48. "Miras"

501 38 18
                                    



48. "MİRAS"



 "MİRAS"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


🌑

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🌑






Yarım saattir sırıtarak telefonun ekranındaki Kumsalla olan resmime bakıyordum. Elindeki yüzüğü göstererek poz vermişti. Ben ise yanında, yanağımı yanağına yaslayıp 32 diş sırıtmıştım. Evli çiftler gibiydik.

"Ne baktın be," dedi Mali, alaya alarak.

"Çok güzeldi, çok." dedim iç çekerek. Heyecanla alt dudağımı dişleyip yattığım yerden ekranı Mali'ye doğru çevirdim. "Bak," dedim telefonu gözüne sokarcasına. "Bak, sen hiç böyle güzel çift gördün mü?"

Sırıtarak, "Ulan koskoca mafyasın," dedi başını iki yana sallayarak. "Ama yarım saattir bir fotoğraf karşısında kedi gibi mırlıyor, ergen gibi sırıtıyorsun. Ey aşk, nelere kadirsin."

"Ben mafya değilim," dedim kaşlarımı çatarak. "Ayrıca Kumsal istesin gerçekten kedi gibi mırlarım da. Sevgilim ne derse o. Hanımcıyım oğlum ben."

Gülerek, "Ona ne şüphe." dedi. "Bana da bulsana birini, ben de tadayım şu aşk denen duyguyu be."

"Aşk öyle zorlamayla olmaz aslanım," dedim, elimdeki telefonu istemeye istemeye kenara bırakarak. "Akışına bırakacaksın. Sen aşkı değil, aşk seni bulacak. Bana bak mesela, eğer ben Levent Abi'ye satılmasaydım Kumsal'ın varlığından haberim olmazdı. Ama kader işte, burada ne yazıyorsa o." dedim parmağımı alnıma bastırarak.

"Boşuna dememişler, her şerde bir hayır vardır diye." Yandan bir bakış attı yüzüme. "Sen de beni mi satsan acaba birilerine? Belki aşkı bulurum senin gibi."

ATEŞTEN BUZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin