Grinin en koyu tonunu içinde saklayan yağmur bulutları, tam da o anda bir şimşek bıraktı yeryüzüne iki yabancı da acılarını yaşarken.
O gün ikisi de ruhlarının öldüğünü düşündüler.
Fakat o gün, ikisinin de ruhları görünmez bir iple birbirine bağlan...
Okullarımız açıldı, herkes koştur koştur. Bu iki hafta geçmek bilmedi benim için şahsen. Epey bir aradan sonra tekrar sizlerle olmak çok güzel, özlemişim.
Bence böyle bir bölüme ihtiyacınız olduğunu düşünüyorum o yüzden buraya atıp yorumlarınızı beklemek üzere kaçırıyorum canlarım :) Bol fotoğraflı ve gifli bir bölüm oldu, bakalım beğenicek misiniz? Heyecanlandım...
Oy ve yorumlar unutulmasın efenim, başlayabilirsiniz...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mert Şenel, Şaraplar ve Kadınlar
Redd, Aşk, Virüs
Broken Irs, A New Hope
Bir Çift, İki Şarap, Bir Tutam İtiraf
Koku.
Tehlikeli ve aldatıcı ama bir o kadar da bağımlılık yapan bir hayat arkadaşı.
Küçükken babamın, çocukken abimin, üniversite zamanlarında Sinan'ın kokusuyla bir hayat geçirmiştim. Ne kadar, hiçbir zaman için değiştirmedikleri parfüm olsalar da üzerindeki kokular, yine de çok sevmiştim. Üçü de ayrı hoş, duyumsadıkça ayrı anıları dile getiren bir güzellikti.
Fakat şimdiki, tamamiyle bir ten kokusuydu. Diğerlerinden çok ayrı, çok daha özeldi sanki. Tenden gelen şarap kokusunu duyumsamak sanki yıllarca aranan değerli bir hazineyi bulmaktan bile daha öteydi. Temiz bir sayfa açtırıyor, kırmızı şarabı da mürekkep olarak kullanıp yeni hayatımı yazıyordu sanki oraya.
Kalbimin odacıklarında bile hissettiğim bu kokuyla gözlerimi araladığımda koskoca yatakta yalnızdım. Kıvanç yanımda değildi. Kafam hala yastıktayken ağır şarap kokusundan onun yastığına kaydığımı fark ettim. Gözlerimi bir kaç kez kırpıştırdıktan sonra yatakta yavaşça doğruldum. Hala dünki kıyafetlerimleydim ve o pis depolarda gezdiğimden kokuyordum.
Ellerimle yüzümü sıvazladığımda dün gecenin aklıma yeniden düşmesiyle kalbimin ritminin bozulduğuna şahit oldum. Dün gece, savunmasız ve küçük bir çocuğu kucaklamış, ellerimi saçlarına daldırıp onu okşamış ve bana sokulmasına izin vermiştim. O anlarda nabzımın ve kalbimin sıcak bir duygu eşliğinde çırpındığını unutmamıştım.
