Selam canlar!
Öncelikle hepinizin bayramı kutlu olsun, daha nicelerine inşallah. İkinci olarak da yine ve yeniden yeni bölümle karşınızdayım fakat şunları söylemek istiyorum ki neredeyse, hatta hiç, yorum yok hikayemde ve bu durum da beni üzüyor maalesef. Lütfen, sizlerden rica ediyorum vote ve yorum yapmayı unutmayın. Ayrıca bahsettiğim ikinci kurgum olacak olan "Mevsimlerden Kardelen"i de, birazdan yayımlayacağım. (Karakter tanıtımını) kısa süre içinde de yeni bölümler gelecek. Kızıl ve Kara, yaşım ve hayal gücüm açısından biraz daha zaman gerek. Bu yüzden yazdığım yere kadar atacağım ama bırakmayacağım yazmayı.
Sizleri seviyorum, vote ve yorum yapmayı unutmayınız efenim. İyi okumalar <3
Red, Darkest Part
Aynı Zaman Farklılaşan Yaşam
(Ertesi gün-Beydemir evinde saat 10.34)
Gergin kahvaltı masasını çevreleyen Beydemir ailesinden sadece üç kişi vardı. Hakan Bey, Vildan Hanım ve ailenin en küçüğü Pera. Merdivenlerden hızlı adımlarla henüz inen Barlas da kırgınlık ve kızgınlık dolu ifade taşıyarak sandalyesini çekip oturdu. İnce belli bardakta çayını yudumlayan Hakan Bey, bir yandan da IPad'den sabah haberlerine bakarken göz ucuyla oğluna baktı. Barlas, ellerini birbirine kenetlemiş, dirseklerini de masaya yerleştirmiş öylece boş tabağına bakıyordu. Salatalığından bir çatal alan Vildan Hanım'ın da gözü hala dünkü ağır duygularını taşıyan oğluna kaydı. Babasının aksine Barlas'ı görmezden gelmeyerek hafif bir tebessüm etmeye çalışarak, "Yesene bir şeyler oğlum," dedi .
Genç adam desenleri gümüşten yapılma kırık beyaz renkteki boş yemek tabağından bakışlarını çekip annesine yoğunlaştı. Koyu kahve gözlerini, aynı onun gibi olan gözlere sahip olan annesine dikti. Baktı, baktı. Dalga dalga uzanan kızıl saçlarına, sabah sabah sürmesini saçma bulduğu mürdüm rengi rujuna, giydiği hardal rengi V yakalı bluzunda gezdirdi gözlerini. Röntgenini çekercesine baktı. Oğlunun, bu bakışları altında afallayan Vildan Hanım ise Hakan Bey'e döndü. Yardım istercesine baktı kahkül gibi suratına uzanan kumral saçlara sahip kocasına. Hakan Bey ise oralı olmuyordu. Nihayet oğlunun dudaklarından iki kelimelik bir mırıltı dökülebildi.
"Aç değilim."
Yeterince keskin ve netti. Tok ve soğuk çıkan sesi Vildan Hanımı'ın hala afallamasına sebep olurken Barlas umursamadı bile. Başını öne atıp, ellerini saçlarına daldırıp karıştırdı. Tekrardan doğrulurken kız kardeşiyle göz göze geldi. Tüm herkesin hayat enerjisini yüzünde toplamış gibi gülen kardeşine baktı. Bukle bukle inen saçlarının uçlarıyla oynayan kız, abisiyle göz göze gelince suratındaki gülümsemeyi büyüttü. Delikanlı da aynı şekilde gülümsedi kardeşine. Her ne kadar canı sıkkın ve kızgın olsa da canından çok sevdiği iki kız kardeşine içten gülebiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL VE KARA
RomanceGrinin en koyu tonunu içinde saklayan yağmur bulutları, tam da o anda bir şimşek bıraktı yeryüzüne iki yabancı da acılarını yaşarken. O gün ikisi de ruhlarının öldüğünü düşündüler. Fakat o gün, ikisinin de ruhları görünmez bir iple birbirine bağlan...