Buluşma

79 17 8
                                    


Tim ve jason malikanenin önünde diğer kardeşlerini bekliyorlardı. ''Burada neler olmuş?''

Arkalarından gelen ses ile ikisi de arkasını döndü. ''Biz de anlamaya çalışıyoruz.'' Tim uzun zamandır görmediği büyük abisine gülümseyerek selam verdi. Abisi de ona karşılık verdi. Sonra damian öne çıkarak resmi bir şekilde jason ile el sıkıştı.

Fakat tim ve damian hiç bir şekilde göz teması kurmadı. O sırada koşar adımlarla malikaneden alfred çıktı. Dick hızla yaşlı adamın omzunu tuttu. ''Hey alf! Neler oldu burada?''

''Efendiler... Ehendi Bruce iki aydır ortada yok ve joker dün gece malikaneyi bombaladı.'' Çocuklar şok ile birbirlerine döndüler. Hiçbirinin bunlardan haberi yoktu. ''Sana bir şey olmadı ya?'' Diyerek öne çıktı tim.

''Hayır efendim. Ben o sırada mağarada efendiyi arıyordum. Sarsıntıdan başka bir şey hissetmedim.'' Damian kafasını beşte biri küle dönmüş olan malikaneye çevirdi.

''Bu bir uyarı...'' Jason kafası ile onayladı. ''Joker bruce'un kimliğini biliyor olabilir mi? Bu imkansız.'' Alfred kafasını iki yana salladı. ''İmkansız değil efendi jason. Joker son zamanlarda yaptığı imalarla efendi bruce'un gerçek kimliğini bildiğini kanıtladı.''

''Gotham giderek kötüleşiyor.'' Diye mırıldandı tim. Sonra dick bir anda öne çıktı. ''Peki barbara? O neden bana bu olanlardan bahsetmedi? Ya da sen alfred? Neden tek başına onu aradın?'' Alfred ensesini kaşırken konuştu.

''Özür dilerim efendiler fakat olanlardan sonra cidden yardıma gelmeyeceğinizi düşündüm. Efendi barbara ise-'' Yutkundu adam. ''Joker tarafından felç bırakıldı. 4 ay önce. Yakında bir ameliyata girecek. Boş yere endişe etmenizi iste-''

''Boş yere endişe mi!'' Dick kükrer gibi bağırdı. ''Alfred her ne olursa olsun burası bizim şehrimiz ve burada olan şeylerden haberimiz olmalı!'' Jason titreyen ellerini ceplerine koyarak sakladı.

''Artık içeriye geçelim. Ve alfred bize her ne olduysa düzgün bir şekilde anlat.'' Alfred kafasını salladı ve bir kısmı yanmış olan malikanenin içine girdi.

Çocuklar da peşinden girdi.

Kapıdan geçtiklerinde onları karşılayan hol berbat bir haldeydi. Tablolar, vazolar, biblolar değerli değrsiz ne varsa yeri boylamış ve pek çoğu hasar almıştı. Dick yerde gördüğü mavi araba ile yere eğildi. Elinden biraz küçüktü ve şansa bak ki üzerindeki tozlar dışında herhangi bir hasarı yoktu.

''Siz ve efendi bruce onunla çok oynardınız. O siyah olanı alır, siz de mavi olanı.'' Dick yanı başında dikilen alfred'e bakmadan arabayı çantasına koydu. Sonra etraftaki yıkıntıyı inceleyen kardeşlerine döndü. ''Hadi, mağaraya inelim.''

Hep birlikte mağaraya indiler. Mağarada hiçbir hasar yoktu. Bruce özel olarak ayarlamıştı. ''Anlat alfred, sabrım taşmak üzere.'' Damian'ın tıslaması üzerine alfred yutkundu ve konuşmaya başladı.

''Yollar ayrıldıktan sonra ilk bir yıl normal ilerledi. Bruce ve barbara koca şehre tek başlarına yetişmekte zorlansa da gayet iyi idare ediyorlardı. Ama son altı ay zehir gibi geçti.''

Tim kaşlarını çatarak büyük monitörün karşısına oturdu ve alfredin tek başına yaptığı araştırmları incelemeye başladı.

''Suç oranları birden bire üçe katlandı. İnsanlar katledildi ve efendi bruce hepsine yetişemediği için içten içe kendini sömürdü. Barbara bu işi bırakmayı pek çok kez dile getirdi fakat onca insan ölürken kendi evinde boş boş oturamayacağını dile getirdi.''

Dick yumruklarını sıkarak kendini sakinleştirmeye çalıştı. ''Bir süre böyle devam etti fakat dört ay önce joker efendi barbara'yı felç bırakınca bruce kendini suçlamaya başladı.''

Damian şok ile gözlerini açmıştı. Babasının suçluluk duygusunu en iyi o bilirdi.

''İki ay boyunca ne doğru düzgün yemek yedi, ne de hayatına gerçek anlamda devam etti. Yorgunluktan bayılana kadar çatılarda gezdi. Fakat bir yere kadar. İki ay önce çıktığı devriyeden geri dönmedi. Ve ondan bir daha hiçbir şekilde haber alamadım.''

Jason bulunduğu yerde bir ileri bir geri yürümeye başladı. ''Bu iş cidden zorlaşıyor. Sanki önceden de zor değilmiş gibi!'' Damian kısık bir sesle konuştu. ''Ondan en son nerede sinyal alımmış?''

Tim yutkundu. ''Sikastçiler klanı yakınlarında. Sanırım senin yanına geliyormuş damian.'' Damian kaşlarını çattı. ''Tam olarak zaman ve konum nedir?'' Tim oturduğu tekerlekli deri sandalyeyi kenarı çekti ve monitörde yazan rakamları görmesi için yer açtı.

''İmkansız!'' Bir süre düşündükten sonra bağırmıştı damian. ''Ne oldu?'' Dick'in sorusu bir süre havada kaldı. ''O gün o saatte nöbet bekleyen ninjalar ölü bulundu.''

''Ve bruce adam öldürmediğine göre, orada onların dışında biri ya da birileri daha vardı ve nöbet bekleyenleri öldürerek bruce'un ortadan kaybolmasına sebep oldu.'' Tim sesli bir şekilde düşüncesini dile getirdi.

Diğerleri de bunu onayladı. ''Ama kim? Onun çok fazla düşmanı var.'' Jason timin dediğini onaylamadı. ''Onu ortadan kaldırabilecek çok az düşmanı var.'' Herkesin aklına gelen tek bir isim vardı.

Talia al ghul...


Gotham'ın Puslu Sokakları 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin