Anlaşma

58 9 1
                                    


Portalı geçtikten sonra yüzüme soğuk bir hava dalgası çarptı. Fakat buna tepki verecek halimde değildim. Yere tekme ata ata tahtında oturan mor kafaya ilerledim. Gözünde bir tutam şaşkınlığı görmem ile hızla boynumdaki kolyeyi tuttum ve kopartarak bir kenarı fırlattım.

''Demek basit bir büyü ile sakladın kendini...'' Alaycı bir gülümseme gönderdim. ''Lafı uzatmayacağım darkseid. Senden bir isteğim var.'' İlgi ile öne eğildi. ''Nedir?'' Elim ile kendimi gösterdim. ''Beni unutmanı istiyorum! Benim peşimi bırak ve şu kahrolası güçleri elinden al! Normal bir insan olayım. Eskisi gibi.''

Yüzünde yapmacık bir ifade belirdi. ''Büyümüşsün peri. Tahmin ettiğimden de hızlı. Fakat yanılıyorsun. Sen hiç normal bir insan olmadın. O güçler her zaman içindeydi. Sadece uyanmayı bekliyordu.'' Sinir ile bağırdım. ''Umrumda değil! Yeter ki al şunları içimden! Ne istersen yaparım! Sadece düş yakamdan!''

Gülünsedi. ''Tamam. Bunu yaparım. Ama bildiğin gibi bunun bir karşılığı olacak.'' Gülümsedim. ''Her şeye razıyım.'' Ayağa kalktı ve bana yaklaştı. ''Senden ölmemeni istiyorum peri.'' Kaşlarımı çattım. ''Ne?''

*****

Anlaşmanın ardından bir saat geçmişti ve beni garip insanımsı bir yaratık ile aynı odaya kapatmışlardı. Yaratık etrafımda dönüp garip şeyler söylüyor ve açıkcası içimde bir şeylerin kıpırdamasına yol açıyordu. En sonunda tam önümde durdu. ''Akante!'' Kulaklarımı sağır eden bu bağırış ile yüzümü buruşturdum.

Ki bir anda hissettiğim acı ile tırnaklarımı avcuma batırdım. Ağzımdan ve burnumdan çıkan siyah toz parçaları öncekinden kat ve kat daha çok can yakıyordu. Gözümden düşen göz yaşlarını hissedebiliyordum. Ne zaman kapattığımı hatırlamadığım gözlerimi hırsla açtım.

Yaratık havada bir küre hâlini almış tozlardan bir avuç aldı ve deney tüplerine benziyen bir şeye koydu. Son olarak da siyah, mantara benziyen bir kapak ile kapattı ağzını. ''Onunla ne yapacaksın?'' Merak etmiştim. ''Her baktığında elinin tersi ile itelediğin fırsatı hatırlaman için sana vereceğim.'' Bir anda bana fırlatması ile harika reflekslerim ile tutmam bir oldu.

Havada küre hâlini almış siyah toz parçaları bir anda yere düştü ve her yere dağıldı. Yere eğildim ve elimi üstlerine koydum. ''O tozlar bu gezegenin çekirdeklerinden özel olarak üretiliyor. Darkseid soyuna özel olarak. Güçlerin açığa çıkmasına ve kontrolüne yardım için kullanılıyor. Ayrıca kişi ve gücü arasındaki bağı güçlendirerek gücün kişinin bilinci kapalıyken bile aktif olmasını sağlar.''

Kaşlarımı çattım. Bu tozlar bu kadar değerli miydi. Elmideki tüpü sıktım. O sırada normale dönen ten rengime baktım. Bunlara değer miydi? Evet değerdi. Artık aynaya baktığımda kapkara bir çift göz ile değil, mas mavi gözlerle karşılaşacaktım. Hafifce gülümsedim. ''Bana ayırdığın için teşekkür ederim...''

Kafasını iki yana salladı ve odadan çıktı. Ayağa kalktım. Bu yaptığımdan hiç pişman değildim. Öğrendiğim gerçekler ve artık normal bir insan olmanın rahatlığı içime çoktan sinmişti. Çok geçmeden karşımda beliren portala sorgulamadan girdim. Kendimi malikanenin büyük salonunda bulmuştum.

Duyduğuğum bir gürültü ile sağ tarafa döndüm. Alfred elindeki tepsiyi ve üzerindeki çay dolu bardakları şaşkınlıktan yere düşürmüştü. Gülümsedim. ''Ben geldim alf!''

Gotham'ın Puslu Sokakları 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin