Davetsiz Misafir

67 16 15
                                    


Ellerimin arasındaki siyah, sarı ve kırmızı desenli tam bir fanatik kostümü olan kostüme bakıyordum. Tabiki de onu yanıma almıştım! Her neyse saat geçti ve bunu giyip giymeme arasında tıkanmış kalmıştım.

En sonunda giymeye karar verdim. İki yılda hep aynı kalmıştım. Yani boyum uzamamıştı. Bi atmış yedide takılıyordum öyle. Kilom ise yine aynıydı. Aslına bakarsan tek fark belime kadar uzanan saçlarımı omzumda kesmem olmuştu.

Evet saçlarımı kesmiştim. Bu tamamen canım sıkıldığı için yaptığım bir eylemdi. Neyse işte üzerime giyerek hafif afalladığım -baya bir afalladığım- jimlastik hareketlerini yaparak kendimi camdan aşağı attım.

''İşte geliyor! Özel harekat!'' Ve evet bu şarkıyı söylemesem olmazdı, değil mi? İşte ben şarkıya devam ederek yedi kez düşme tehlikesi atlattım. Ve sonunda gotham büyük parka gelmiştim.

Sonra özeller özeli, güzeller güzeli muhteşemller muhteşemi saatimin gizli düğmesine basarak büyük bir hologram oluşmasını sağladım. Oraya ise ezberimden hiç çıkmayan numarayı yazdım.

Bir süre çaldıktan sonra açıldı. ''Alo?'' Gülümsedim. ''Selam dick!'' Kısa bir süre sonra cevap geldi. ''Peri, noldu?! Yine kim kaçırdı seni? Daha gotham'a yeni ayak bastın, ne bu başını belaya sokma merakı!?'' Büyük bir kahkaha attım.

''Evet zamanında pek çok kez kaçırıldım. Fakat ben artık o kız değilim. Neyse, neredesin?'' Derin bir nefes aldı. ''Apokolips-'' Bir anda şakıdıkm. ''Bruce apokolipse telefon ağı mı kurdu!'' Dick sitemle konuştu.

''Peri, malikanenin numarasını aradağına göre malikanedeyim.'' Kafam karışmıştı. ''Tamam. Ama bir şey anlamadım.'' Sıkılmış bir vaziyette sordu. ''Nedir?'' Hızla konuştum. ''Dedem, bruce'un apokolipse malikane inşa etmesine nasıl izin verdi?''

''O herife öyle seslenme diye kaç kere söylememiz gerek! Peri, o olayları unut. Ve apokolipste falan değilim. Normal mağaranın üstünde olan malikanedeyim. Tamam mı?'' Yutkundum. Ama o demişti!

Neyse ne diye aradığımı unuttuğumu fark edip onu hatırlamaya çalıştım. ''Peri orada mısın?'' Bir anda hatırlamam ile tekrar konuştum. ''Gelip beni alsana. Oraya kadar yürümek istemiyorum ve bizimkileri özledim. Özelikle damian, o çocuğun büyüdükçe tatlılığının tuzla buz olacağını söylemiştim ya. Onu kontrol etmem lazım.''

''Saat sabah ikiye geliyor, Bir kaç saat sonra gelsen? Şu an pek zamanı değil.'' Kaşlarımı çattım. ''Sesin adeta 'Senden bir şey saklıyoruz!!!' der gibi çıkıyor dick.'' Dick derin bir nefes aldı. ''Jason'ı gönderiyorum.'' Gülümsedim.

''Teşekkür ederim.'' Tatlı bir ses tonu ile cevap verdi. ''Rica ederim.'' Tabiki de bunu, ona ben öğretmiştim. Neyse ben biraz hologram bilgisayara yüklediğim araba yarışını oynadım. Ki güçlü bir motor sesi yanmama sebep oldu.

''Seni arkham'a kapatmazsam ben neyim!'' Ama karşımdaki kişiyi görünce tüm öfkem anında özleme dönüştü. Damian motorundan inerken direk onu kollarım arasına kıstırdım. ''Hey! Sen ne yaptığını sanıyorsun!'' Kıkırdadım ve ondan ayrıldım.

''Boyuma gelmişsin... Ne ara büyüdün ha sen?'' Baş parmağı ile motoru işaret etti. ''Geliyor musun? Yoksa burada tek başına takılmaya devam mı edeceksin?'' Yüzümü buruşturdum. ''Hani jason gelecekti?'' Arkasına döndü ve kaskını taktı.

''Tamam ya! Sustum...'' Hızla onun arkasına kuruldum ve fazladan olan kaskı kafama geçirdim. ''Ben yokken neler oldu? Yani baya bir olayın olduğunu tahmin edebiliyorum. Orası kesin. Ama ne?'' Damian sinirle gaza basınca susmak zorunda kaldım.

En sonunda mağaraya vardığımızda heyecanla etrafıma bakındım. Buralqr değişmiş olmalıydı? Değil mi? Yani zaman geçtikçe gelişmesi ve yenilenmesi gerekiyordu. Fakat tamamen bıraktığım gibiydi.

Gotham'ın Puslu Sokakları 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin