Kafamı boyun girintisinin olduğu yere koyarken kulaklığı çıkardı. "Günaydın uykucu." kıkırdadıktan sonra boynuna birkaç öpücük bıraktım.
"Çok güzel kokuyor." dedim yeni uyandığımdan dolayı pürüzlü çıkan sesimle. "Biliyorum, çünkü Liam Payne yaptı." diyerek kendi söylediği şeye kahkaha attı.
"O değil." dediğimde kahkaha atmayı bıraktı. Burnumu boynuna sürterek devam ettim. "Boynunun etrafı." dediğimde yavaşça bana döndü. Ellerini yanaklarıma çıkartarak okşadı. Gözlerimi kapatmaktan kendimi alıkoyamadım. "Uzun zamandır beraberiz ama nasıl oluyor da her seferinde nefesimin kesilmesini sağlıyorsun?" deyip yavaşça dudaklarımızı birleştirdiğinde refleks olarak kendimi sevdiğim adama bastırdım.
İki aydır nişanlıydık ve neredeyse her günümüz bu şekilde geçiyordu. Bazen başımıza kötü bir olay geleceğini düşünsem de her şey yolunda gidiyordu.
Öpücüğü sonlandırarak elalarıma kısa bir süre baktı. Ardından dudaklarımı kapanan göz kapaklarıma bastırdı. "Kirpiklerin, gözlerin..." dedi neredeyse fısıldayarak. "Her şeyin nasıl bu kadar kusursuz?" onun bu iltifatları gülümsememe neden oluyordu. Gülümsememin üzerine bir öpücük daha bıraktı.
"Evlen benimle Zayn." dediğinde sesli şekilde kahkaha atarak geri çekildim. Elleri yanaklarımdan kurturak aşağı doğru sarktı. Sarkan elini hızla kaparak yüzüğünün olduğu parmağını gözüne doğru yaklaştırdım. "Bunu zaten kabul ettim şaşkın." o da gülümsediğinde kırışan göz kenarlarına baktım. O bölgeye bir öpücük bıraktım.
Liam, ilişkimizde sürekli olarak onunla evlenmem gerektiğini söyleyip durmuştu. Bu, en başından beri böyleydi. Ancak ben her zaman erken olduğunu, ilişkimize zaman tanımamız gerektiğini söylemiştim. İki ay önce ise zamanın geldiğini fark edip sevdiğim adamın şakayla sorduğu soruya olumlu yanıt verince soluğu kuyumcuda almıştık.
"Seni seviyorum Lima." kaslı adama sarılarak güzel kokusunu bir kez daha içime çektim. Ensemdeki saçları okşarken "Ben de seni seviyorum Zen." diye kulağıma fısıldadı.
"Öyleyse kurabiye yiyelim mi artık?" diye sorduğumda kıkırdayarak geri çekildi. "Yiyelim güzel gözlüm." tabağı alıp içeri geçmeden önce ağzına kurabiyelerden birini attı. "Hey, haksızlık yapıyorsun!" ağzı dolu olmasına rağmen kahkaha atan adamın peşinden koştum. Yüzümdeki gülümsemeyi yok edemiyordum.
─━★
Hello! Aslında bu bölüme bir smut planlanmıştım ancak bu şekilde daha tatlış bir şeyler yazdım. Umarım beğenirsiniz. <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fiche A Hocht | LS
FanfictionBarda geçen güzel bir gecenin ardından iki adam tekrardan karşılaşırsa neler olur? • Smut ⭕ • Tomlinson bir lise müdürü 🥕 • Styles bir şef 🍌