23. "ATEŞKES"
1 Temmuz 2003 / Londra
İnsanoğlu, neyden çok fazla kaçmak isterse en çok ona yaklaşırken bulur kendini. Neyin olmasını istemese, o şey olur. Neyden en çok nefret etse, ona dönüşür zamanla.
Ben bu karanlık dünyadan, iliğimle kemiğimle nefret ettim. Bir sabah, bir baktım ki hiç olmadığım birine dönüşmüşüm. Daha doğrusu, dönüşmek zorunda kalmışım.
Yine aynı şey oluyordu. Yine mutluluğumu zirvede yaşıyordum, hemen sonrasında ise o mutluluk içimde bir ukde olarak kalıyordu. Benim hayatımda hiçbir şey sürekli olarak normal gitmezdi, elbet bir yerden bir patlak verirdi.
Parmaklarım, zilin üzerindeyken saniyeler içinde karşımdaki kapı açıldı. Cemal Ekin, görüş açıma girdiğinde kenara çekilip geçmem için müsaade etti. "Yok," dedim gözlerimi kısarak. "İçeri girmeyeceğim." Etrafa kısa bir bakış attım. Havuz kenarını görmemle birlikte, kaşlarımla işaret ettim. "Şurada konuşalım."
"Korkma yemem seni içeride," dedi gülerek. "ama sen öyle istiyorsan, eyvallah, öyle olsun."
Adımlarımı havuz kenarına doğru yönlendirdim. Bir yandan da ara ara arkamı kontrol ediyordum. Cemal Ekin Aksu'ya zerre güvenim yoktu.
"Bir şeyler içmez misin? İkram edeyim?" dediğinde, dilimi üst damağıma vurarak şezlongun üzerine oturdum.
"Buraya bir şey yemeye veya içmeye gelmedim." Oturması için tam karşımı işaret ettim. "Konuşmaya geldim."
"Olmuyor böyle, yakışmıyor bize." dedi ama oturmayı da ihmal etmedi.
"Tehdit etmek yakışıyor mu peki?" diye bir soru yönelttim, tek kaşımı kaldırarak. Pantolonumun parçalarını bir tık yukarı kaydırıp oturuşumu düzelttim. "Kumsal ve beni siktir ettim, kim öğrenirse öğrensin artık umrumda değil ama beni kardeşimle tehdit etmek, adamlığa sığıyor mu Aksu?"
Dudaklarını yalayıp arkasına yaslandı. "Bugüne dek sabrımı çok sınadın." dedi yüzüme bakarak. "Önce sevgilimi, sonra itibarımı elimden aldın. Herkesin gözdesi bendim, kimliğimi sakladığım hâlde bendim. Geldiğin gibi yerle bir ettin düzenimi."
"Sevgilini elinden ben almadım." dedim sahte bir öksürükle boğazımı temizleyerek. "Sevgilinin senden gidesi vardı Cemal, bu ikisi çok farklı şeyler." Derin bir nefes aldım. "Kumsal'ı sevdiğimi bile bile geldin yanımda atıp tuttun. Damarıma bastın. Bence sana yeterince müsahama gösterdim."
"O zaman sizi bilmiyordum, sadece şüphem vardı." dedi sessizce. "Birtakım şeylerden şüpheleniyordum, emin olmak istedim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞTEN BUZ
Teen Fiction[TAMAMLANDI] ° Aşkın ve nefretin, Dostluğun ve düşmanlığın, Karanlığın ve aydınlığın, Şehvetin ve ihtirasın, en uçlarında yaşanan bir hikaye. Birbirlerine olan aşklarından yanıp tutuşan Karan ve Kumsal, rol gereği gittikleri lisede kardeşlermi...