Gün içinde yaşananların beni yorgun düşüreceğini, yığılıp kalacağımı sanıyordum. Oysa şu an gecenin biri, gözlerim fal taşı gibi açık ve uyku tutmuyor. Ben de bilgisayarımı alıp merakımı gidermeye karar veriyorum. Google’a “Sasuke Uchiha Sakura” yazıp haberlere tıklıyorum. 243 haber çıkınca kalbim duracak gibi oluyor. İKİ YÜZ KIRK ÜÇ? Hindistan, Avustralya ve Amerika’da bile haber olmuş. Akıllara durgunluk veren, gerçeküstü bir durum bu.
Bir linke tıklıyorum, yine aynı bıktırıcı hikâye var. Bu kez Sasuke'nin eski ilişkileri ile ilgili bir iki detay eklenmiş. Biraz aşağıya inince yukarıdaki hikâye ile ilgili okuyucu yorumları geliyor. Mideme kramplar giriyor cümleleri okurken.
Sasuke Uchiha'nın nesi var? Heidi Black’den sonra bu mu yani? Çok sıradan görünüyor. Kendine gel Uchiha.
Kızın acilen bir stiliste ihtiyacı var! Biri ona yardım etsin!
Ne sıkıcı! Sakura'ya pek takılmayın. Sasuke gelecek hafta yeni birini bulur!
Evlilik mi düşünüyorlarmış! Ne kadar saçma. Adam’m derdi seks. Kız ne kadar SIKICI görünüyor.
Ne?! Şu kafasındaki aptal eşarba bak! Böyle biri SU’nun dikkatini beş saniyeden fazla çekebilir mi? Muhtemelen çoktan onu sepetlemiş, sette yeni aşklara yelken açmıştır!
Tanrım... Bu kızı çıplak düşünmek bende kusma isteği uyandırıyor. Bırak elinden o keki.
Fareye benziyor! Ne o öyle, una bulanmış? Bak biraz kendine kızım... Biraz kilo ver.
Sasuke adına mutlu olduğunu söyleyenler de var elbette. Aslında olumsuzlardan çok olumlu yorumlar var ama onları hiç gözüm görmüyor. Diğerlerini telafi etmekten uzaklar benim için. Tüm bu yorumlarla ilgili en çok canımı acıtan şey, aslında benim de öyle hissediyor olmam. Sanki benim kendime güvensiz olduğum yönlerimi sezip hepsini tek tek cımbızla çekiyorlar ve yüzüme vuruyorlar gibi. İlk buluşmamızdan önce kafama taktığım her şeyi çok daha somut halde bana gösteriyorlar. Yeterince güzel değilim. Sıradan biriyim. Ünlülerin arasından çok daha iyisini bulup her an gidebilir. Yeterince iyi değilim. Bana bağlı kalmasını gerektirecek hiçbir özelliğim yok. Değersizim.
Son bir aydır ikimiz de hayal dünyasında yaşadık. Sasuke ışıltılı dünyasından çıkıp küçük tatlı taşra hayatına daldı. Peki bunun ömrü var mı gerçekten? Film çekimi birkaç haftaya bitecek ve Sasuke eşyalarını toplayıp eski hayatına geri dönecek. O dünyada bana yer var mı? Tabii ki yok. Aksini düşünmem ne büyük aptallık.
***
Ertesi sabah alarm çaldığında yataktan çıkmıyorum. İçimde kocaman bir boşluk var, öylece yatıyorum. Tüm vücudum ağrıyor sanki. Yüzüm şişmiş, kafam vücuduma ağır geliyor. Ağlamaktan gözlerim acıyor. Ben değersiz bir insanım ve tüm gün, hatta ömrümün sonuna kadar burada, yorganın altında kalmak istiyorum.
Dükkânı arayıp Tsunade'ye keyifsiz olduğuma dair mesaj bırakıyorum. Tıkanmış burnum gayet ikna edici oluyor zaten. Sonra yatakta büzülüp yorganı kafama çekiyor ve dış dünyaya tamamen kapatıyorum kendimi.
Ön kapının arka arkaya çalınmasıyla uyanıyorum. Yataktan fırlıyorum, kafam hâlâ kazan gibi, pijamalarımla aşağıya gidip kapıyı hızla açıyorum. Yüzünde ışıldayan gülümsemesiyle Sasuke karşımda duruyor.
“Kuşlar dedi ki hastalanıp işe gidememişsin. Ben de sana hemşirelik yapmaya geldim. Üzüm, çikolata, Sudoku getirdim sana.” diyor neşeyle elindeki poşeti göstererek.