Bölüm şarkısı : Sezen Aksu - Son Bakış
24. "CİNAYET"
2 Temmuz 2003 / Londra
Polis arabasının içindeyim. Sırtım buğulu cama yaslı. Arkamdan bakan yüzlerce çift göz, bileklerimde bir kelepçe, üzerimde beyaz bir gömlek, altımda bacaklarımı sıkı sıkı saran siyah bir pantolon, ayaklarımda ise siyah bir postal var. Yağmur yağıyor ve ben dışarıyı izlemekten başka hiçbir şey yapmıyorum.
Ben, sonu gelmeyen bir romanın baş karakteriyim. Hikayem yarım kalmadı çünkü yazar, başlığı attığı gibi alnından vuruldu.
Bir hikayem yok. Sadece birkaç sayfadan ve iki kapaktan ibaretim. Boş bir kitabım. Renklere muhtacım. Hissedilmeye, inanılmaya muhtacım.
Kumsal'ın arkamdan haykırışlarını duyduğum hâlde hiçbir tepki vermemiştim. Aklım onda bile değildi. Aklım, Cemal Ekin'deydi. Onu yakından tanımaya hazırken ölüm haberinin gelmesi, beklediğim bir şey değildi.
Bir oyunun içindeydim. Beklediğim atak, hiç beklemediğim bir yerden gelmişti.
Yolun sonuna geldiğimi hissediyordum. Aklıma koyduğum tek şey ise, bunu Cemal'e yapanın kim olduğunu bulmaktı.
Ne pahasına olursa olsun, bulacaktım. Çünkü Karan Duman, aklına koyduğu şeyi yapardı.
🌑
"Karan!" Kumsal'ın tüm emniyeti ayağa kaldıran sesini duyduğum an, ayaklarım benden bağımsız adım atmayı kesti. Başımı sesin geldiği yöne çevirdiğimde, bana doğru koştuğunu gördüm.
Saçı başı dağılmış, göz kenarları kızarmıştı. Bu hâle benim için değil de Cemal Ekin için geldiğini biliyordum. Ölümünü kaldıramamış olmalıydı.
"Müsaade eder misiniz?" Yanımdaki memurlara yandan bir bakış attığımda başlarını belli belirsiz sallayıp geri çekildiler. Ben de onlardan bir adım öne doğru atarak uzaklaştım ve bileğime takılı kelepçeye inat kollarımı havaya kaldırdım.
Kumsal, kollarımın arasına doğru girip ellerini belime sardığında, kollarımı indirip onu kendime hapsettim.
"Karan," dedi ağlamaklı bir ses tonuyla. "Neler oluyor? Ben hiçbir şey anlamıyorum! Ne oldu birden bire? Kafayı yiyeceğim!"
"Şttt," diye fısıldadım kulağına doğru. "Ağlama lütfen, sen ağlayınca kendimi bok gibi hissediyorum Kumsal."
"Cemal Ekin ölmüş Karan!" dedi bana aldırmayıp içli içli ağlamaya devam ederek. "Ya daha dün kanlı canlı karşımızdaydı, nasıl olur bu?" Öfkeyle soluyup kendini bir tık geriye çekti ve yüzüme baktı.
Bu bakışı biliyordum. Bu, Kumsal'ın yargılayan, şüphe dolu bakışıydı.
"Sen," dedi zorlukla yutkunarak. "Dün gece niye gittin Karan oraya?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞTEN BUZ
Teen Fiction[TAMAMLANDI] ° Aşkın ve nefretin, Dostluğun ve düşmanlığın, Karanlığın ve aydınlığın, Şehvetin ve ihtirasın, en uçlarında yaşanan bir hikaye. Birbirlerine olan aşklarından yanıp tutuşan Karan ve Kumsal, rol gereği gittikleri lisede kardeşlermi...