Yine bir sabah, yine bir kahvaltı ve yine biz. Ama bu sefer cidden sakin bir kahvaltıydı. Tabi cassandra'nın helvaya gömülmesini saymazsak. Ah o helvayı kavururken neler çektim! Sanki kendi helvamı kavuruyor gibiydim. Cass hepsi senin için bebeğim.''Helvadan diğerlerine de bırakmayı düşünüyor musun?''
Kafasını iki yana salladı. ''Aksine bunun neden bu kadar az olduğunu düşünüyorum.'' Yüzümü buruşturdum. ''Nankörler...'' Onlar duymasın diye fısıldamıştım. Ama ben ne yapayım?! Hepsi nankör! ''Umarım sofrayı toplarken böyle düşünmezsiniz. Size ceza. Hem sofrayı siz toplayacaksınız hem de size 1 ay kahvaltı yok.''
Tim sitemle fırladı. ''Onun yüzünden biz niye yanıyoruz?!'' Tek kaşımı kaldırdım. ''O gün özene bözene hazırladığım kahvaltıyı ben yokken mideye gömüyordunuz ama? Bir daha olmaz unarım (!)'' Kendimi aile anası gibi hissediyordum. Ama bu ortamda da olmamak mümkün değil ki!
Önümdeki tabağa gözüm kaydığında yutkundum. Bruce en çok menemeni severdi. Bir süre tabağımla bakıştıktan sonra yapmam gerekenin farkına vardım ve elim ile masada ritim tutmaya başladım. ''Çocuklar, onu bunu bırakın da. Ciddi bir konu konuşmamız gerek.'' Herkes bunu bekliyormuş gibi sus pus olmuştu bir anda.
''Konuş da bitsin, fazla uzatma.'' Dedi jason. Ritim tuatan elim bir anda durdu ve kafamı yere eğdim. Bu diğerlerinin ciddiyeti anlamasına yardımcı olmuştu. Öyle ki cass elindeki helvayı masaya bırakmıştı. ''Bildiğiniz gibi görevde kolmudan vuruldum ve bur takım özel güçler yardımıyla kurtuldum.''
Hepsi bunu onayladığında elimi boynumdaki kolyeme götürdüm. ''Fakat sorun vurulmam değil, sorun beni kimin vurduğu.'' Yutkundum. Yüzlerindeki ifadeleri görmemek için iyice indirdim kafamı. ''Beni bruce vurdu. O-onun beynini yıkamışlar! Bizleri öldürmek istiyor!''
Bana inanmayan ifadeler ile baktıklarında ayağa kakltım. ''Hepsi kıyafetimdeki ve göz lensimdeki kamerada var! Kayda aldım.'' Dick ayaklandı. ''Böyle bir şey varsa neden bize söylemedin?! Onu oradan kurtarabilirdik!'' Düşmemek için daha demin oturduğum sandalyeye tutundum.
''Dedim ya! Bizi öldürmek istiyor! Herşeyimizi biliyor ve bize tuzak kurmayı hedefliyordu! Eğer biraz daha geç çıksaydık bu odada eksikler olacaktı!'' Jason da ayağa kalktı. ''Bir dah öyle bir şeyi ima etme peri! Bu odada asla bir eksik olmayacak!'' Kafamı sertçe kaldırdım. ''Olucak! Bunu istediğim için söylemiyorum ama bir gün bu odadan gidenler olcak!''
Jason sinirle üzerime yürüdü. ''Eğer susmazsan sonu kötü olur!'' Ben de ona doğru iki adım attım ve kafa dik bir şekilde cevap verdim. ''Ben de çok fazla kayıp verdim! Sanki tek acı çekmiş olan sensin! Ben de, biz de acı çektik jason! Ve bu yolun sonu güvenli deği-'' Sözüm jason'ın aniden havaya kalkan eli ile kesildi.
Fakat son anda kendini durdurmayı başarmıştı. Bir süre kendi ile savaştıktan sonra sinirle mutfak dolabına tekme attı ve beni kenara iterek mutfaktan çıktı. Ben de diğerlerinin önünde ağlamak istemediğim için odama çıktım. Kapıyı ardımdan kapttıktan sonra kapıya sırtımı dayadım.
''Bu güçlerden nefret ediyorum!'' Kendime bir tokat attım. ''Kendimden nefret ediyorum!'' Bir tane daha. ''Yaşamaktan nefret ediyorum!'' Bir dah, bir daha ve bir daha. ''Yaşamak için bir amacımın olamamasından nefret ediyorum!'' Bu sefer arkamdaki kapıya bir yumruk attım. ''Sahte gülümsemelerden ve maskelerden nefret ediyorum!''
Yere çömeldim ve son bir umut ile seslendim.
''Darkseid!'' Yere yumruk attım. ''Eğer beni duyuyorsan bir portal aç! Anlaşmamız gerek!'' Ayağa kalkyım ve kapıdan bir kaç adım uzaklaştım. ''Peri?!'' Hızla kapıyı kitledim. ''Darkseid!'' Odamın ortasında beliren sarı portal gülümsememi sağladı. ''Peri sakın aklımdan geçeni yapma!'' Kapıdan gelen sesler kapıyı kırmaya çalıştıklarını gösteriyordu.
Geçidin başına geldiğimde kapı kırılmak üzereydi. Bu kadar dayandığı bile mucizeydi aslında. Kapının ardındakilere bağırdım. ''Bir hafta içinde gelmezsem beni almaya gelin!'' Sonra arkamı döndüm ve tamamladım. ''Ne yaptığımı biliyorum...'' Geçitten geçmeden önce duyduğum tek şey kapının yere çarpması olmuştu.
*****
Selamün aleyküm cananlarım! Nabersiniz?
Ben de yeni fikirlerimi taslaklara ekliyorum.
Bu bölü açıkcası kitabın giderek karanlığa büründüğüne bir işaret. Küçük bir spolir;
Peri ölecek
Jsjsjhdhfhfhjfjfhfhfhfhfhfjf
İnandın mı? Kdk
Neyse. Şey diyeceğim ben babs'a daha önce felç kaldı demişim. Bir iki bölüm önce göreve dahil etmişim... Siz bu mantık hatasını şöyle kabul edin, barbara ameliyat oldu ve ayaklanır ayaklanmaz fırladı göreve.
Neyse bay bay!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gotham'ın Puslu Sokakları 2
أدب الهواة*BU KİTAP, SERİNİN İKİNCİ KİTABIDIR! Peri ne son yetimhaneye bırakılmıştı, değil mi? Peki orada ne yaşadı? Ya da yarasa ailesini bıraktığı gibi bulabildi mi? Ne kadar kaldı ki orada? Hayatı nasıl ilerledi? Peki bruce affedilecek mi? Her şey karı...