Kardeşim...

88 19 13
                                    

(Jason)

Nathan ile garip bir bakışma paylaştık. ''Bu saatte neden ayaktasın?'' Kaşlarını çattı. ''Asıl sen neden ayaktasın?'' Ay triplere bak! ''Burada soruları ben sorarım!'' Bana baktı. ''Ne o, komiser olmaya mı özendin?'' Tehditkar bir şekilde bir cips attım ağzıma.

''Burada ben özenirim!'' Büyük bir kahkaha attı. ''Bazen nasıl bu kadar garip olduğuna şaşıyorum.'' Elimi sağ yanağıma koydum ve kafamı sağa doğru eğdim. ''Bende.''

İkimiz de ağaçlığın oraya dönerek yetimhane binasına sırtımızı döndük. Bir süre sadece benim ağzımdan çıkan cips işkence sesleri duyuldu. Ki bu biraz sinir bozucu. ''Nathan, sana kısaca han desem?''

Bana baktı, bir süre sonra önüne dönerken cevap verdi. ''Neden?'' Hımm acaba neden (!) ''Bir, nathan çok uzun. İki, han bir türk ismi. Bana Türkiye'yi anımsatıyor.''

Bir hışımla bana dönünce ben de ona dönmek zorunda kaldım. ''Cidden Türkiye'yi bu kadar mı özlüyorsun?'' Kafamı aşağı yukarı salladım. ''Her şeyden çok özlüyorum. Zaten şu huysuz yemekhane görevlilerine bir türk yemeği yaptıramadım! Ne güzel herkesi türk yapacaktım.''

Kıkırdadı. ''Neden bu kadar çok seviyorsun ki? Normal bir ırk.'' Göz devirdim. ''Sen hiç türk tarihini araştırdın mı?'' Tam ağzını açıp itiraz edecekken elim ile susturdum.

''Araştırmadın... Kïsaca sana anlatayım. Benim atamın adını duyunca senin atanın bacakları titrerdi. Bu kadar güçlü insanların torunu olmak beni gururlanıdırıyor.'' Kaşlarını havaya kaldırdı. ''Anladım, o zaman bana han diye sesleneneblirsin.''

Gözlerimin ışıldadığını fark edebiliyordum. Ve gözlerinin o ışıltıda kaybolduğunu. ''Sen harikasın!'' Bir süre birbirimize baktık. ''Kaçak mı?'' Gülümsedi. ''Kaçak!''

*****

3. Kişi

Jason kendine ait olan ve eski bir polis departmanının bodrum katına kurduğu monitörün başında son olan olayların arasındaki bağlantıyı kurmaya çalışıyordu. O sırada monitörde beliren arama ile neye uğradığını şaşırdı.

Dick arıyordu. Normalde bruce bile ölse aramazdı. Gerçi o durumda bizzat gelip haber verirdi ama neyse.

Önemli olduğunu tahmin ederek cevapladı çağrıyı. ''Ne var?'' Dick'in derin nefesi duyuldu hattın diğer ucundan. ''Ben de seni özledim kardeşim.'' Jason samimiyetten yoksun bir gülücük attı.

''Kardeşim... Yollarımızı ayırdığımızda kardeşliğimizin de bittiğini sanmıştım abicik.'' Dick iç çekti. ''Saçmalama. O kadar sırt sırta dövüştükten sonra kardeş olmadığımızı iddia etmek saçmalık olur. Hem ben seni olanları konuşmak için aramadım.''

Jason ilgi ile kafasını öne eğdi. ''Ne için aradın o zaman?'' Dick endişeli bir şekilde konuştu. ''Peri, önümüzdeki hafta dönüyor. Jason, biz bu olanları ona nasıl anlatacağız?'' Jason kaşlarını çattı. ''Önümüzdeki hafta mı?''

''Maalesef. Bizi bu şekilde bulduğunda hayal kırıklığına uğrayacak.'' Jason büyük bir kahkaha attı. ''En azından olan şeylere şahit olmadı dick! Buna sevinmesi lazım!'' Dışından ne kadar normal gözükse de içinde büyük bir savaş vermekteydi.

Kız cidden hayal kırıklığına uğrayacaktı ve bu onu rahatsız ediyordu. ''Öyle gülme jason, buna ne kadar üzüleceğini biliyorsun ve bu canını sıkıyor. Seni tanıyorum kardeşim.''

Jason bir anda gülen suratını astı. ''Hiç bir şey yokmuş gibi davranalım?'' Jason görnese bile dick kafasını iki yana salladı. ''Tim ve damian'ın arasını biliyorsun. Bu imkansız.'' Jason silahını eline aldı.

''En azından deneyelim kardeşim.'' Dick tekrar derin bir nefes aldı. ''Sen nasıl istersen kardeşim...''

*****

Bitti! Cananlarım önceki kitapta olduğu gibi böyle bölümler atarak bölüm sayısını yükseltmek istiyorum.

Umarım bu canınızı sıkmaz,

Sizleri çok seviyorum!

💖💖

Gotham'ın Puslu Sokakları 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin